HDP’den 'Hayır'da yarışma' çağrısı

HDP sözcüsü Ayhan Bilgen’e göre, Cumhurbaşkanını halkın seçmesine en büyük desteği veren Kürt seçmen bu kez en güçlü “Hayır” için sandık başında olacak. Seçmeni “Hayırda yarışma”ya çağıran Bilgen, “Kimin hayırı daha çok çıkacak, görelim” dedi.

Abone ol

ANKARA - “Herkesin Hayır’ı kendine” diyen HDP, bu kez “Hayırda yarışma”ya çağırdı. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için yapılan referandumda yüzde 90 oyla en büyük desteği Kürt seçmenin verdiğini hatırlatan HDP sözcüsü Ayhan Bilgen, bu referandumda ise “Hayır”ın en güçlü çıkacağı yerlerin yine Kürt seçmenin bulunduğu yerler olacağını söyledi.

10 yıl önce yapılan referandumda nasıl “doğruya doğru” denildiyse bugün de aynı şekilde “yanlışa yanlış” denileceği iddiasında bulunan Bilgen’e göre partisini eleştiren "HDP seçmeninin AKP'ye sempati duyduğu yorumunu yapanlar hayal kuruyor".

HDP sözcüsü Ayhan Bilgen, Meclis’te kabul edilen anayasa değişikliği, OHAL’de referandum, HDP’nin referandum kampanyası ve seçmenin sandık tavrıyla ilgili Gazete Duvar’ın sorularını yanıtladı.

OHAL’in iktidar açısından “Hayır” diyenleri daha kolay cezalandırma dışında bir kolaylığı olmadığını söyleyen Bilgen, HDP’nin de bu bakış açısına karşı referandumda aslında OHAL’i oylayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum sürecinde sahaya çıkıp çıkmayacağıyla ilgili kararsız olduğu yorumu yapan Bilgen, “Genel rahatsızlığın, özellikle Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin doğuracağı tepkinin farkındalar. Ben, hem kendisinin sahaya çıkma konusunda tereddütleri hem de bu süreci gücüne güvenerek sonuna kadar götürme konusunda şüpheleri olduğu kanaatindeyim. Meydanlara çıktığında oy kaybettiğini 7 Haziran’da gördü. Neredeyse diğer partiler kadar miting yaptı. Sonuç ortadaydı” dedi.

'MHP’DE YÜZDE 60, AKP’DE YÜZDE 20 RAHATSIZLIK VAR'

Referandum sürecinde kilit partilerden biri olarak MHP gösteriliyor. Bilgen’e göre de MHP’deki rahatsızlık yüzde 60’larda. Ama AK Parti seçmeni de yek vücut değil:

“Hem MHP hem AKP kitlesinde rahatsızlık olduğu kanaatindeyim, anketler de bunu gösteriyor. Adı konulmuş bir Başkanlık sistemine ikna edilemeyen MHP ve AKP seçmeni ucube bir Cumhurbaşkanlığı tarifi yapılarak ikna edilemez. O kitlenin rahatsızlığı, kaygısı bir kelimeye duyulan alerji değildi. Adını değiştirdiğinizde sorunu da çözmüş olmuyorsunuz. Bu yönetim tarzına, geleceğe dair bir kaygıdan besleniyor. Bu kaygıları giderecek bir pratik de sergilenmiyor. Tam tersine pekiştirecek bir tutum var. Bizim araştırmalarımıza göre MHP’de rahatsızlık yüzde 60’ların üzerinde. AKP’de yüzde 20’lere yaklaşıyor. Bu oranlar evet-hayırın birbirine yakın bir noktada olduğunu gösteriyor.”

'İSTEMEZÜK SİYASETİ YAPMAYACAĞIZ'

Peki, “Herkesin hayırı kendine” diyerek bu değişikliğe karşı tüm kesimleri kendi hayırlarını örgütlemeye çağıran HDP’nin “Hayır” kampanyası nasıl olacak? “Bizim hayali kurgulara ihtiyacımız yok, “Hayır” için onlarca gerekçemiz var” diyen Bilgen, bu gerekçeleri şöyle sıraladı:

“Kürtler 1 yıldır yaşadıkları ile 'hayır' demenin zorunluluğunu iliklerine kadar hissediyor. Burada tarafları birbiri ile korkutup, kuşatma baskı altına alma yönündeki ezber bozulmalı. Bizim 'Hayır' da bunun üzerine kurulu. Birlikte yaşamanın başka bir yolunu, hukukunu bulmalıyız. Demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü, ayrımcı olmayan bir anayasaya ihtiyacımız olduğu için 'hayır' diyoruz. Bizim hayır oyumuzu korkular oluşturmuyor. Başka bir yaşam umudunu var etmek, bunun iradesini görünür kılmak, özgüveni inşa etmek için hayır kampanyası yürütüyoruz. Referandum sabahı sonuç ne olursa olsun Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 'Hayır' çıktığında Türkiye’nin birkaç yıldır yaşadığı kabustan uyanacağını düşünüyorum. Referandum boyunca da nasıl bir Türkiye istediğimizi anlatacağız. Bizim hayır kampanyamız 'istemezük' modunda olmayacak. Biz 'Özgürlük barış pekala mümkündür. Emeğin istismarını önlemek mümkündür. Çocuk istismarını önlemek mümkündür. Kadına dönük şiddeti önlemek mümkündür. Bu da ancak senin geleceğine sahip çıkmanla siyasete doğrudan müdahale etmenle mümkün olur' diyeceğiz.”

'AKP, MHP SEÇMENİNE 'KORKMA' DEMELİYİZ'

“Herkesin hayırı kendine” diyen HDP’nin referandum kampanyasıyla ilgili ipuçlarından biri de “Hayırda yarışma” söylemi. Bilgen bu söylemin anlamını da şöyle açıkladı:

“Hayır, aynı zamanda dini literatürde iyilik demek, Hayırda yarışmak bu anlamıyla iyilikte yarışmak. Yeniden kurucu bir irade geliştireceksek bunu birbirimizin kötülüğü, çekememe, nefret söylemi üzerine değil hepimizin iyiliği için bir hayır üreterek yapmak zorundayız. AKP, MHP seçmenine “korkma” dememiz gerekiyor. Eğer kaybedersek ne olacak, kaosa mı sürükleneceğiz korkusu yaşayan seçmene “cesaretle doğruyu seç, sonunda iyi şeyler olacak” dememiz gerek. Hayır, hepimiz için hayırlı olacak dememiz lazım. Bizim bulacağımız slogan kamplaşmanın, cepheleşmenin sloganı olmayacak. Son derece kapsayıcı bir hayır demek zorundayız. Türk siyasi tarihinde belki de en geniş hayır şemsiyesi altında toplanmayı başarmak zorundayız.

'SANDIKTA TAYBET ANA’NIN HESABINI SORACAKLAR'

7 Haziran seçimleri sonrası yeniden başlayan çatışmalı sürecin ardından doğu ve güneydoğuda nasıl bir tablo ortaya çıkacağı, AK Parti’nin seçmenden nasıl oy isteyeceği merak konusu. Bilgen’e göre üç başlık var:

“Güvenlik politikaları, jandarma ile engelleme, polis ile korkutma dışında söyleyebilecekleri, vaat edebilecekleri hiçbir şey yok. Bir el altından dini semboller kullanarak Kürt muhafazakarları motive edecek ifadelerle kampanya yürütecekler. İkincisi, gizli görüşmeler, 'Erdoğan güçlü şekilde evet çıkarsa bir şeyler yapacak' gibi dedikodular yayacaklar. Batıda ulusalcı söylemi burada tersini kullanacaklar. Üçüncüsü Kürtlerin darbe karşıtlığını kullanıp 15 Temmuz istismarı yapacaklar. Ama Kürtler bütün bunları boşa çıkartacak akla ve politik argümanlara sahip. Kürtler hafızası en diri, en zor şartlarda mücadeleyi seçmiş bir halk. Bundan daha ağırını yaşadılar. Ben sandıkta Taybet Ana’nın hesabını soracaklarını düşünüyorum.”

'KİMİN HAYIR’I DAHA ÇOK ÇIKACAK, GÖRECEKLER'

Kulislerde yaşanan çatışmalı sürece tepki olarak HDP seçmeninin sandığa gitmeyebileceği konuşuluyor. Bu iddiayı reddeden Bilgen, “Hodri Meydan” dedi:

“Demokratik siyasete bir tepki var. Siyasetin sorunlarını çözmemesi nedeniyle bir eleştiri var. Biz bu eleştiriden payımıza düşeni alacağız. Özeleştirimizi yapacağız, ama bize dönük eleştiriyi AKP'ye dönük bir sempati gibi yorumlayanlar hayal kuruyor. Kürtlerin köşelerine çekilip bu varlık yokluk ayrımında seyirci kalacağını kimse düşünmemeli. Aksine 367 krizinde nasıl halk iradesinden yana en yüksek oyu Kürt seçmen verdiyse 'Hayır'ın en güçlü çıktığı yerler yine Kürt seçmenin olduğu yerler olacak. Nasıl 'doğruya doğru, eğriye eğri' denildiyse 'yanlışa da yanlış' denilecek. 'Hayır'da yarışalım' derken, 'hayır' diyenler görecek, kimin hayırı daha yüksek çıkacak. Kürtler her şeye rağmen barış, demokrasi diyorsa bunu sandığa ilgisizlikle ortaya koymaz. Onlar fırsatları yokken bile ateş altında, bomba altında sokağa çıktılar, söz söylediler. Şimdi önlerine sandık konulacak ve onlar sandığa gitmeyecek. Böyle bir şey olmayacak. Biz seçmenimize inanıyor güveniyoruz."

Bilgen, kampanya sürecinde sokağa çıkılacağını, her türlü engellemeye rağmen miting de yapacaklarını, bu kararlı tutumu sandıkta göstereceklerini söyledi.