HDP’nin ‘iktidar yanlısı medyaya aktarılan kamu kaynakları araştırılsın’ önergesi reddedildi

HDP’nin, kamu kaynaklarının iktidar destekçisi medya organlarına aktardığı ücretlerin tüm yönleriyle araştırılmasını amaçlayan önergesi AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Abone ol

ANKARA - Gazeteci Kenan Şener’in Gazete Duvar’da yayınlanan, kamu bankalarının iktidar destekçisi gazete ve televizyon kanallarına kredi ve ilanlar aracılığıyla aktardığı tutarları ortaya koyan haber dosyaları Meclis gündemine taşındı.

HDP, iktidar yanlısı medya organlarına kamu bankaları tarafından kredi ve reklam ilan kanalıyla aktarılan kamu kaynaklarının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla TBMM'ye araştırma önergesi verdi.

CHP, İYİ Parti ve HDP’li milletvekillerinin iktidara yakın yayın organlarına aktarılan paranın ortaya çıkarılması gerektiğine yönelik sözlerine karşın HDP’nin önergesi AK Partili ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

'MEDYADA ŞU AN TEK SES VAR'

Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen önergeye ilişkin ilk sözü HDP Grubu adına Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul aldı.

Türkiye’de medya ve iktidar ilişkilerinde sıkıntılı dönemlerin her zaman olduğunu ancak hiçbir dönemin AK Parti iktidarı döneminde yaşananlar kadar olmadığını belirten Toğrul, “AKP iktidarı öncelikle medyayı tekleştirerek tamamen kontrolü altına aldı, medyada şu anda tek ses var. Mesela medyada alın bir günün gazetelerini, havuz medyasının tüm manşetleri aynı. Çünkü niye? Çünkü saraydan atanmış bir komiser bu manşetlerin atılmasını belirliyor” dedi.

Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satılması sürecinde Ziraat Bankası’ndan 750 milyon dolar kredi kullanıldığını hatırlatan Toğrul, bu paranın geri ödenip ödenmediğine ilişkin sorulara yanıt alamadıklarını belirterek şunları söyledi:

“Uhdelerine aldıkları tüm bu medyayı bir taraftan da besliyorlar. Nasıl besliyorlar? Bakın, öncelikle özgür medyayı 15 Temmuz sonrası KHK'lerle kapattılar. Onlarca dergi, gazete, radyo, onları devre dışı bıraktılar. Ama uhdelerine aldıkları havuz medyasını da kamu kaynaklarıyla besliyorlar. Bakın, nasıl kamu kaynaklarıyla beslediklerine bir örnek vereyim: Kamu bankalarının havuz medyasına aktardığı paralar ve muhalif olarak görülenlere aktarılan para; sıfır, sıfır, sıfır devam ediyor. Bakın; BirGün sıfır, Evrensel sıfır, Sözcü sıfır, Cumhuriyet sıfır, Karar sıfır, daha sıfırlar devam ediyor, muhalif olarak görülenler. Ama Türkgün, Sabah, Akşam, kamu bankalarının reklam ilanları hep oraya akmış.”

'BASIN İLAN KURUMU TÜM İLANLARI HAVUZ MEDYASINA AKTARIYOR'

“Basın İlan Kurumu bugüne kadar tüm ilanları havuz medyasına aktarıyor. Diğer medyaya sıfır lira. Bu da yetmiyor, oraya gazeteci kimliğiyle atadıkları kişilere günün yirmi dört saati muhalefete, muhalif olan çevrelere, Halkların Demokratik Partisi'ne akşama kadar küfrettiriliyor. Bununla da kalmıyor, öyle kirlendiler ki orada gazeteci kimliğinde olanların yasa dışı çete, mafya ilişkilerine girdikleri çarşaf çarşaf ortaya dökülüyor. Bakın, bir gazetecinin 10 milyon dolar karşılığı arabuluculuk işine girdiğini öğreniyoruz. Bir başkasının, KHK'lilerin OHAL Komisyonu'ndaki 'Göreve dönsünler mi dönmesinler mi?' konusunda aracı olduğunu görüyoruz. Ne için yapıyor? Acaba kurulan FETÖ borsalarının, KHK borsalarının bir aparatı mıdır? Bunların bu ilişkileri devam ediyor.”

MHP’Lİ BÜLBÜL: BİRÇOK ARKADAŞIMIZIN TÖHMET ALTINDA KALMASINI KABUL ETMİYORUZ

HDP’li Toğrul’un, “Toplumun hafızasının kirlenmesine müsaade etmeyelim. Gelin, bu önergemize destek verin” ifadelerinin ardından MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül söz aldı.

Toğrul’un gazete isimleri verdiğini, bu gazetelerde gazetecilik yapanların mafya ilişkisi içerisine girdiğini söylediğini belirten Bülbül, “Bu işler şahsa özeldir, bunlar eğer suçsa veyahut da basın ahlakına, etiğine uygun olmayan veyahut da hiçbir şekilde ahlaken doğru görülmeyecek hareketlerse bunlar şahsi olarak değerlendirilip ifade edilir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hangi gazetenin mensubuysa veya yazarıysa o da söylenir ama bütün bu gazetelerde çalışan -içinde Türkgün, diğer gazeteler- ve hayatını haysiyetiyle, şerefiyle yaşayan, gerçekten gazetecilikten başka bir faaliyeti olmayan birçok arkadaşımızın bu şekilde töhmet altında kalmış olmasını kabul etmediğimizi ve bunu uygun bulmadığımızı ifade etmek istiyorum, gerekirse de düzeltmesi gerektiğini düşünüyorum.”

MHP’li Bülbül’ün sözleri üzerine konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Burada bizim eleştirimiz ya da suçlamamız asla basın çalışanlarına yönelik değildir. Kimseyi töhmet altında da bırakmıyoruz ama sözü edilen gazetelerin yayın politikasını belirleyen kurullara yönelik tutumumuz nettir” ifadelerini kullandı.

'BİRÇOK GAZETE VE TELEVİZYONUN HAVUZDAN BESLENDİĞİNİ CÜMLE ALEM BİLİYOR'

HDP’nin önergesine ilişkin İYİ Parti grubu adına konuşan Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs, basın yayın sektörünü yöneten şirketlerin kamu ihalelerine girmelerinin, ticari ilişkilerde bulunmalarının medyanın bağımsızlığını ve özgürlüğünü tartışılır hale getirdiğini söyledi.

“Bugün ülkemizde medya organları bağlı oldukları medya patronunun türlü iltisakları nedeniyle AK Parti iktidarının etkisi altında kalmaktadır” diyen Örs, şöyle devam etti:

“Günümüzde iktidar hem yazılı hem de görsel basının büyük bir kesimini yönetiyor ve istediği gibi de kullanıyor. Herkesin bildiği bir havuz medyası kavramı var, buna biz ‘yandaş medya’ da diyoruz. İktidara yakın iş adamlarının bir araya gelerek ortaya bir para koyarak havuzu oluşturduğunu, birçok gazete, televizyon, dergi, haber sitesi ve radyonun bu havuzdan beslendiğini artık cümle âlem biliyor. Bu medyanın birinci görevi ne biliyor musunuz? Bu medyanın birinci görevi: Sayın Cumhurbaşkanımızı övmek, onu yüceltmek. Sonraki görevleri de şu: ‘Mega projeler başladı. Büyük yatırımlar yapıldı. Dev adımlar atıldı' müjdelerini vermek. Bu medyaya bakarsak arkadaşlar, aya çıkıyoruz, bu medyaya bakarsak yeni arabamız üretim bandından çıktı çıkacak, yerli uçağımız zaten havada. Bu medyaya bakarsanız işsizlik her gün düşüyor, azalıyor, enflasyon zaten sıfırlanmak üzere, ihracatımız ise patladı patlayacak. Bu yayın organlarının belli günlerde aynı başlık ve fotoğraflarla çıktığını da biliyoruz. Bu gazetelerin manşetlerinin aynı el tarafından atıldığını, televizyonlarda aynı noktalara vurgu yaptırıldığını, farklı televizyonlarda haber bantlarıyla algı oluşturulduğunu görüyoruz, biliyoruz. Sanki bir el, bu medya organlarına her gün öğle saatlerinde o gün hangi algı çalışmasının yapılacağını, hangi başlıkların kullanılacağının talimatını veriyor ve bu talimat doğrultusunda iktidarın istediği algı oluşturuluyor.”

ÇAKIRÖZER: BU NASIL BİR YÜZSÜZLÜK

CHP Grubu adına konuşan Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, “Ben de bugün size kamu bankaları eliyle bir taraftan özgür basınının susturulması, bir taraftan da iktidar yanlısı medyanın zenginleştirilmesi üzerinde duracağım. Elimde 2 tablo var, az sonra göstereceğim ayrıntısına girmeden. Gazeteci arkadaşımız Kenan Şener'i bu araştırmacı gazetecilik örneği titiz çalışma için tebrik ediyoruz. Yıllardır biz buradan soruyoruz, cevabı verilmiyordu, onun araştırmasıyla ortaya çıktı” dedi.

Gazeteci Şener’in ortaya çıkardığı rakamları Meclis Genel Kurulu’nda okuyan Çakırözer sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Halkın vergisinden verdiğiniz kamu bankası ilanlarını gazetelere, televizyonlara hangi kritere göre dağıtıyorsunuz; bu ilanlar hangi ajanslar aracılığıyla dağıtılıyor; onları belirlerken bir ihale açtınız mı, tek kaynaktan mı dağıtıyorsunuz; yaptığınız, rekabet hukukuna uygun mu, o bankaların anlı şanlı etik ilkelerine uygun mu? Bunların hesabını vermek zorundasınız. Halkbank’ta Sözcü okurunun hesabı yok mu, Vakıfbank mudileri arasında FOX, Halk TV izleyen yok mu, kamu katılım bankalarının müşterileri arasında TV5 izleyen Millî Gazete okuru yok mu? Bu rakamlar çıktıktan sonra o insanların yüzlerine nasıl bakacaksınız? Bu nasıl bir yüzsüzlüktür, arsızlıktır. Esnafı var, çiftçisi var, emeklisi var; o milyonların 3 kuruş, 5 kuruş birikimleri olmasa o bankalar var olur mu, o ballı koltuklarda oturabilir misiniz? Sizi oraya oturtanlara da soruyorum, çıkın bunları tek tek açıklayın. Açıklayın diyorum ama açıklayamazsınız çünkü tek kriteriniz var: Yandaşlık, yandaşlık, yandaşlık.”

AK PARTİLİ CANBEY: KABUL EDEMEYECEĞİMİZ ŞEY YALAN HABERCİLİK

Basının özgür ve tarafsız olması gerektiğini belirten AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, HDP’nin önergesine ilişkin AK Parti Grubu adına konuştu.

Medyanın kendine özgü kurallarının olduğunu söyleyen Canbey, “Bir medya organı kendisini hangi siyasi görüşe mensup hissederse hissetsin haberciliğini doğru yapmak zorundadır. Asla ve asla kabul edilemeyecek tek şey yalan haberciliktir. Medyayı, yalanlarını topluma ulaştırma aracı olarak görenlerin ‘Türkiye'de basın tekelleşti’ demesi çok büyük bir çelişkidir. Muhalefetin ve yandaşı olan medya organlarının adil ve tarafsız olmadığını aziz milletimiz zaten biliyor ve görüyor da” dedi.

Üniversite sınavı öncesinde bazı yayın organlarında, “Katarlı gençler Türkiye'de sınavsız tıp okuyabilecek” başlığıyla haber yayınlandığını belirten AK Partili Canbey, “Bu, yalan arkadaşlar. Bu haber yalan ve sınavdan bir gün önce bu haber gazetelerde yayınlandı, milyonlarca öğrencimizin hayalleriyle oynandı ve bunu birçok siyasi maalesef paylaştı. Bunlar, az önce burada 'özgür basın' dediğiniz gazeteler tarafından, internet siteleri tarafından yani sizin yandaş basınınız tarafından yapıldı. Bunları görmezden geliyorsunuz, bunlarla ilgili hiçbir şey söylemiyorsunuz, hiçbir laf etmiyorsunuz, yok öbür tarafta ‘Yandaş basın var’ diyorsunuz” ifadelerini kullandı.

'SİZ HİÇ SABAH OKUMUYOR MUSUNUZ?'

Canbey’in sözlerine tepki gösteren HDP’li Toğrul, “Sizinkiler her gün hakaret ediyor bize, her gün hakaret ediyor” dedi ve şu ifadelerle AK Partili Canbey’e tepki gösterdi:

“Temel olarak 2 soru sorduk. Örneğin, bunların izleyici sayısı mı fazla, tirajları mı daha fazla vesaire. Ama bunların hiçbirini açıklayamıyoruz, bunu söylüyoruz. Kamunun kaynağını bir medya grubuna, daha doğrusu kişiye verdiniz; adamın parası yoktu, dediniz ki: ‘Bu grubu alın.’ Devletin parasıyla aldırdınız. Peki, bu paranın geri ödenip ödenmediğini soruyor musunuz? Niye bunlara cevap vermeyip lafı bir ton yerde gezdirip, dolaştırıp bunu bize söylüyorsunuz. Siz ‘Yalan haber’ diyorsunuz. Diyorsunuz ki ‘Falanca gazete yalan haber verdi.’ Ya, siz hiç Yeni Şafak okumuyor musunuz? Siz hiç Sabah okumuyor musunuz? Siz hiç diğerlerini… Onlar her gün yalan haberlerle bizlere saldırıyor. Her gün bizim hakkımızda yalan haber yapıyorlar. Peki, sizi bu davranışa iten sadece yalan haber kriteri mi? Yalan haber kriterini neye göre söylüyorsunuz? Şimdi, açıkça şunu kabul edin. Siz bir havuz medyası oluşturdunuz, tekçi bir medya oluşturdunuz. Size biat etmezse vallahi her türlü cezayı karşılarında görüyor. Siz herhangi bir soruşturma, herhangi bir kovuşturma yapmadan onlarca radyoyu, televizyonu kapattınız. Ya, tek Kürtçe gazete Azadiya Welat'ı kapattınız. Çocuk televizyonu, çocuk oyunları oynatan Zarok TV'yi kapatmaya kalktınız ya. Yani bunları neyle açıklayacaksınız? Özgürlükçü zihniyetinizle mi açıklıyorsunuz bunları?”

HDP’NİN ÖNERGESİ REDDEDİLDİ

Yaşanan tartışmanın ardından HDP’nin, iktidar destekçisi medya organlarına kamu bankaları tarafından kredi ve reklam ilan kanalıyla aktarılan kamu kaynaklarının tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla verdiği araştırma önergesi AK Partili ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. (DUVAR)