Hatıralar bu sergide!

Şahika Aktuğ’un 35 akrilik resim, enstelasyon, yerleştirme ve altı adet yazıdan oluşan sergisi, İzmirli sanatseverlerle buluşuyor. Ege Üniversitesi, Kampüs Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde 19 Kasım - 28 Aralık tarihleri arasında ziyarete açık olacak sergi de sanatçı, bir de performans gösterisi yapacak.

Abone ol

İZMİR - Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Bölümü mezunu olan Şahika Aktuğ, üniversitede uzun yıllar Doçent olarak çalıştı. Sanata olan tutkusu nedeniyle mesleki kariyerinden vazgeçen Aktuğ, İtalya'da iki kısa dönem Uluslararası Resim Okulu’na gitti. Resim çalışmalarını İzmir’de sürdüren sanatçı, aynı zamanda felsefe bölümü 4. sınıf öğrencisi. Daha önce iki kişisel sergi, bir bienal ve 27 karma sergiye katılan sanatçının "Başka bir geçmiş mümkün. Hadi açalım şu eski defterleri" isimli çalışması 'seçtikleri' ve 'vazgeçtikleri'nin öykülerini içeriyor.

'BİZ HATIRALARIMIZA NE KADAR GÜVENEBİLİRİZ?'

Aktuğ, “Başka bir geçmiş mümkün. Hadi açalım şu eski defterleri’’ sergisini hazırlarken nereden ilham aldığıyla ilgili olarak şunları söylüyor:

"Biz bundan birkaç yıl önce 3-4 kişi oturmuş sohbet ediyorduk. Konu yıllar önce hepimizin şahit olduğu bir olaya geldi. Ben olayı çok net hatırlarken iki kişi hiç hatırlamıyor, bir kişi de tam tersini hatırlıyordu. O zaman aklıma şöyle bir şey takıldı. Biz hatıralarımıza ne kadar güvenebiliriz? Ya da her anlattığımızda biz onları yeniden mi yazıyoruz? Bunun peşinden çok fazla kitap okudum. Geçmişten neyi seçtiğimiz, yani bugüne getirdiklerimiz aslında geleceğimizi yazıyor. Raymond Queneau "Biçem Araştırmaları" kitabında durakta geçen 2 dakikalık bir olayı 99 farklı şekilde anlatıyor. Ve diyor ki; bir olay kaç kişi tarafından gözlemlenmişse o kadar kez vuku bulur. Çünkü herkes başka bir açıdan bakıyor. Bu konu okudukça daha fazla ilgimi çekti. Sonra bir karar alıp bütün eski defterlerimi açtım. Gezi notlarım, seyahat günlüklerim, anılar, rüyalarım, aldığım tüm notları önüme açtım ve neyi doğru neyi yanlış hatırlıyorum diye geçmişe bir yolculuk yaptım. Bu yolculukta neleri sakladığım ya da sakladığımı unuttuklarım da ortaya döküldü hep... Sonra seçmeye başladım. Mesela geçmişimde 10 tane olay olmuş ama ısrarla 3 tanesini hatırlıyorum. Halbuki daha iyileri, değişik olanları var. Bunun üzerine başka bir geçmiş mümkün deyip vazgeçtiklerim ve seçtiklerimle ilgili bu sergi fikri ortaya çıktı."

.

'SADECE SEÇTİKLERİMLE EVE DÖNECEĞİM'

Serginin son günü sadece seçtikleriyle eve döneceğini ifade ederek “Sergi salonunda saklamak istediğim her şeyi seçip daha değerli hale getirdim ve diğerlerini de kestim” diyen Aktuğ, “Yerde olan her şey benim geri dönüşüme gönderdiklerim, diğerleri de seçtiklerim olacak. Sergi salonunun çeperi 4228 cm ve burada bütün kestiklerim kağıt olarak salonu kaplayacak. Ben bunları artık istemiyorum. Sergi bitiminde hayatımdan kestiğim her şey, bununla sembolize olmuş ya da bunun üzerine koyduğum objeler geri dönüşüme gidecek. Ve ben sadece seçtiklerimle eve döneceğim. Yine defterler yazacağım ama bu sefer geleceğim olacak" ifadelerinde bulunuyor.

'HEPSİ BİRER İNSAN METAFORU'

Sergide yer alan bütün objelerin kendisini anlattığını aktaran Aktuğ, "Miladı geçmiş paralar, boya küpleri, deniz çamları kendi hikayelerini anlatıyor. Bunların hepsi birer insan metaforu aslında. Geçmişe yapılan yolculukta hep bir kap vardır yolunu kaybedenlerle, yoldan toplananların buluştuğu yer gibi. Aslında bu kap hepimizin evinde vardır; pandoranın kutusu gibi. Mesela tamir edilmeyi hak eden bir anahtarlık ya da hangi kapıyı açtığını bilmediğiniz için atamadığınız bir anahtar... Nereden koptuğunu bilemediğiniz bir düğme; hepimizin hayatında vardır. Bunlar sizin geçmişinizi oluşturuyor. Sergi, gerçek özgeçmişim ve kendimi tanımladığım özgeçmişim ile bitiyor. Ben bazı kestiklerimi daha değerli bir şeye dönüştürdüm. Defterler ve iplerle bir kolaj yaptım. Aslında yok olan her şeyi değerli bir şeye dönüştürebiliyoruz! Ben de bunu anlatmak istedim,” vurgusunda bulunuyor ve sözlerini "Ben her gün belli saatlerde orada olacağım. Sergiyi gezmek isteyene de kendim gezdireceğim" diyerek bitiriyor. (DUVAR)