Fırat Özeler: Sinema yapabilmek için her zaman mücadele etmek gerekiyor
30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde izleyicilerle buluşan “Kavur” belgesel filmini yönetmen Fırat Özeler ve yapımcı Emir Melek'le konuştuk.
ADANA - “Ziyafet” ve “Hatırlamadığım Şeyler” isimli iki kısa metraj filmiyle tanınan Fırat Özeler'in ilk uzun metrajlı filmi “Kavur”, usta yönetmen Ömer Kavur'u 'Ömer Kavur filmleri'nde olduğu gibi anlatıyor.
Seslendirmesini Cem Yılmaz, Funda Eryiğit ve Tilbe Saran’ın yaptığı belgesel, dünya prömiyerini 52. Rotterdam Film Festivali'nde yaptı. Türkiye prömiyerini ise 42. İstanbul Film Festivali'nde yapan “Kavur”, yolculuğuna Ayvalık Film Festivali ve 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde devam etti.
Filmi yönetmeni Fırat Özeler ve yapımcısı Emir Melek'le “Kavur”u konuştuk.
Ömer Kavur’u anlatma ve belgesel fikri nasıl ortaya çıktı?
Fırat Özeler: Çok uzun yıllardır Ömer Kavur sinemasına aşıktım. Filmlerini tekrar tekrar izleyip, anladıklarımı, anlayamadıklarımı uzun uzun düşünürdüm. Bir süre sonra “Bu filmleri yapan bir insanın iç dünyası nasıldır?” sorusu zihnimi kurcalamaya başladı. Aslında bu belgesel fikri de o şekilde ortaya çıktı. Ancak onu nasıl anlatacağım sorusu da zor bir meseleydi; çünkü iç dünyası o kadar güçlü ki… Bu noktada da aslında onun filmleri bana yol gösterdi. “Bir Ömer Kavur filmi gibi bir Ömer Kavur belgeseli” yapalım istedim.
'ÖMER KAVUR'UN FİLMLERİ SAYESİNDE YAŞADIĞIM YERLE OLAN BAĞIMI GÜÇLENDİRDİM'
Kavur’un sizin hayatınızdaki yeri nedir? Hiç tanımayan birine anlatacak olsanız, Ömer Kavur kimdir?
Fırat Özeler: Kavur’un hem filmleri hem de kişiliği hem hayata bakışım hem de yapmak istediğim sinema üzerinde çok etkili oldu diyebilirim. Onun filmleri sayesinde bu ülkeyle, yaşadığım yerle olan bağımı güçlendirdim örneğin. Ya da hayatta ne yapmak istediğime, nasıl mücadele etmem gerektiğine dair çok şey öğrendim ondan. Sanırım onu hiç tanımayan birine ilk söyleyeceğim şey “hayata karşı naif bir mücadeleci” olurdu.
Belgesel için çalışmalara ne zaman başladınız? Ömer Kavur’un hayatını araştırma süreci nasıl ilerledi?
Fırat Özeler: Belgeselin çalışmalarına çok temel bir noktadan, röportajlarını tarayarak başladık. Bu süreç çok faydalı olduğu gibi beklediğimizden de çok uzun sürdü. Kütüphane kütüphane gezip tek tek gazetelerde dergilerde yayınlanmış röportajlarını topluyorduk. Daha sonra bu röportajlardan topladığımız bilgilerle hareket ettik. Onu tanıyan, hayatına bir noktada dahil olmuş insanlara ulaştık ve onlarında hem sözlü hem de arşiv katkısı ile araştırmayı tamamladık.
Belgeselin yazım, hazırlık, çekim ve post prodüksiyonu ne kadar sürede tamamlandı?
Emir Melek: Bir Kavur belgeseli çekme fikrinin somutlaşması üç yıl öncesine kadar gidiyor. Dolayısıyla hazırlık süreci, buna arşiv çalışmalarını da eklersek iki yıl kadar sürdü. Çekimler ise bir sene içerisine yayılarak totalde on hafta sürdü. Kurguyu sekiz ayda tamamladık ve post prodüksiyon da dört ayda tamamlandı.
'KAVUR'UN FİLMLERİNE BENZER BİR FİLM YAPMAK İSTEDİM'
Belgesel roman dilindeki bir anlatımla Kavur'un portresini çiziyor. Bunu da belgesel türünün alıştığımız kalıplarının dışında bir anlatımla gerçekleştiriyor. Bu anlatım tercihinizden bahsedebilir misiniz?
Fırat Özeler: Aslında az önce de değindiğim gibi onun filmlerine benzer bir film yapmak isteme arzum etkili oldu bu tercihlerde. “Bir kadın sevdiği yönetmeni daha yakından tanımak için bir yolculuğa çıkar” fikri tam da Kavur’un temalarına yakın bir tema sunuyor bize. Dolayısıyla hem bir yol filminin alışıldık izleklerini ya da bir içsel yolculuğu hem de bir belgeselde karşımıza çıkabilecek biyografik ögeler doğru şekilde harmanlamak asıl amacım oldu.
Belgeselde Cem Yılmaz, Funda Eryiğit ve Tilbe Saran anlatıcılığında bir hikâye örüyorsunuz. Cem Yılmaz, Funda Eryiğit ve Tilbe Saran ile yollarınız nasıl kesişti?
Emir Melek: Herhalde işlerin en istediğimiz gibi gittiği alanlardan biri oldu seslendirme kısmı. Filmdeki üç farklı karakter için ilk düşündüğümüz ve seslendirmesini çok istediğimiz oyuncularla çalışma fırsatı bulduk. Ömer Kavur belgeseli çektiğimizden bahsettikten, senaryoyu gönderdikten ve kısa bir süre sohbet ettikten sonra üç oyuncu da yer almaktan keyif alacağını belirtti ve bu şekilde seslendirme kısmına başladık diyebilirim.
Cem Yılmaz, Funda Eryiğit ve Tilbe Saran harika birer anlatıcı performansı çıkardılar. Provalar ve kayıtlar da çok keyifliydi.
'ÖMER KAVUR'UN YAPTIĞI SİNEMA ÇOK İÇSEL BİR SİNEMA'
Ömer Kavur’un “Sadece sinema yapmak istiyorum ve iyi yapmak istiyorum. İçimden geldiği gibi yapmak istiyorum. Yapabildiğin tek şey sinema ve ben bundan çok mutluyum” sözleri de belgeselde yer alıyor. Sizce Ömer Kavur’u sinema dünyasındaki yeri nedir?
Fırat Özeler: Ömer Kavur’un yaptığı sinema çok içsel ve kişisel bir sinema. Bence en kıymetlisi de, bu kadar kişisel bir sinema yapmasına rağmen, aynı zamanda filmleriyle insanı ve ülkeyi bu kadar iyi anlatabilmesi. Dolayısıyla bu da anlatmak için istediği hikayeleri büyük bir tutkuyla bağlanmasına, o filmleri çekebilmek için elinden gelen her fedakarlığı yapmasına sebep oluyor. Benim için sinemamızdaki en önemli yeri de buradan doğuyor Kavur’un: Sinema yapabilmek için büyük bir tutkuyla her zaman mücadele etmek gerekiyor.
Belgeseli daha sonra nerelerde izleyebileceğiz, festival yolculuğu devam edecek mi?
Son olarak Ayvalık Film Festivali’nde ve Adana Altın Koza Film Festivali’nde yer aldık. Film, bir süre daha yurt içi ve yurt dışı festivallerindeki yolculuğuna devam edecek. Eylül, Ekim ve takip eden aylarda farklı farklı şehirlerde Başka Sinema özel gösterimlerimiz olacak. Bu sırada üniversitelerdeki ücretsiz öğrenci gösterimlerine de devam edeceğiz. Yeni yılda izleyicilerimizin başka platformlardan da izleme imkanı olacak.