HDP'li Oluç: Üçüncü yol ittifakına dair tartışmalar yürüteceğiz
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, yarın 8 siyasi parti ile yapılacak toplantı için, "Üçüncü ittifak arayışının nasıl olabileceğine dair görüş alışverişinin yapılacağı bir toplantı olacak" dedi.
DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla gündemi değerlendirdi. Ekonomik göstergelerle konuşmasına başlayan Oluç, “Ocak- Aralık döneminde bütçe giderleri ve gelirleri arasındaki fark 192,2 milyar TL olarak belirlendi yani 192 milyar TL bütçe açığı, bütçenin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor ve bu son derece büyük bir bütçe açığını gösteriyor" dedi.
Yarın Cumhur ve Millet İttifakları içerisinde olmayan 8 siyasi partinin temsilcileriyle yapılacak toplantıya da değinen Oluç, "Elbette bu tartışmanın bir parçası da 2023’te yapılması gereken seçimler olacak. Seçimlerde nasıl bir tutum alınması da konuşulacak. Üçüncü yol, üçüncü ittifak arayışının nasıl olabileceğine dair görüş alışverişinin yapılacağı bir toplantı olacak" dedi.
Oluç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
BU İKTİDAR ÖZEL SEKTÖRÜ VE YURTTAŞI KORUYAMIYOR: Bütçe açıklarının bu kadar büyük olması kamu bütçesi açısından çanların çaldığını gösteriyor. Bu iktidar özel sektörü ve yurttaşları koruyamıyor. Kamu bütçesini de artık koruyamaz duruma gelmiş vaziyette. Bu bütçeden yandaşlara gelir arttırılmaya devam ediliyor. Faiz lobisi diyerek halkın gözünü boyamaya çalıştığı lobilere bu iktidar inanılmaz faiz ödüyor. Aralık ayı itibariyle merkezi yönetim bütçe giderindeki faiz harcamaları 8 milyar 960 milyon TL olmuş. Peki bir yıllık faiz harcamaları ne kadar olmuş 180 milyar 850 milyon TL. Bu hani haramdır denilen faiz 180 milyar 850 Milyon TL 2021’de faiz harcaması yapmış iktidar. Helali nedir? Haramı 180 milyar diyorsa helalinden korkmak gerekir.
YANDAŞLARA İSTİSNA SAĞLAMAKTAN VAZGEÇİN: Bu iktidar halkın tükettiği temel gıdadan alınan vergilerle, benzinden mazottan elektrik ve doğalgazdan alınan vergilerle oluşan bütçeyi ne için kullanıyor? Ya yandaşlarını ihya etmek için vergi muafiyeti sağlamak için ya da faiz lobilerine aktarmak için. Daha evvel söyledik bir kez daha söyleyelim. 2022 bütçesi için öngörülen ÖTV gelirleri 220 Milyar TL’dir. 2022 bütçesinde yandaşlara, 5’li çeteye, holdinglere vergi muafiyeti ise 335 Milyar TL’dir. Yani 220 milyar TL ÖTV’den halktan vergi toplanacak bu artı başka paralar 335 Milyar TL yandaşlara vergi muafiyeti olarak sağlanacak. Tekrar söylüyoruz. Kaldırın ÖTV’yi 84 Milyon rahatlasın. ÖTV’yi kaldırmakla yetinmeyin yandaşlarınıza vergi muafiyeti ve istisnası sağlamaktan vazgeçin.
Son rakamlara göre Kasım 2021 ile Kasım 2022 arasındaki 12 ayda ödenmesi gereken dış borç miktarı 167,5 milyar dolar olmuştur. Bir yıl içinde ödenmesi gereken budur. Bunun 108 milyar doları özel sektöre aittir. Merkez Bankası’nın swaplardan kaynaklanan 26 milyar dolardır, kamu bankalarının 28 Milyar dolardır. Döviz ihtiyacı bu tablodan kaynaklanıyor. Bütün bu tabloya rağmen Hazine ve Maliye Bakanı diyor ki; ‘Enflasyon Ocak’ta pik yapacak sonra düşecek sonra da 2023’e yani seçim yılına tek haneli enflasyon hedefi ile gideceğiz’ Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati çok güzel açıklamalar yapıyor. Soralım bu açıklamanın nedenleri nelerdir? A şıkkı matematik bilmemekten kaynaklanır, B şıkkı halkı aldatmaya yöneliktir, C şıkkı ise TÜİK rakamlarıyla radikal bir biçimde oynama yapıp istediğimiz rakamları ilan edeceğiz demektir. D şıkkı bütün şıklar geçerlidir.
SARAY HARCAMALARINA 4,5 MİLYAR AYRILMIŞ: Hazine ve Maliye Bakanının açıklamasının anlamı budur. Bütün bu koşullarda ekonomide herkes inim inim inlerken elektrik, doğalgaz zamları ardı ardına gelirken Saray harcamaları ne kadar 2022 öngörülen 400 milyon TL’nin üstünde. Bugüne kadar inşaat, tadilat şu bu saray harcamalarına ne kadar ayrılmış, 4,5 milyar TL. İşte bir tarafta israf, şatafat her türlü harcamayı kendisi için yapmak, öbür tarafta zamlarla boğuşan bir toplum.
HAZİNE VE MALİYE BAKANI'NA KİMSE GÜVENMİYOR: Emekçisiyle, emeklisiyle, kadınıyla, genciyle zamlarla boğuşan bir toplum. Bütün bunlar olurken bir icraatta bulundular ‘Kur Korumalı Mevduat’ meselesi. İlgi olsun diye çırpınıyor iktidar ve başta Hazine ve Maliye Bakanı. Ama tabii ki veriler aslında Dolar mevduatlarının bozukluğu TL’ye döndüğünü göstermiyor. Veriler çok açık ortada. Kimse dolarını bozmuyor çünkü bu iktidara güvenmiyor. Çünkü Hazine ve Maliye Bakanı’na kimse güvenmiyor. Kıpır kıpır gözlerinden ışık saçan, kimse güvenmiyor. Ne yapıyor şimdi iktidar, TL’de olanlar bari dolara dönmeye devam etmesin, her ay herkes aldığı maaşının bir kısmını dolara çevirmesin diye önlemler almaya çalışıyor. Şu anda Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmiş 4 maddelik vergi usul kanunu ve kurumlar vergisi kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin bir teklif var.
Geçtiğimiz haftalarda da Plan ve Bütçe Komsiyonu’na da bir teklif gelmişti 18 maddelik, geçen hafta görüşüldü ve bu hafta da görüşülecek. Ne hikmetse, o 18 maddenin içine dahil edilmemiş olan 4 madde daha geldi. İkisi yürütme maddesi, iki maddelik teklif. Kimler talep etmiş bu 2 maddeyi. Birincisini biliyoruz da ikincisini? İki maddelik teklif aceleyle neden bir teklif hazırlanmış bunları soruyoruz. Teklifin ilk maddesinde enflasyon muhasebesi uygulamasının 2023 yılında kadar uzatılması meselesi var. Evet bu daha önce madde ihsası olarak gelmişti. Daha önce 2022 sonuna kadar uzatalım denmişti, şimdi 2023 sonuna kadar uzatalım deniyor. Palyatif bir çözüm, çok itiraz edilecek bir nokta değil. Ama maliye ve sivil toplum alanındaki sivil toplum örgütleri hem de TÜRMOB daha kalıcı ve yapısal çözümler üretilmesi gerektiğini söylüyorlar.
ŞİRKETLERİN BAŞINDA DEMOKLES'İN KILICI GİBİ VERGİ TEFTİŞİ SALLANACAK: Teklifin ikinci maddesi esas ilginç olan, ‘kur korumalı TL mevduat’ hesabı finansal ürünüyle alakalı. Bu iktidarın dövize ihtiyacı o kadar fazla ki biraz önce dış borç meselesinde rakamları verdim, sadece gerçek kişilerin değil tüzel kişilerin de döviz hesaplarını bozmaların istiyorlar. İşte ikinci madde bunu içeriyor. Diyor ki ‘kur korumalı TL mevduat’ hesabı uygulamaları tüzel kişiler yani şirketler desteklerse yani şirketler döviz ve altın hesaplarını bozup; ‘Kur korumalı TL mevduat’ hesabına geçerlerse onlara vergi indirimi yapacağız diyor. Yani kişiler yetmedi şirketlere de el uzatmamız lazım diyor. Gerçekten durum vahim. İktidar şirketlerin dövizlerine göz koymuş, sadece dövizlerine de göz koymamış ama bu yasa çıkartıldıktan sonra eğer şirketler kendi döviz hesaplarını TL’ye çevirmezlerse onların başında Demokles'in kılıcı gibi vergi teftişi sallanıyor olacak.
Kredi onaylarının gerçekleşmemesi tehdidi sallanıyor olacak. Aslında iktidar, gerçek kişilerden sonra tüzel kişileri de tehdit etmektedir döviz hesaplarını bozun. Ama bütün veriler gösteriyor ki döviz hesaplarında ciddi bir oynama yoktur. İktidara güven olmadığı için döviz hesapları durduğu yerde durmaktadır. Sadece TL’den dövize geçiş engellenebilsin diye bankalar önce kamu kamu bankaları, ardından da özel bankalar kur korumalı mevduat hesabı reklamı yapmaktadırlar, SMS’ler gelmektedir, telefon açılmaktadır. Acaba bu hesaba geçer misiniz diye. Durum bu. Şimdi Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Meclis’e gelmişti, Demişti ki ‘dua edin de bu yeni sistem tutsun’ Biz ona bir şey söyleyelim siz dua edin de FED faizleri çok fazla yükseltmesin, yoksa sizin bu ekonomi politika anlayışıyla TL’ye TL’nin ruhuna Fatiha okutacak duruma getireceksiniz hepimizi.
EMEKLİ MAAŞI 4 BİN 200’E ÇIKARILMALI: Plan ve Bütçe Komisyonunda bugün tartışılacak 4 maddeden sonra Gelen Kurul’da da bu konudaki eleştirilerimizi dile getireceğiz. Görüşülmekte olan kanun teklifi tartışmalarındaki eleştirilerimizi dile getirdik. Emeklilerin maaşlarının 2 bin 500 TL’ye çıkartılması meselesinin son derece eksik bir adım olduğunu söylemeye devam edeceğiz. En düşük emekli maaşının en az asgari ücret düzeyinde yani 4 bin 200 TL düzeyine çıkartılması konusundaki tutumumuzu sürdüreceğiz. Çok büyük bir artış yapıyormuş gibi iktidarın davranışlarını eleştirmeye devam edeceğiz.
TÜRKİYE’NİN SORUNLARI KONUŞULACAK: Yarın Ankara’da bir toplantı gerçekleştirilecek. Bu toplantıda 8 siyasi parti ve HDP katılacak ve orada Türkiye’nin gündemi konuşulacak. Bu ekonomi politikalarının yarattığı sorunlar karşısındaki mücadelenin ve demokrasi eksikliğinin, demokrasisizliğin yarattığı sorunlara karşı mücadelenin nasıl verileceği tartışılacak. Elbette bu tartışmanın bir parçası da 2023’te yapılması gereken seçimler olacak. Seçimlerde nasıl bir tutum alınması da konuşulacak. Yani Türkiye’nin bütün meseleleri konuşulacak. Ondan sonra katılan partilerle ortak bir açıklama yapılır herhalde. En azında sürecin nasıl devam edeceği bilgileri paylaşılır.
Liste yanımda yok bu toplantıya 8 parti katılacak, artı HDP. Bunlardan birini eksik söylersem yanlış olur diye açıklayayım listeyi. Mecliste grubu olan partiler yok. Bu esas itibariyle adı kimi demokrasi ittifakı kimi zaman halk ittifakı olarak adlandırılıyor. Üçüncü yol, üçüncü ittifak arayışının nasıl olabileceğine dair görüş alışverişi yapılacağına dair bir toplantı olacak. Millet İttifakı içinde yer alan partiler bu toplantıda olmayacaklar.
HDP BİR DİYALOG VE MÜZAKERE ZEMİNİDİR: Bu ayın 20’sinde perşembe günü Karma komisyon toplantıya çağırıldı. Vekilimiz Semra Güzel ile ilgili olarak o komisyon çalışmasına başlayacak. Semra Güzel hakkındaki iki fezleke görüşülecek. O komisyonun bünyesinde bir alt komisyon kurulacak. Dolayısıyla dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili süreç başlatılmış oldu. Komisyon toplandığı zaman bizlerde görüşlerimizi paylaşacağız, onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Biz bu dokunulmazlık kaldırılması adımlarıyla demokratik siyasete darbe vurulması ve demokratik siyasetin tasfiye girişimlerinin doğru olmadığını söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Bizlerin durduğumuz nokta bellidir. HDP bir diyalog ve müzakere zeminidir, bir çözüm zeminidir, toplumsal barış ve uzlaşma zeminidir. Bu meselelere bu şekilde yaklaşıyoruz bu zemine her zaman bağlı olduğumuzu hem Meclis’teki konuşmalarımızda hem de Meclis dışındaki konuşmalarımızda açık ve net biçimde söylüyoruz.
Bu tutumumuzu sürdürmeye kararlı olduğumuzu, demokratik siyaset konusundaki tavizsiz duruşumuzu sürdürmeye kararlı olduğumuzu söylüyoruz. HDP’nin şiddetle, çatışma ile bir alakası yoktur. Bu konudaki tutumu da nettir, mücadelemizi demokratik siyaset zemini üzerinden sürdürürüz. Bunun dışında HDP’yi tarif etme, HDP’yi kendi zemini dışında konumlandırma çabası doğru olmadığı kanaatindeyiz. Bu çabaların HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etme çabalarının da sonuç verici olmayacağını ifade etmek isteriz. Bu konudaki tartışmayı sürdüreceğiz.
EYT'LİLERİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAYACAKLAR: İktidarın son dönemde attığı adımlara baktığımızda getirdiği kanun tekliflerine baktığımızda EYT konusu da dahil olmak üzere 3600 ek gösterge de gündeme getirilecektir. Bütün bunlar aslında halkı ekonomik olarak rahatlatmak için atılan adımlar olmadığını, seçim yatırımları olduğunu elbette muhalefet biliyor. Ama halkın ihtiyacı onların söylediklerinden ve attıkları adımlardan çok daha büyüktür. Asgari ücret meselesinde de bunu gördük emekli maaşların da yapılan zamlarda da bunu gördük. Büyük ihtimalle EYT de de aynı şeyi göreceğiz. Ufak tefek kimi düzenlemeler yaparak göz boyama çabası olacaktır. Meselenin özüne ilişkin EYT’lilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik adım olmayacağını biliyoruz. Geldiği zaman konuşuruz. Bugün ekonomik ve sosyal alanda yaşanan krize baktığımızda bu iktidarın krizi çözmek için atması gereken adımlar yandaş şirketleri holdingleri desteklemekten, şatafattan israftan vazgeçmesi ahbap-çavuş kapitalizminden uzaklaşması ve esas itibariyle işçinin emekçinin, emeklinin, engellinin, çiftçinin, köylünün dar gelirlinin, orta sınıfın ihtiyacına cevap vermesidir. Ama iktidar tam tersini sürdürmeye devam ediyor gördüğümüz gibi. (MA)