HDP'li Tayip Temel: Bahçeli olması gerekeni söyledi
AK Parti heyetinin, başörtüsü için hazırlanan anayasa değişikliği teklifine ilişkin Meclis’te HDP grubunu ziyaret etmesi gündem olmaya devam ediyor. HDP'li Tayip Temel, 'ziyareti beklemiyorduk' dedi.
DUVAR - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın yer aldığı AK Parti heyeti, başörtüsü konusunda hazırlanan anayasa değişikliği teklifine ilişkin Meclis’te HDP grubunu ziyareti konuşulmaya devam ediyor.
HDP Van Milletvekili ve Basından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel ile AK Parti’nin ziyareti hakkında gazeteci İsmail Saymaz'ın sorulanı yanıtladı. "Düşüncemizi önemsedikleri için gelmişler filan… Böyle bir şey yok!" dedi.
Temel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görüşmeyi 'doğal' bulmasını da değerlendirerek, "Olması gerekeni söyledi. Bu iktidar hiçbir zaman doğruyu ve olması gerekeni söylemiyor ki" ifadelerini kullandı.
Halk TV'nin haber portalında yayınlanan söyleşi şu şekilde:
AK Parti’nin ziyarete gelmesini bekliyor muydunuz?
Yok, bir iki saat önce haber etmişler.
Gelmeden önce…
Aynı gün bir iki saat önce grup başkanvekillerimizi arıyorlar. Hatta bizimkiler başka partiler kabul etmiş mi diye soruyor.
Çatkapı olmuş.
Evet.
Bekliyor muydunuz?
AKP, partimize dava açtırmış iktidardır. Bizzat yöneticilerinin talimatı ile vekillerimizi, belediye başkanlarımızı, eş genel başkanlarımızı içeriye attırmış iktidardır. Kobani Davası adı altında intikam yürüten bir iktidardır. Düşüncemizi önemsedikleri için gelmişler filan… Böyle bir şey yok! AKP’nin sıkışması ve toplumsal zeminini kaybetmesi sebebiyle yaptığı politik manevra. Zayıflayan bir iktidardan beklenen bir tavır. Fakat AKP’nin baskıcı karakteri ve MHP ile ilişkisi düşünüldüğünde beklenmez bir adım.
Sizce neden geldiler?
AKP zayıflamıştır, demokrasi güçleri nezdinde inandırıcılığını kaybetmiştir. Muhalefete mevzi kaptırmaktadır. Üç hassas nokta seçildi. Biri türban, ikincisi aile yapısı. Üçüncüsü HDP’nin Kürt dinamiği. AKP beş yıldır Kürtlere düşmanlık yapıyor. Bu, aynı zamanda Kürtlere düşmanlık siyasetini perdeleme girişimidir.
Bahçeli’nin “Doğal” demesini bekliyor muydunuz?
Onu da beklemiyorduk. Olması gerekeni söyledi. Bu iktidar hiçbir zaman doğruyu ve olması gerekeni söylemiyor ki.
Bahçeli neden söyleme gereği hissetti?
Dedim ya, zayıflayan iktidarın muhalefeti parçalama, birbirine düşürme, müzakere edecek zeminden yoksun bırakma, Akşener’in çıkışlarına vesile olma gibi, kendi içinde bir sürü amaç taşıdığı için Bahçeli’nin onayı olmadan olmaz o işler.
Sizce ziyaretten Bahçeli’nin haberi var mı?
Mutlaka vardır. Bu bir iktidar mutabakatı.
Anayasa değişikliğine ilişkin tavrınız belli mi?
O kararı vermiş değiliz. İçeriği görmek, görerek değerlendirme yapmak, iktidarın niyetini daha net gözlemlemek istiyoruz. Muhalefetin tuzağa düştüğünü düşünüyoruz. Başta Kılıçdaroğlu’nun.
Ne gibi?
Kim gündeme getirdi? Türkiye gündeminde olmayan bir konu. Allah aşkına, ben size soruyorum. Başörtüsüyle nereye girilmiyor Türkiye’de? Meclisteyiz, orada var. Bu hikayeyi muhalefet başlattı ama iktidar tuzağa düşürmek istiyor.
Size göre başörtüsü diye bir sorun yoktu. Kılıçdaroğlu, hükümete fırsat verdi.
Kesinlikle. Hükümetin yeni bir oyun kurmasının pasını verdi.
Türkiye’de başörtüsü büyük oranda sorun olmaktan çıktı. “Başörtüsü önemsizdir” demiyorum. Siyasi sembole dönüşmüş. Giyim, özgürlükler konusunda sonda gelecek bir meseledir.
O halde Kılıçdaroğlu hatalı bir adım attı.
Şüphesiz. Ona hata yaptırdılar.
Kimi muhalifler sizi AK Parti ile görüştüğünüz için eleştiriyor.
Düşünebiliyor musunuz, İyi Parti bizden beş dakika sonra aynı heyetle görüştü ama Akşener bugün HDP’yi AKP ile özdeşleştirdi. Kendileri konuşmamış gibi HDP’nin büyük bir ayıp yaptığını ve utanmadan sıkılmadan oturduklarını söylüyor. Oysa iktidar Akşener’e söylenmedik söz bırakmıyor. “FETÖ’cü” dediler. Cinsiyetçi söylemde bulundular. Ama oturdular. Tutarsızlığın en korkunç halini yaşıyor muhalefet. AKP, Millet İttifakı’nı dövüyor ve “HDP gizli ortak” diyordu. Bu yalandı. Şimdi muhalefet “AKP ile HDP iş tutuyor” yalanına sarılıyor. Bu biz’siz cümle kurulamadığı gerçeğini anlatan trajik bir durum. (KAYNAK)