HDP’li Özkan: Kadın cezaevinin banyosunda kamera var
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında cezaevlerindeki durum Meclis İnsan Hakları Komisyonunun gündemindeydi. Şırnak, Ödemiş, Şakran ve Alanya'dan aktarılan örnekler durumun vahametini gözler önüne serdi.
ANKARA - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun işkence ve kötü muameleyle ilgili son toplantısında HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan cezaevlerinde yaşananları anlattı: Şırnak'ta uyuz vakası görmezden gelindi ve çocuklar bu nedenle çıkardıkları yangında öldü, Alanya’da kadınların banyo yaptıkları alanlara bile kamera yerleştirdi.
HDP’li Özkan’ın tutanaklara geçen konuşması şöyle:
'CEZAEVLERİNDE İŞKENCE VAR'
Türkiye’de işkence ilk defa 15 Temmuz sonrasında yaşanmadı değerli arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde cezaevlerinde işkence zaten yaşanan... Ve Türkiye Cumhuriyeti AİHM’den, uluslararası mekanizmalardan da birçok yaptırım almış bir ülke fakat biz şunu vurguluyoruz: 15 Temmuz öncesinde de ağır insan hakları ihlalleri vardı, 15 Temmuz sonrasında da bu ihlaller artarak kronik bir hâle gelmiş hâlde devam ediyor. Şayet biz İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak son bir yıl içerisinde bütün çalışmaları önümüze koyduğumuz anda gerçekten insan haklarına yönelik ne yaptığımızı, nasıl bir çalışma yürüttüğümüzü de ortaya koymuş oluruz. Alt komisyon, hatırladığım kadarıyla üç ziyaret gerçekleştirdi cezaevlerine; Tekirdağ, Bakırköy ve Kırıkkale, eksik kaldıysa düzeltebiliriz ve en son ziyaretimiz 16 Haziran tarihinde Kırıkkale’ye gerçekleştirildi. Biz bütün Komisyon üyeleri olarak, orada parti gruplarındaki üyeler olarak açık ihlalleri gözümüzle de görmüş insanlarız. Birlikte gördük; hasta tutsakları birlikte gördük, cezaevinde infaz memurlarının, yönetimin açık bir şekilde tutsaklara, tutuklu ve hükümlülere yönelik müdahaleleri, muamelelerini gözlerimizle gördük, raporlaştırdık, Komisyona ilettik ve gerçekten iletmekten öteye geçip çözüm noktasına geldiğimiz anda başta Komisyonumuz sessiz kaldı.
UYUZ, İSYAN, YANGIN, ÖLÜM...
Bugün Şırnak Cezaevi diye bir vaka var. Şırnak, altı aydır abluka altında olan bir şehir ve altı aydır abluka altında olan bu şehrin içerisinde yer alan Şırnak Cezaevinde insanlar… Bakın, değil görüşme vesaire, normal yaşam için gerekli olan ihtiyaçlardan bahsediyorum; su, yemek… Çünkü, lojistik yok orada. Altı ay boyunca şehir kapalı olduğu için Şırnak Cezaevinde bu anlamda hiçbir şekilde, lojistik anlamında, su, gıda, yemek, her türlü meselenin yasak olduğu, her türlü ihtiyacın yasaklandığı bir süreçten geçtik ve bugün konuşmamız gereken, Şırnak Cezaevinde iki çocuğun son bir haftada hayatını kaybettiği gerçekliği. Bunların neden hayatını kaybettiğini çok iyi biliyoruz.
Bakın, daha dün Sayın Başkana ilettim. Orada bir uyuz vakası var ve uyuz vakası idareye bildiriliyor fakat idare bunu görmezden geliyor ve gerekli önlemleri almıyor ve iki çocuk buna istinaden orada isyan çıkartıyorlar ve bu, basına cezaevinde sadece yangın olarak geçti. Hâlbuki orada mesele sadece basit bir yangın değildi ve bugün iki çocuğumuzu da kaybettik.
Adıyaman Cezaevinde de bugün itibarıyla uygulamalardan, insan hakları ihlallerinden, idarenin tavrından, orada yaşanan ağır ihlallerden kaynaklı bugün açlık grevi başlatılacağı bilgisi geldi. Mektuplar şu anda bizim elimizde, bugün bize ulaşmış bilgiler bunlar.
BANYODA KAMERA
Her cezaevinde, ayrım yapmıyorum, evet spesifik konular var; Ödemiş Cezaevi, Şakran Cezaevi… Alanya’da kadınların banyo yaptıkları alanlara bile yirmi dört saat kamera yerleştirdikleri gerçekliği. Onun dışında, Tekirdağ, özellikle F2, ziyaret gerçekleştirdiğimiz bir cezaevidir burası ve o gün dahi oradaki uygulamaların hangi noktada olduğu, ziyareti gerçekleştiren değerli üyeler tarafından tespit edilmiştir ki düşünün, OHAL sonrası, uygulamaların nasıl bir noktaya geldiğini, gerçekten merak ediyorum.
Önemli olan konulardan biri ve hepimizi bağlayan konulardan biri de infaz kurumlarındaki operasyonlardır. Fetullahçı terör örgütüyle mücadele adı altında, infaz kurumlarında, özellikle idari yapıda gerçekleştirilen operasyonlar oradaki insan haklarıyla ne yazık ki aynı zamana denk geliyor. Yani, oradaki kurumlardaki kişilerin bilinçli olarak ya da kasten tutuklu ve hükümlülere nasıl yönelmiş olduklarını şu anda ortaya koyamayız belki ama orada cezaevlerindeki operasyonlara da mutlaka dikkat çekmemiz gerektiğini ve bunun üzerinde durmamız gerektiğini tekrardan belirtmek gerekiyor.