HDP'li Kemal Bülbül: Hakim müsveddesi, Cemil Çiçek'e niye dava açmıyorsun?

Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) toplantısına katıldığı için hapis cezası verilen HDP Milletvekili Kemal Bülbül, Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olduğu dönemde DTK'yı resmen davet ettiğini hatırlattı. Verilen cezasın bir suç olduğunu vurgulayan Bülbül, "Bana ceza veren akıldan mahrum hâkim müsveddesi, Cemil Çiçek hakkında niye dava açmıyorsun?" diye seslendi.

Abone ol

ANKARA - HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanlığı ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreterliği görevinde bulunduğu dönemde Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi'nin bir toplantısına katıldığı için verilen hapis cezasına TBMM kürsüsünden tepki gösterdi.

Bülbül, Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, DTK'nın 2012 yılında Meclis Başkanı olan Cemil Çiçek tarafından anayasa tartışmalarına resmen davet edildiğini hatırlattı.

"Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi 26 Kasım 2020 günü hakkımda silahlı terör örgütüne üye olmaktan altı yıl üç ay ceza vererek büyük bir suç işledi" diyen Bülbül şöyle devam etti:

'DTK TERÖR ÖRGÜTÜYMÜŞ BEN DE ÜYESİYLİŞİM'

Şimdi, hangi terör örgütünün üyesi oluyorum ben, silahım ne? Onları anlatacağım size. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteriyken Diyarbakır'da çalışma yürüten, Demokratik Toplum Kongresinin daveti üzerine toplantıya katılıp bir, eşit yurttaşlıktan; iki, temel insan hak ve özgürlüklerinden; üç, Kürt sorunun çözümünden; dört, laik ve demokratik Türkiye'den ne anladığımızı kürsüden anlattım verilen ceza bu. Peki, ben hangi terör örgütünün üyesiyim? Demokratik Toplum Kongresi terör örgütüymüş, ben de onun üyesiymişim. Sayın Cemil Çiçek 19 Ocak 2012 tarihli ve Türkiye Büyük Millet Meclisi antetli, kendi imzasıyla Demokratik Toplum Kongresini Anayasa tartışmalarına davet eden bir yazı yazmış. Bana ceza veren akıldan mahrum hâkim müsveddesi, Cemil Çiçek hakkında niye dava açmıyorsun?

CEBİNDEN SAZ ÇIKARIP GÖSTERDİ

Ben şimdi size silahlarımı göstereceğim değerli arkadaşlar. Benim beynimdir silahım, yüreğimdir; beynim ile yüreğim sevişir, bu sevişmeden virdime doğanları bu kalemimle kitaplaştırırım. Bakın, 1 silah, 2 silah, 3 silah. 4) Benim kitabım. 5) Bir tane silahım daha var, çok tehlikeli, cebimde, göstereceğim, asıl tehlike o. Evet, bir silahım da bu. (Cebinden çıkardığı küçük sazı göstererek)

"İçinde şeytan var" diyenlere, "Bu şeytan işidir" diyenlere Âşık Dertli demişti ki:

Telli sazdır bunun adı,

Ne ayet dinler ne kadı.

Bunu çalan anlar kendi,

Şeytan bunun neresinde?

Bu, Yunus'un; bu, Pir Sultan'ın; bu, Kul Himmet'in; bu, Şah Hatayi'nin; bu, Daimi babanın; bu, Mahzuni babanın bize bıraktığı bir mirastır. Benim de öperek, alarak niyaz ettiğim ve virdime doğanları söylediğim silahım budur; benim başka silahım yoktur.

'DTK'YE TERÖR ÖRGÜTÜ DEMEK SUÇTUR'

Şimdi, bu çerçevede, DTK bir sivil toplum örgütüdür. DTK'e "terör örgütü" demek suçtur. Bu yargı kararıyla suç işlenmiştir. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri olarak katıldığım toplantıda yaptığım konuşmayı terör kapsamına almak suçtur, yargı suç işlemiştir; bu talimatı verenler de suç işlemiştir. Burada, Alevilere; burada, demokrasi isteyenlere; burada, eşitlik, özgürlük, adalet isteyenlere; Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü isteyenlere ceza verilmiş ve barışa karşı da suç işlenmiştir.

'VAZGEÇERSEM KERBELA BENDEN DAVACI OLUR'

Peki, biz ne yapacağız? Biz şöyle yapacağız arkadaşlar; Pir Seyit Rıza'ya dediler ki: "Bu davadan vazgeç." Dedi ki: "Ben vazgeçersem Kerbelâ benden davacı olur." Şimdi "Ben vazgeçersem Kerbelâ benden davacı olur." Şimdi, ben vazgeçersem biraz önce saydığım değerler, Şah Kalender Çelebi, Pir Sultan Abdal, Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa, Torlak Kemal, Hünkâr Hacı Bektaş, Dede Korkut, hepsi benden davacı olur çünkü bunlar hakkı, hakikati, adaleti savundular, biz de hakkı, hakikati ve adaleti savunduk. Bu topraklarda kim hakkı, hakikati ve adaleti savunduysa biz de o bağlamda savunduk; eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunduk. Mahkemede söylediğim savunmamda bugün bu toplantı olsa, bu davet olsa yine gelirim demiştim; bugün bu toplantı olsa, bu davet olsa, vekil olmasam, o sıfatım olsa yine gider katılırım. O dönem katılan Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekilleri vardı; isimlerini buradan söylemeyeceğim, çok gerekli değil. Siz şöyle yapıyorsunuz: İşinize geldiği zaman gelip katılıyorsunuz ama konjonktürü değiştirip, sonra bizi suçlu hâline getirip, yüklenip oradan bir yargı terörüyle bizi suçlamaya ve buradan da kendinize bir siyaset devşirmeye çalışıyorsunuz, bunu kınıyorum. Bu, haksızlıktır; bu, adaletsizliktir; bu, yandaş yargının yandaş hâkimlerinin verdiği bir yandaş karardır, asla ve kata tanımıyorum; özgürlüğe, adalete vurulmuş bir darbedir." (DUVAR)