HDP Sözcüsü Günay: Kobanê iddianamesi mizah dergilerine kapak olur

HDP Sözcüsü Ebru Günay, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 siyasetçi hakkında 'Kobanê iddianamesi'ne "Değil bir yargılama belgesi, olsa olsa bir mizah dergisine kapak olur” diyerek tepki gösterdi. Günay, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atamasıyla ilgili "Kayyım rejimi bütün ülkeye yayılıyor" dedi.

Abone ol

DUVAR - HDP Sözcüsü Ebru Günay,  Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'Derhal serbest bırakılmalı' kararı sonrası devreye sokulan yeni Kobanê iddianamesinin hukuk garabeti olduğunu söyledi.

Partinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Günay, 8 Ocak 1996 tarihinde haber takibi sırasında gözaltına alınarak katledilen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’yi andı. Günay,  "Metin Göktepe'nin katledilmesi faili meçhul bir cinayet değildir. Gerçeklerin açığa çıkmasını istemeyen iktidarlar ve onlara bağlı güçler tarafından işlenen yüzlerce faili belli cinayetten biridir. İktidarların gerçeklerden duyduğu korkunun göstergesidir” dedi.

'PARİS KATLİAMI KARANLIĞA İTİLMEYE ÇALIŞILIYOR'

Günay, 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te katledilen Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Leyla Şaylamez ve Fidan Doğan’ın katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçtiğini söyledi. Katliamın her şeyden önce Kürt halkının çözüm iradesine ve barış arayışına karşı geliştirilen ve uluslararası boyutu olan bir katliam olduğunu belirten Günay, “8 yıldır bu katliam, ilgili devletlerin müdahalesiyle karanlığa itilmeye çalışılıyor, aydınlatılmasına izin verilmiyor. Biz bu katliamın faillerini de iyi tanıyoruz ve ne olursa olsun halklara, kadın mücadelesine, özgürlük arayışına karşı gelişen hiçbir katliamın asla karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz. Mücadeleleri geleceğe ışık tutmaya, umut yaratmaya ve bize yol göstermeye devam ediyor” diye konuştu.

'REKTÖR DEĞİL KAYYIM ATAMALARI'

Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan protestolar ve polis müdahalelerini değerlendiren Günay, “Boğaziçi Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Çağ Üniversitesi, Antalya Bilim Üniversitesi için yapılan işlemler rektör atamaları değil, kayyım atamalarıdır. Kayyım AKP/MHP iktidarının vazgeçilmezi ve yönetim biçimidir artık. Öğrenciler, akademisyenler iktidara biat etmeyerek demokratik protestolar gerçekleştiriyorlar” dedi.

‘KAYYIM REJİMİ ÜLKEYE YAYILIYOR’

Sözcü Günay, öğrencilerin çıplak aramayla işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığını da belirterek, kolluk gücünün suç işlemeye devam ettiğini söyledi. Günay,  şöyle devam etti: “Kürt sorununa güvenlik konseptiyle yaklaşan iktidar, bir türlü hâkimiyet kuramadığı üniversitelere de el atmış durumdadır. Kürt kentlerinde uygulamaya soktuğu kayyım rejimini tıpkı tecrit rejimi gibi tüm Türkiye sathına yayma çabası içindedir artık. Üniversite kapısına vurulan kelepçe bugün vurulmadı. O kelepçe, Kürt coğrafyasında belediyelere ilk kayyım atandığında, halk iradesine el konulduğunda vuruldu. Bugün kayyım rejimi bütün ülkeye yayılıyor. Barışın hâkim olduğu demokratik bir ülkede beraber yaşamamızın tek yolu ortak mücadeledir, demokratik ittifaktır.”

AĞIR SİLAHLARIN EMNİYET VE MİT'E DEVREDİLMESİ: KİME KARŞI KULLANACAKSINIZ?

TSK’ye ait ağır silah ve taşıtların emniyet ve MİT tarafından kullanılmasının önünün açılmasına tepki gösteren Günay, “Bu ağır silahları kime karşı kullanacaksınız? Niye böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duydunuz? Bu topluma karşı açık bir savaş kararı mıdır?" diye sordu.  

KOBANÊ İDDİANAMESİ

HDP Sözcüsü Günay, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 siyasetçi hakkında “Kobanê soruşturması” kapsamında hazırlanan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin, “yargının AKP-MHP iktidarı tarafından nasıl çökertildiğinin bir göstergesi” olduğunu belirtti. “Bu iddianame, kifayetsiz iktidarın liyakatsiz savcılarının hazırladığı bir hukuk garabetidir. Sözde iddianameden aldığımız bu örnekler değil bir yargılama belgesi, olsa olsa bir mizah dergisine kapak olur” diyen Günay, iddianamede yer alan şu örnekleri okudu: “Adalet bakanlığından olma adalet bakanlığı uluslararası hukuk ilişkiler genel müdürlüğü çocuk hukuk bürosu adına şanlıurfa cumhuriyet başsavcılığı haliliye /urfa ikamet eder. Adalet ve kalkınma partisinden olma sögütözü caddesi Çankaya/Ankara’da ikamet eder. AKBANK genel müdürlüğünden doğma Sabancı Center 4 levent beşiktaş İstanbulda ikamet eder. Altın şehir muhtarlığından doğma Ataşehir mahalle muhtarlığı başakşehir istanbulda ikamet eder.”

İddianamenin “kopyala-yapıştır” olduğuna dikkat çeken Günay, “Bu akıllara ziyan iddianameyi yazan savcılara mı, yoksa 3 bin 530 sayfa iddianameyi 325 ek klasörü kabul eden hâkimlere mi laf edeyim bilemedim. Bu iddianame iktidarın çaresizliğinin, zavallılığının en önemli göstergelerinden biri olarak tarihe kaydedildi. Bu hukuksuzlukları yapanlar eninde sonunda adil bir yargı önünde insanlığa karşı işlediği tüm suçların hesabını verene kadar da mücadelemize devam edeceğiz” dedi. (MA)