Toplama kamplarında, elbiselere işliyorlardı. Özellikle ilk başlarda, Dachau toplama kampında bir liste vardı duvara asılmış. Bilimsel faşizme çok uygun, kategorize edilmiş, düzenlenmiş ve ayıklanıp, tasnif edilmişti. Nazileri anlatan filmlerde çok sık gördüğümüz, Yahudilerin takmak zorunda olduğu sarı yıldızdan ibaret kalamazdı bu tasnif zaten. Ciddi bir iştir faşizm ve her ari şey, daha çok ari, az ari, kötü, daha kötü, en kötü ayırımlarını da yapmalıydı. Kategorize etmenin durdurulamaz pandemisi bu.
Komünistlerin, sosyalistlerin, anarşistlerin, politik tutukluların da ters kırmızı üçgenleri vardı, görünür yerlerine işlenmiş. Kızıl da diyebilirsiniz benim başlıkta yaptığım gibi, üçgene nereden bakıyorsanız artık. Gardiyanlar, uzaktan baktıklarında, bunu ayırmalıydılar. Daha tehlikeli olduklarını, daha kolay ve daha fazla cezalandırılabilir olduklarını anlayabilmeliydiler.
Günlük sıradan bir davranış için de, kolay kullanılabilir bir kullanma kılavuzu gibiydi bu aynı zamanda. Kısıtlı ve sınırlı hakları da vermeyebilirdi gardiyan. Hatta vermezse, daha çok göze girerdi. Yemeklerin en kötüsünü, ters kızıl üçgenlilere vererek, amirlerinin gözlerine girebilirlerdi ya da en azından böyle olacağı düşüncesi kol gezerdi havada. Dachau toplama kampında, koğuşlar arasında, yine düzen ve intizam içinde yerleştirilmiş idam sehpalarında, daha çok, ters kızıl üçgenli işaretli olanların yer alması da bu düşünceyi beslerdi. İktidar kimi, en sevmiyorsa, mekanizmanın son aparatı da, ondan doğmuş ve beslenmiş nefretini uygulardı.
Resmi ve gayri resmi aferindi zaten ona…
Bu kategorize etmenin pandemi etkisi, sadece iktidarın kılcal damarlarına kadar varan bir ötekileştirmeden ibaret değildi. İktidara dahil olmayanlar, muhalifler ve hatta toplama kampının diğer mensupları arasında da ters kırmızı üçgenin etkisi vardı. -Oradan kırmızı görünür gibi geldi bana- Yan yana gelmek istemezdi pek kimse. İşin garip tarafı, bu davranış sadece daha fazla eziyet çekmemek için de değildi. İktidar gibi onlar da, gerçekten tehlikeli bulurlardı onları. Bunu yapmakla, bu kategorize etmeyi ve aynı zamanda kendilerinin tasnif edilmesini de onayladıklarını, daha da ötesi inşa ettiklerini pek akıllarına getirmezlerdi. Göğüslerine ya da pantolonlarına işlenmiş, -mesela Yehova Şahitleri'nin mor- diğer ve farklı üçgenleri sergileyip, ters kırmızı üçgen sahibi olmadıklarını gösterirlerdi.
Onlardan değillerdi yani. Hatta onların yaptıklarını kınayabilir, eleştirebilir, iktidarı haklı bulabilirlerdi.
-iktidar dediğiniz nedir ki zaten, irili ufaklı manalı manasız, rızalar toplamından başka-
Ayrıca bu kategorize etmenin yaygın etkisi, sadece en tehlikeliden, daha az dışlanmışa doğru da işlemezdi. Mesela ters kırmızı üçgenler, eşcinsellere işlenmiş, ters pembe üçgenli olanlardan uzak dururlardı. Faşizmin başarısı buydu, oyuna herkesi dahil etmek…
Son bir şey hatırlatarak bitirmeliyim, bu toplama kampı öyküsünü. Bir süre sonra, sosyal demokratların göğüslerine de diktiler, ters kırmızı üçgenden…