HDP Sözcüsü Bilgen: Türkiye Kürtlere el uzatmak yerine Ruslara kolunu kaptırdı
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, iktidarın Afrin'e yönelik operasyon planına karşı çıktı. Afrin'den Türkiye'ye bir tehdit olmadığını belirten Bilgen, "Türkiye Rusları ikna etmek için çaba sarf ediyor. Kürtlere el uzatmak yerine kolunu Ruslara kaptırmış bir dış politika ile karşı karşıyayız" dedi.
DUVAR - HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine TV 10 Yöneticilerinin tutuklanmasına tepki göstererek başlayan Bilgen, şunları söyledi: "Alevilerin sesi TV 10 yöneticilerinin, Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç’in tutuklanmış olmalarına dikkat çekmek istiyorum. Bir topluma yönelik dışlamanın şimdi doğrudan bir televizyon kanalına yönelik uygulamaya dönüşmüş olması dikkat çekici bir durum."
'KHK İLE YENİ BİR GERİLİM FİTİLİ ATEŞLENİYOR'
Tek tip kıyafet uygulamasına tepki gösteren Bilgen, şöyle dedi: "Tek tip kıyafetle ilgili yaklaşımı tüm topluma yönelik tek tipleştirme siyasetinin parçası olarak görüyoruz. Hayatın her yerinde tek tipçiliği esas alanlar, tek tipleşmeyi politika haline getirenler cezaevlerine de aynı uygulamayı dayatmak istiyorlar. Bu uygulamanın eşitlik, adil yargılama ilkesi açısından anlamına dair çok şey ifade ettik. Avrupa Konseyi’nin, BM’nin, AİHM’in daha önce verilmiş kararları doğrudan doğruya Türkiye idaresinin uygulamalarını bağlıyor olmasına rağmen bunları yok saymak, OHAL’i fırsata çevirmek ve KHK ile yeni bir gerilim fitili ateşlemek yeni bir provokasyona imza atmaktır.
KHK’da uygulamaya karşı gelenlerin, direnenlerin ziyaretçi yasağına tabi tutulacağı söyleniyor. Yani tek tip kararıyla sadece tutuklular değil yakınları, çocukları, akrabaları da cezalandırılıyor."
'TURUNCU TULUMLARI IŞİD'LİLER DE TÜRK ASKERLERİNİ YAKARKEN KULLANDILAR'
IŞİD'in de tek tip kıyafet kullandığını hatırlatan Bilgen şöyle dedi: "Dünyada çok örneği var. Erdoğan da altını çiziyor, Guantanamo örneğini veriyor. Ama insan hakları kötü uygulamaları kimse için emsal oluşturmaz, kötü örnekleri kimse kendi yanlışına emsal gösteremez. Kaldı ki başka örnekler de var. O turuncu tulumları IŞİD’liler de Türk askerlerini, Avrupalı gazetecileri yakarken kullandılar. Kafeslerin içinde insanları yakarken bu kıyafetleri giydirdiler. ABD’nin Guantanamo’da yaptığını, IŞİD’in Suriye’de yaptığını örnek alan bir ülkenin dünyaya söyleyeceği çok fazla söz yok. Bir kez daha uyarıyoruz; bu yanlışlar, bu acılar tekrarlanmasın. Bunun bedelini henüz yargılanma süreçleri tamamlanmamış, suçlulukları ispat edilmemiş kimselere dayatarak tüm ülke ödemesin."
'AFRİN, SURİYE'DE ÇATIŞMA YAŞANMAYAN NADİR BÖLGELERDEN'
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Afrin konusuna da değindi ve şunları söyledi: "Afrin’le ilgili tutum da tek tip gibi aynı basiretsizlikle, aynı siyasi hesaplarla tüm ülkeyi uçuruma sürüklemenin bir örneğidir. Afrin Suriye’de çatışma yaşanmayan nadir bölgelerdendir. Nüfusu çatışmalı bölgelerden yoğun göç aldığı için Kürtlerle birlikte diğer halkların huzur içinde yaşadığı bir bölgedir. Oraya düzenlenecek operasyonun sadece bir örgütle ilişkilendirilmesinin izah edilir tarafı yoktur. 100 binlerce insanın silahların hedefi haline gelmesi, oraya yönelik öfkenin bedelini kadınların, çocukların yaşaması kabul edilemez."
'YANLIŞTAN DÖNÜLMESİ ÇAĞRISINI YAPIYORUZ'
Afrin’den Türkiye’ye bir tehdit bir saldırı olmadığını belirten Bilgen, şunları kaydetti: "Türkiye Rusları ikna etmek için çaba sarf ediyor. Kürtlere el uzatmak yerine kolunu Ruslara kaptırmış bir dış politika ile karşı karşıyayız. Biz bu yaklaşımı 'güvenlik sorunu' olarak görmüyoruz. Tam tersine bu girişimi Türkiye barışını tehdit edecek bir krizi beraberinde getirecek bir yaklaşım olarak görüyor ve bu yanlıştan dönülmesi çağrısını yapıyoruz.
Bu yaklaşım ister iç politikada önümüzdeki seçimlerde 50+1’i almanın aracı olarak manipülasyon amacıyla kullanılsın, ister Suriye’deki krizi derinleştirmek amaçlı olsun her halükarda kaybedecek olan Türkiye toplumu olacaktır, gariban ailelerin çocukları olacaktır."
'TÜRKİYE TOPLUMUNDAKİ ÇÜRÜME AÇISINDAN ÜRPERTİCİ BİR MANZARA'
Bilgen şöyle devam etti: "İstanbul’da 115 çocuğun maruz kaldığı muamele ve bu uygulamanın üstünün örtülmesine de değinmek isterim. Nasıl tek tip uygulamasının mağdurları sadece cezaevindekiler değil çocukları olacaksa, Afrin’e yönelik saldırının mağdurları kadınlar, çocuklar olacaksa; insan hayatıyla ilgili sorumsuz bu yaklaşımın mağduru da çocuklar.
115 çocuğun 40’a yakının Suriyeli olması da dikkat çekici. Mülteci sorununda Türkiye’nin fedakarlıkları elbette takdire şayan ama bu sorunun sadece Avrupa’dan para alarak çözülmesinin mümkün olmadığı bu insanlık dramıyla, bu utanç fotoğrafıyla bir kez daha ortaya çıktı.
Türkiye toplumundaki çürüme açısından da tüyler ürpertici bir manzara. Bir hastane yönetiminin yanlışlarının mülki idare tarafından üstünün örtülmesi insanın, çocuğun ne kadar değersizleştiğini görmek açısından dikkat çekici bir durum."
'KİM ASKERE GİDECEK?'
Bilgen "Afrin’e yönelik müdahale halinde HDP’nin eylem planı var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Bugünden o noktaya varmadan sadece HDP’nin değil, Türkiye’yi kendi koltuğundan daha çok seven, Türkiye’de kimsenin burnunun kanamaması için herkesin sorumluluğu olduğu düşüncesindeyiz. HDP de üzerine düşeni yapacaktır. Bu tablo sadece HDP’lileri korkutacak, tedirgin edecek bir durum değil.
Kim askere gidecek? Tartışmalar ortada. Bedelli askerlik için çok yoğun bir başvurunun olduğu bir dönemde Türkiye’yi yönetenlerin yakınlarının nerede, nasıl askerlik yapıldığına ilişkin ciddi bir bilgi olmayan bir ortamda bunun bedelinin kim tarafından ödeneceği çok açık. Dolayısıyla bunu kendine dert edinen, çocuklarını oralarda kaybetmek istemeyen, Türkiyeyi ölüm üzerine değil yaşam üzerine kurmak isteyen herkesin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Yanlışın neresinden dönülürse kardır. Bir kaygı varsa bunun kaygının gerçekleşmemesini sağlamak toplumsal duyarlılıkla mümkün olacaktır." (HABER MERKEZİ)