HDP, İstanbul'da polis ablukasında açıklama yaptı

HDP İstanbul İl Binası ve bulunduğu cadde, Zaho'daki saldırıya yönelik protesto öncesinde yüzlerce polisle abluka altına alındı. Görüşmelerin ardından açıklama polis çemberi içinde yapıldı.

Abone ol

DUVAR - HDP İstanbul İl Teşkilatı'nın, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı Duhok vilayetinin Zaho kentinde turistik bir tesisi hedef alan ve 9 sivilin ölümüne yol açan havan topu saldırısına yönelik protestosu öncesinde, binanın bulunduğu cadde abluka altına alındı.

HDP İstanbul İl Binasının bulunduğu Kalyoncukulluğu Caddesi'ne yüzlerce polis ve çok sayıda gözaltı aracı getirildi.

HDP İstanbul İl Teşkilatı, Zaho’da 9 sivilin ölümüne 22 kişinin ise yaralanmasına neden olan saldırıyı saat 19.00’da protesto etmek için çağrı yapmıştı. 

'BU SALDIRILARIN TEMELİNDE KÜRTLERE DÜŞMANLIK VAR'

HDP İstanbul İl Yönetimi ile polisler arasında yapılan müzakere sonrasında protestoya izin verildi. HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol ve Ferhat Encü açıklama yaptı.

Burada Kürtçe konuşan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü, savaşın çocuk ve yaşlı olduğuna bakmaksızın ölümlere neden olduğuna dikkat çekti. Saldırıların takipçisi olacaklarının altını çizen Encü, şunları söyledi:

"Kirli savaş sen kimsin demiyor. Herkesi katlediyor. Uzun süredir çatışmaların durması yönünde çağrı yapıyoruz. Ancak iktidarını ölüm ve savaş üzerinde kuranlar bu saldırılarını bırakmıyor. Bu saldırıların temelinde Kürtlerin ve demokrasinin düşmanlığı yatıyor. Tekrar çağrı yapıyoruz. Bu coğrafyayı barış ve özgürlük alanı yapalım. Dilini ve kimliğini tanıyın. Bu saldırılarla bu halkın isteklerini engelleyemezsiniz. Bu saldırılara son verin. Bu sorunları daha da derinleştiriyorsunuz. Binlerce kez lanetliyoruz. Bu saldırının takipçisi olacağız."

'HALKLARIN KATLİAM VE YOKSULLUK GİRDABINA MAHKUM EDİLDİĞİ SİYASİ İKLİMİ REDDEDİYORUZ'

Saldırıda ölenlerin ailelerine, Irak ve Kürdistan Bölgesi Yönetimi halkına başsağlığı dileyen HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, yaralılara acil şifa diledi. Saldırıyı kınayan Birol, sorumluların bir an önce yargı önünde hesap vermesini talep etti.

"Orta Doğu’yu küresel güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda her türlü hukuksuzluğa ve savaş suçuna açan gelişmelerin dramatik sonuçlara yol açmaya devam ettiğini" belirten Birol, sözlerine şöyle devam etti:

"Çatışma ve savaş girdabında boğulan halkların ölüm, katliam, yoksulluk ve sürekli çatışma iklimine mahkum edildikleri bu politik iklimi reddediyoruz. Küresel güçlerin ve bu güçlerle bağlı bölge iktidar bloklarının Birleşmiş Milletler savaş hukukunu göz ardı eden iktisadi ve siyasi egemenlik çıkarları uğruna her türlü hukuksuzluğu dayattıkları herkesin malumudur. Son olarak Irak Kürdistan Federe Bölgesi’nin Zaho ilçesinin Perex köyünde gerçekleşen katliam aralarında 8'i çocuk 9 kişinin ölümüne ve 23 kişinin yaralanmasına yol açmıştır. Bu açık katliamın sorumluları sadece günümüz iktidarı değildir. Orta Doğu ve Kürdistan halkları üzerinde pazarlıklar ve anlaşmalar yapan küresel kapitalist-emperyalist devletler, kendi çıkarları için sömürgeci politikalara alan açan bölgesel güçler ve katliamlar olduğunda ise sessizliğe gömülen tüm siyasi çevrelerdir."

'HUKUK HALKLARIN ALEYHİNE KULLANILAN BİR SİLAHA DÖNÜŞMÜŞTÜR'

"Zaho katliamıyla bir kez daha görülmüştür ki hukuk, insanlığın ortak değerleri etrafında soykırım ve katliamlarla yüzleşmenin, hesaplaşmanın değil; tersine egemenin çıkarına, halkların aleyhine kullanılan bir silaha dönüştürülmüştür" diyen Birol, "Zilan, Dersim, Roboski, Şengal, Qamışlo ve daha nice katliamların hesabını görmeyen-göremeyen 'ulusal-uluslararası hukuk' düzeneği Zaho katliamının baş müsebbiplerindendir. Şu çok açık ki, Zaho katliamı, bölgede nüfuz alanı geliştirmek isteyen, bölge halklarının özgür ve eşit varlık mücadelesini imha etmek isteyen, bölge kaynaklarını bir avuç sermayedara peşkeş çekmek isteyen, bölgesel tüm planlarını savaşa dayandıran bir zihniyetin ürünüdür" ifadelerini kullandı.

'SORUMLULAR YARGILANMADAN BARIŞ SAĞLANAMAYACAK'

Gerçeklerin açığa çıkarılmasını ve sorumluların yargılanmasını istediklerini dile getiren Birol, "Bizler biliyoruz ki, insanlık dışı uygulamaları yok saymak, unutturmak ya da üstünü kapatmak mümkün değildir. Sadece geçmişle değil, bugün yaşananlarla da yüzleşmek zamanıdır. Hakikatleri ortaya çıkarmadan, sorumluları yargılanmadan, topyekun bir yüzleşmeye girmeden süreç iyileşemeyecek, kalıcı, adil ve onarıcı bir barış ve toplumsal huzur sağlanamayacaktır" şeklinde konuştu.

'TÜM MUHALEFET GÜÇLERİNİ SAVAŞ SİYASETİNE KARŞI DURMAYA ÇAĞIRIYORUZ'

"Savaş ve çatışma, işgal ve yayılmacılık bölge halklarının bir arada yaşamını dinamitliyor ve topyekun yoksulluk ve yoksunluğa mahkum ediyor. Türkiye'de AKP-MHP iktidarının dayandığı inkarcılık ve yayılmacılık fikri büyük tehlikelerin, büyük düşmanlıkların, büyük yoksullukların yaşanacağı bir gelecek dışında sonuç üretmeyecektir" diyen İlknur Birol, "yayılmacılıktan" vazgeçme çağrısı yaptı.

Birol, "Tüm toplumu böylesine karanlık bir geleceğe doludizgin götürmeye çalışan iktidar başta olmak üzere tüm ilgili güçlere sesleniyoruz. Çatışma ve savaş seviciliğinden vazgeçin. Düşman hukuku uygulamaktan, inkara dayalı, hakikatten uzaklaşan bölge siyasetinden vazgeçin. Yayılmacı çizgiden vazgeçin. Toplumsal muhalefet güçlerini, tüm siyasi partileri ve tabi ki toplumumuzu bölgeyi tam bir cendereye almış savaş siyasetinin karşısında durmaya, ses çıkarmaya, barış söylemini güçlendirmeye çağırıyoruz" dedi.