'Hekim olarak 'bırakın' deme hakkımız yok'

Açlık grevinde 116 günü geride bırakan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın tutuklanmadan önce sağlık durumlarıyla yakından ilgilenen Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, Adalet Bakanlığı'na yaptıkları başvurunun sonucunu beklediklerini belirterek, Gülmen ve Özakça'nın durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

Abone ol

ANKARA - Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, açlık grevinde 116 günü geride bıraktı. Açlık grevinin 75'inci gününde tutuklanan eğitimcilerin sağlık durumlarının her geçen gün kötüleştiği ve yeni sağlık sorunlarının ortaya çıktığı avukatların görüşmeleri sonrası kamuoyu ile paylaşılabiliyor. Tutuklamaların ardından Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumuyla ilgilenmelerine izin verilmeyen Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut açıklamalarda bulundu.

'GÖRÜŞMEMİZE MÜSAADE EDİLMEDİ'

Gülmen ve Özakça'nın tutuklanıp Sincan Cezaevine sevk edilmelerinin ardından görüşmelerine izin verilmediğini belirten Bulut ilk başvurularının reddedildiğini söyledi. Kamu kuruluşu olduklarını belirterek itiraz ettiklerini ve sonucunu beklediklerini aktaran Bulut Adalet Bakanlığı'ndan gelecek sonuca göre Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumuna ilişkin ayrıntılı bilgi sahibi olacaklarını belirterek şunları aktardı:

"Tutuklanmalarının ardından tüm takiplerimizi yalnızca revirdeki doktorlarıyla görüşerek yapabiliyoruz. Onlardan ve görüşen avukatlarından aldığımız bilgilere göre birçok sağlık sorunu ortaya çıkmış durumda. Bundan sonra da farklı enfeksiyon türlerinden etkilenebilirler. Örneğin havalı yatak temin edilmezse yatmaya dayalı yaralar ortaya çıkabilir ve bu enfeksiyon nedeniyle hayatlarını kaybedebilirler."

'KİŞİDEN KİŞİYE SÜRE DEĞİŞİYOR'

Gülmen ve Özakça'nın açlık grevini ne kadar daha devam ettireceklerine dair bir tarih veremeyeceklerini belirten Bulut "Kişilerin bu eylem biçimini ne kadar süre devam ettireceklerini öngöremiyoruz; kişiye bağlı olarak değişebiliyor. En uzun 230 gün yaşayan bir vakamız vardı; ama hapishane koşullarında bu daha kısa süreye koşullar nedeniyle inebilir. Önümüzdeki kısa sürede hayatlarını kaybederlerse ne yazık ki sürpriz olmaz" dedi.

'SOYLU, AÇLIK GREVİ İLE ÖLÜM ORUCUNU BİRBİRİNE KARIŞTIRDI'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından yola çıkarak, Soylu'nun açlık grevi ve ölüm orucunu birbiriyle karıştırdığını belirten Bulut şöyle devam etti:

Gülmen ve Özakça toz, şeker, su ve B1 vitamini alabiliyor. Açlık grevini hiçbir şey almamak zannediyorlar. Sayın bakan bu eylem tarzını topluma yanlış aktardı. 'Evlerinde yiyorlar, buraya geliyorlar' açıklamaları da oldu. Bu gibi durumlar da sağlık durumlarını etkiliyor. İnsanların bakış açısını değiştiriyorlar. Bu da son derece sakıncalı bir durum."

'BIRAKIN DEME HAKKIMIZ YOK'

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın taleplerinin kabul edilmesi durumunda açlık grevini bırakmalarıyla iki aylık bir tedavinin uygulanacağını belirten Bulut ilk aşamada damar yoluyla beslenmenin olacağını fakat 'nörolojik bir hasar kalır mı' sorusunu kontrole izin verilmediği için cevaplayamadıklarını söyledi.

1996 -2000 yılları arasındaki açlık greviyle ilgilenen hekimlerin de travmalarının olduğunu belirten Bulut şöyle devam etti:

"İlk kez açlık grevi vakası ile karşılaşıyorum. Bizlere göre insanların yaşamı kutsaldır. Ölüm sürecine götüren bir karar almışlarsa bireysel hakları açısından hekim olarak bırakın deme hakkımız yok. Siyasilerin böyle bir hakkı var. Bizler birebir görüşmelerimizde dahi böyle bir öneri sunamayız."