'Hatun Ana devleti boş mezara gömdü'
Hatun Tuğluk, ölümünün 3'üncü gününde Ataşehir Pir Sultan Abdal Cemevi'nde anıldı. Lokma dağıtılan törende, "Hatun Ana devleti boş mezara gömdü" denildi.
DUVAR - HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un hayatını kaybeden annesi Hatun Tuğluk için dün saat 15.00'de Ataşehir Pir Sultan Abdal Cemevi'nde lokma dağıtıldı. Törene, İstanbul Tabipler Birliği üyeleri, HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, yönetmen Çayan Demirel ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Tuğluk'un evlatlarının da hazır bulunduğu tören, Alevi Dede'si Ali Kenanoğlu'nun duasıyla açıldı. 200 kişiye yakın katılımın olduğu törende milletvekilleri Hüda Kaya ve Sezgin Tanrıkulu söz aldı. Yönetmen Çayan Demirel, törende bulunanları sağ yumruğunu havaya kaldırarak selamladı.
Cezaevinden özel izinle çıkan Aysel Tuğluk'un, annesi Hatun Tuğluk'un Ankara Batıkent'teki cenazesine katılanlara saldırı düzenlenmişti. Saldırının ardından Tuğluk'un cenazesi mezardan çıkarılmıştı.
Saldırının ardından cenaze Tunceli'de toprağa verilmiş, cenaze için cezaevinden çıkarılan Aysel Tuğluk, annesinin cenazesine katılamamıştı. Tuğluk, 48 saatlik iznini de annesinin İncek’teki evinde taziyeleri kabul ederek geçirmişti. Tuğluk, annesinin vasiyetinin gerçekleştirilemediğini ifade ederek, tepkisini, "İkinci Madımak gibi" sözleriyle aktardığı öğrenilmişti.
'HATUN TUĞLUK HEPİMİZİN ANNESİ'
Ataşehir Pir Sultan Abdal Cemevi'nde yapılan anmayla ilgili olarak, "Hatun Tuğluk hepimizin annesi" ve "Yanımızda ol" dendi. Törende konuşan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, "Öncelikle Hatun annemize Allah'tan rahmet diliyorum. Yıllarca çok büyük zulümlere şahitlik etmiş annelerimizden bir tanesiydi. Hem ailesinin hem halkının çok büyük acılarına tanıklık etmiş, evlatları ve kendisi büyük bedeller ödemiş bir anneydi. Çok farklı eylemlerde, hasta haliyle, gücü yettiğince destek vermeye çalıştığına şahit olduk. Onun ardından yine şahitlik ediyoruz. O, iyilerdendi. Ve sevgili kızı, dostumuz Aysel Tuğluk zindanlarda yapayalnızken dışarıda dayanışmaya yetişmeye, içeride evlatlarına, tüm tutsaklara yetişmeye çalışırken ezilen halkının evlatlarına anne olmaya çalışan bir kadındı. Sade ve sivil bir şekilde yaşadı ve vefat haberini aldık.
'HEPİMİZ CENAZEYE KATILABİLMESİNİ DİLEDİK'
Hepimiz, Aysel Tuğluk'un cenazeye katılabilmesini diledik. Bu ülkede mafya babalarının cenazelerine katılma izni hemen çıkıveriyordu. Ama tutsak arkadaşlarımızın birinci dereceden yakınlarını yitirmişti ve onlara izin verilmemişti. Bütün gücümüzle Aysel Tuğluk'un cenazeye yetiştirilmesi için seferber olduk. Tuğluk'un katılacak olması, bu büyük acının içinde bir zerre de olsa umut olmuştu.
Hatun Anne, ölümünün ardından milyonlarca insanın vicdanını fark etmesine, yüzüne bir şamar yemesine, Roboski travmasında olduğu gibi yeniden kendisiyle yüzleşmesine ve vicdanlarıyla hesaplaşmasına sebep oldu. Hatun Anne ölümüyle en büyük eylemini yaparak gitti.
Hiç ummadığımız, yandaş bildiğimiz niceleri hiç beklemediğimiz kelimelerle kendilerini sorgulamaya başladılar. İnsanlar, "Türklüğümüzden, dindarlığımızdan utanıyoruz" dediler. Bu silkiliş devam edecek. Dalga dalga büyüyecek. Bugün mezarlar boşaltılırken en çirkin pozlarını verenler o gün nereye kaçacaklar? Biz o günleri göreceğiz. O zaman Hatun annenin ve haksızlığa uğrayan herkesin ruhu huzura erecek" dedi.
'ABİ BİZ BİRLİKTE DEĞİL MİYİZ?'
Cenazeye saldırının gerçekleştiği anlarda olay yerinde olan Hatun Tuğluk'un evlatlarından Muhiddin Yıldız o anları şu sözlerle anlattı:
"Mezarlığa saldıran güruhtan biri polisin yanına yanaştı ve 'Abi biz birlikte değil miyiz?' dedi. Polis, 'Birlikteyiz ama mezarın dışında' diyerek cevap verdi. Hatun Ana ölümüyle devleti o boş mezara gömdü."
'SİYASETÇİLERİN DİLİNDEN KAN DAMLIYOR'
Törende söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Türkiye tarihinde böyle bir travma yaşanmamıştı. 22 yıldır çocuklarına mezar arayan Cumartesi Anneleri'nden, mezardan cesedi çıkarılan annelere geldik. Böyle acı bir durum ile karşı karşıyayız. Bu aslında Türkiye'nin kutuplaşmada, nasıl bir çağ atladığını gösteriyor. Nefret söylemi toplumsallaşmış ve yayılmış bir durumda. Siyasetin dili bu noktaya getirildi. Siyasetçilerin dilinden kan damlıyor. O kanın sokakta nasıl bir faşizme döndüğünü gördük.
Bir yandan Türkiye'nin vicdan ortaklığı ortaya çıktı. Bu ortaklık faşizmi, Hatun Anne'nin çıkarıldığı mezara gömecek" dedi.
Tören, Alevi Dede'si Ali Kenanoğlu'nun duasının ardından kadınların elden ele dağıttığı lokmalar ile son erdi.