Hayvan hakları savunucuları: Bakanlığın uygulaması kuduzu artıracak
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sokak hayvanlarının doğal barınaklarda bakılmasını öngören pilot uygulamasını değerlendiren hayvan hakları savunucuları, uygulamanın 'yasalara aykırı olduğunu' belirtti.
Ardıl Batmaz
DUVAR - Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 'doğal hayvan barınağı' adı altında yerel yönetimlere ormanlık alanlardan yer tahsis ederek sahipsiz hayvan popülasyonunu azaltmaya çalıştığı pilot uygulama 29 Kasım'da duyuruldu.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Yerel yönetimlere ormanlık alanlardan yer vererek İstanbul’un barınak sorununu gidereceğiz” ifadeleriyle, sokakta yaşayan hayvanlara yönelik uygulamanın başlatılacağını açıklamıştı. Pilot uygulama ile İstanbul’un 39 ilçesinde yerel yönetimlere otuz dekarlık yerler verilecek ve bu alanlar ‘doğal hayvan barınağı' olarak kullanılacaktı.
İlk etapta İstanbul'da başlatılacak olan uygulamanın yol haritası henüz paylaşılmazken, Karadeniz Hayvan Hakları Federasyonu (Karadeniz FED), Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu ve Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKURDER) ile bakanlığın uygulamasını konuştuk. Hayvan hakları savunucuları, uygulamanın Türkiye'deki sahipsiz hayvan popülasyonuna çözüm olmayacağı görüşünde birleşti. Ayrıca, uygulamanın kuduz vakalarında artış yaratacağı, kanuna aykırı olduğu ve ekosistemi bozacağı da görüşler arasında.
NİHAL ERKOÇ: ORMANLAR TALAN EDİLECEK
Bakanlığın İstanbul'da başlattığı pilot uygulamayı, ‘hayvanları şehirden toplamak için yapılan bir kılıf’ olarak değerlendiren Karadeniz FED Başkanı Nihal Erkoç, uygulamanın asla çözüm olmayacağını belirtiyor. Hayvanların tel örgü ile çevrili devasa alanlara toplanacağını söyleyen Erkoç, bir taraftan hayvan katliamı devam ederken diğer taraftan kontrolsüz üreme ile hayvan sayısında artış yaşanacağını savundu.
Erkoç'a göre, Türkiye'deki hayvan popülasyonunu azaltmanın tek yolu, şehirlerin nüfusuna göre küçük ya da büyük ölçekli kısırlaştırma merkezleri kurup, sürdürülebilir kısırlaştırma seferberliği başlatmak.
Pilot uygulamayla birlikte ‘ormanların talan edileceğini’ söyleyen Erkoç, ekosistemin de bozulacağını ifade etti: “Gözümüz gibi koruduğumuz ormanlar ülkemizin ciğerleridir. Buraları talan etmek için devasa barınaklar ve yaşam alanları kurmak, orman katliamına neden olacak ve ekosistemi bozacaktır. Bunun neticesinde insan, hayvan ve doğa olmak üzere hepimiz zarar göreceğiz."
Sokakta yaşayan hayvanların, yaban hayatına yaklaştırılacağını da belirten Erkoç, bu sebeple kuduz vakalarının da artacağı görüşünde: “Toplu yaşam alanlarına hapis edilecek binlerce hayvan, yaban hayatıyla temas edecek ve kuduz vakaları artacak, şehirlere, köylere sıçrayacak. Bu uygulama hayata geçerse tam bir felaket yaşanır.”
TİMUR UGAN: KANUNA AYKIRI
Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Timur Ugan ise, söz konusu uygulamanın kanuna aykırı olduğunu belirtti. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6'ncı maddesine dikkat çeken Ugan, belediyelerin geçici bakımevleri kurabileceğini, bu merkezlerde hayvanların aşısını ve kısırlaştırmasını yaptıktan sonra hayvanları buldukları yere bırakmaları gerektiğini hatırlattı: “Bu madde dışında siz devasa yerler de yapsanız hayvanları toplama yetkiniz yok. Oraya küpeli ve küpesiz hayvanları toplayıp da birbirlerini öldürecekleri bir toplama kampı oluşturmak, tümüyle yasaya aykırı."
‘PROJE YOK, BÜTÇE YOK: BÖYLE UYGULAMA OLABİLİR Mİ?’
Bakan Kirişci'nin, "Akademisyenlerin, uzmanların görüşleri alınarak bir yol haritası belirleyeceğiz" sözlerine dikkat çeken Ugan, bu uygulamanın projesinin, bütçesinin ve tahsis edilecek ormanlık arazilerin belli olmadığını belirtti.
Ugan ayrıca, Kirişci’nin "Bu barınakların doğal hayata yakın olması da gerekiyor. Biz ormanlarımızdan yer vermeyi planlıyoruz. Yerel yönetimlere ormanlık alanlardan yer vererek İstanbul’un barınak sorununu gidereceğiz" açıklamasının ‘doğrulukla da yasayla da uzaktan yakından ilgisi olmadığını’ söyledi: "Hadi uygulamayı hayata geçirdiniz ve İstanbul’daki bütün ilçe belediyeleri de kabul etti. 30’ar dekar yer verdiniz. Kaç hayvan toplayacaksınız oraya? 100 hayvana, 250 hayvana bile bakamayan, türlü türlü rezilliklerle karşı karşıya kalınan bakımevlerine bin tane köpeği koydunuz diyelim. Hangi elemanla bakacaksınız, nasıl bakacaksınız? O hayvanlar hastalıktan ölür, açlıktan birbirlerini öldürür. Böyle bir uygulama olabilir mi?”
'BİR SENE İÇERİSİNDE 2 MİLYON HAYVAN YİNE SOKAKTA OLACAK’
Tarım ve Orman Bakanlığı’nda hayvan haklarıyla ilgili ya da hayvanların sorunlarıyla ilgili tek bir uzman olmadığını ileri süren Ugan, “Bakan da bu konuda hiçbir şey bilmiyor. Böyle bir uygulama imkânsız" diyerek tepki gösterdi.
Sokaklarda yaşayan 2 milyon köpek olduğunu ve bu köpeklerin barınaklara hapsedilmesinin Türkiye'deki sokak köpeği sorununa çözüm olmayacağını belirten Ugan, bunun sebebini ise şöyle açıkladı: "Bir sene içerisinde 2 milyon köpek yine sokakta olacak. Nasıl olacak? Üretime izin veriyorsunuz, satışa izin veriyorsunuz, terk etmeye izin veriyorsunuz. Türkiye’de hayvan satışı yapan 40 bin işletme var. Böyle bir bilim dışı davranış olabilir mi?”
‘UYGULAMA HAYATA GEÇERSE ORMANLAR VASFINI KAYBEDECEK’
Çözümün, hayvanların terk edilmesinin, üretilmesinin ve satışının önüne geçilmesiyle başlaması gerektiğini belirten Ugan, bu faaliyetler içerisinde bulunan kişilere ise ağır cezalar verilmesi gerektiğini söyledi.
Uygulamanın hayata geçmesiyle birlikte ormanların vasfını kaybedeceğini de dile getiren Ugan, şöyle konuştu: “Yaban hayvanları olmasa ağaçlar çürür ağaçlar. Bu bilimsel bir gerçek. Beykoz’a, Kurtköy’e, İğneada’ya bakın. Yıllardır bütün köpekleri oraya yığıyorlar, ormanların haline bakın. Ormanlar ormanlıktan çıktı, orman mı kaldı? Bütün belediyeler köpekleri oraya attı. Cumhuriyet tarihi boyunca köpekleri öldürdüler. Sayıları azaldı mı, çoğaldı mı? Çoğaldı. Hala öldürüyorlar. Anadolu’da öldürme rutin uygulama. Anadolu’da temizlik işçileri ve zabıta, günlük rutin köpek toplamaya, öldürmeye çıkıyor. Uyuşturuculu tüf tüf var tüm araçlarda. Buna rağmen başa çıkamıyorlar, çıkamazlar. Tek yol aşılama."
'TOPLAYARAK, ÖLDÜREREK YOK EDEMEZSİNİZ'
Uygulamayla birlikte ilk etapta bölgede yaşayan memeli hayvanlar ile köpekler arasında çatışma olacağını, bu çatışmanın etkisiyle kuduz hastalığının yayılacağını söyleyen Ugan, bunun önüne geçilmesinin ise mümkün olmadığı görüşünde: "Bu köpekleri ormanlık araziye bırakırsanız kuduz her türlü yaban hayvanından bulaşabilir. Yalnız kuduz değil, köpekleri de öldürebilecek, insanlara da bulaşabilecek her türlü zootik hastalık ortaya çıkabilir. Köpeklerin de o ortamda yaşaması mümkün değil. 14 bin yıldan beri insanların yanında köpekler. Bu işi kontrol altına almak istiyorsanız, insanların yanında kontrol altına alacaksınız. Toplayarak, öldürerek yok edemezsiniz.”
ERMAN PAÇALI: KANUNSUZ BİR İŞ YAPILIYOR
HAYKURDER Başkanı Erman Paçalı da uygulamanın kanunlara aykırı olduğu görüşünde. "Doğal hayvan barınağı diye bir şey olamaz" diyen Paçalı, 'hayvan barınağı' denilen yapının insan eliyle inşa edildiğine dikkat çekti. Sahipsiz hayvanların doğal yaşam alanının, kanunda, bulundukları sokaklar olarak gösterildiğini belirten Paçalı, "Hayvanın doğal yaşam alanı zaten belli. Kaldı ki mevzuat zaten böyle bir alana taşınmalarına izin de vermiyor. Pilot dedikleri uygulama da, uygulamanın yeri ve şekli de, tesisin isimlendirildiği statü de kanunsuz. Şu an orada kanunsuz bir iş yapılıyor. Orman sahalarına 'barınak' kurup hayvanları oraya sürgün etmek gibi bir niyetleri var" diyerek tepkisini dile getirdi.
Mevzuatta yaban hayatı sahalarına, ormanlara, kırsal alanlara kedi ve köpek gibi sahipsiz hayvanların bırakılmasının yasak olduğunu belirten Paçalı, uygulamanın hayata geçirilmesi halinde hem ormanların, hem yaban hayatının 'korkunç zarar göreceğini de belirtti.
'EKOLOJİK YIKIMA SEBEP OLURSUNUZ'
Uygulamanın 'uzun vadede telafisiz zararlar doğuracağını' söyleyen Paçalı, köpeklerin bu alana toplatılması halinde 'güçlülerin güçsüzleri yok edeceği' görüşünde. Personelin bu durumu kontrol altında tutamayacağı, köpeklerin bakımlarının da sağlıklı gerçekleştirilemeyeceğini savunan Paçalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ekolojik yıkıma sebebiyet verirsiniz. Bakanlık her zaman olduğu gibi üzerinde düşünmeye dahi lüzum duymadığı bir amatörlükle iş yapıyormuş gibi görünmemek adına bu çalışmaya evriliyor. Ancak bunun uygulanabilirliği yok. Korkunç hayvan katliamları ve hak ihlalleri, işkence, eziyet görüntülerinin fışkıracağı bir süreci inşa etmektir bu."
BAKANLIK DANIŞMANI: BU AŞAMADA DİYECEK BİR ŞEY YOK
Tarım ve Orman Bakanlığı Danışmanı Osman Yılmaz ise, bakan Kirişci’nin en son açıklamasını hatırlatarak İstanbul Valiliği ve Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün yürüttüğü sürecin ve alt yapı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Söz konusu uygulamanın kanuna aykırı olduğu yönündeki tepkileri sorduğumuz Yılmaz, “Bu aşamada diyecek bir şey yok, resmi açıklama yapılması gerekir” diye yanıt verdi.