Türkiye toplumunu ortak duyguların değil mecburiyetlerin bir arada tuttuğuna dair yeni bir araştırma var. Fakat bu mecburi birliktelik şişede durduğu gibi durmuyor ve hasımlıkla, hasetlikle, bühtanla bezenerek yeni siyasal pozisyonlara dönüşüyor.
Toplumsal kutuplaşmayı siyasi iktidar mı yaratıyor, yoksa siyasi iktidar bizatihi toplumsal kutuplaşmanın tercümanı mı oluyor, kestirmek mümkün görünmüyor. Muhtemelen ikisi birden. Dolayısıyla iktidar kadar toplum da masum değil.
Bilgi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci ve Prof. Dr. Emre Erdoğan’ın yürüttüğü Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları 2020 Araştırması (Araştırmanın detayları için lütfen bakınız) toplumu toplum olmaktan çıkaran eğilimlerin çarpıcı boyutlarını ortaya koyuyor.
Marshall Fonu ve Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen çalışma, (proje ekibindeki isimler için bakınız) Türkiye seçmen nüfusunu temsil eden 4 bin 6 kişiyle, çok aşamalı katmanlı örneklem kullanılarak, 29 şehirde, 500 örneklem noktasında yapılmış. Dolayısıyla bilimsel olarak araştırma sonuçlarını Türkiye’ye genellemek mümkün.
SİYASAL MESAFE
Araştırmaya katılanların yüzde 34’ü kendilerini AKP taraftarlarına, yüzde 22’si CHP, yüzde 11’i MHP, yüzde 9’u HDP ve yüzde 9’u da İYİ Parti taraftarlarına yakın buluyor. Bu da görüşülenlerin toplamının yüzde 85’ine tekabül ediyor.
HDP’lilere kendilerini en uzak hissedenlerin oranı 2015 yılında yüzde 55, 2017’de yüzde 53, bahsi geçen araştırmaya göre 2020 yılında yüzde 40.
Kendilerini AKP taraftarlarına en uzak hissedenlerin oranı yüzde 23. Aynı his CHP’lilere karşı yüzde 13, MHP’lilere karşı ise sadece yüzde 8! (Yani yüzde 92 kendini MHP’ye uzak hissetmiyor.)
AKP taraftarları için HDP ve CHP taraftarları, CHP taraftarları için AKP ve HDP taraftarları, HDP taraftarları için AK Parti ve MHP taraftarları, İYİ Parti taraftarları için AKP ve HDP taraftarları ve MHP taraftarları için HDP ve CHP taraftarları en uzak hissedilen siyasi parti taraftarlarını oluşturuyor.
Bunu şöyle de okuyabiliriz: AKP, MHP, CHP ve İYİ Parti taraftarlığının ortak noktası HDP’li karşıtlığı.
'ÇOCUKLARIMIZ BİRBİRİYLE OYNAMASIN': YÜZDE 67!
Katılımcıların yüzde 75’i kendilerini en uzak hissettikleri parti taraftarlarıyla çocuklarının evlenmesini istemiyor.
Yüzde 72’si, birlikte iş yapmak istemiyor.
Yüzde 67’si, çocuklarının “onlarla” oyun oynamasını istemiyor.
Yüzde 61’i “onlarla” komşu olmak istemiyor.
Yani toplumun çoğu “başkalarıyla” birlikte yaşamak istemiyor.
HERKESE GÖRE HERKES KÖTÜ
Katılımcılar kendi partilerinin taraftarlarını iyi, “karşıdakileri” ise kötü, zalim ve ülkeye tehdit olarak görüyor.
Katılımcılar kendi taraflarındakileri vatansever (yüzde 87), ülke yararına çalışan (yüzde 86), onurlu (yüzde 85), açık fikirli (yüzde 84), zeki (yüzde 83), cömert (yüzde 80) olarak görüyor.
“Karşı tarafı” ise ikiyüzlü (yüzde 86), bencil (yüzde 85), kibirli (yüzde 82), zalim (yüzde 79), ülkeye tehdit (yüzde 78) ve bağnaz (yüzde 77) olarak görüyor(uz).
Yani herkese göre kendisi dışındaki herkes kötü!
BENİM DIŞIMDAKİNE HAK TANINMASIN!
Yüzde 41’lik kesim “en uzak” hissettikleri parti taraftarlarının şehirde yürüyüş, yüzde 37’si basın açıklaması ve toplantı düzenlemesine karşı çıkıyor.
Yüzde 35 “en uzak” hissettikleri parti taraftarlarının kendi ihtiyaçlarına uygun eğitim almasına, yüzde 34’ü siyasal görevler için aday olabilmesine karşı. Yüzde 48 ise, “onların” telefonlarının dinlenmesini onaylıyor.
MESELE İDEOLOJİ DEĞİL, BAŞKA BİR ŞEY!
Yukarıdaki korkunç eğilimlerin ideolojik aidiyetlerle ne kadar alakalı olduğunu sınayabileceğimiz bir veri daha var araştırmada.
Buna göre kişilerin yüzde 18’i için Türklük, yüzde 11'i için Atatürkçülük, yüzde 10’u için muhafazakârlık, yüzde 10’u için eğitimlilik ve yüzde 10’u için Kürtlük en önemli kimlik.
Milliyetçiliği ve dindarlığı en önemli kimlik olarak görenlerin oranı ise yüzde 8’er. Bunu “modernlik”, (yüzde 6), ülkücülük (yüzde 3) ve laiklik (yüzde 3) izliyor.
AKP ve MHP taraftarları, kendi gruplarının toplumda daha üstün bir konumda olduğunu, iktidarın kendi gruplarına daha fazla saygı gösterdiğini, son beş yılda kendi gruplarından insanların maddi durumlarının iyileştiğini ve iş bulma olanaklarının arttığı görüşünde.
Bu sadece bir görüş değil elbette, “izlenim.”
EZİLENLER EZİLDİKLERİNİN FARKINDA
Araştırma, ezilenlerin ezildiklerinin, ayrımcılığa uğradıklarının gayet farkında olduklarını gösteriyor.
Buna göre HDP taraftarları genel olarak en az üstünlük iddiasında bulunan grubu oluşturuyorlar. HDP’liler arasında sözünün dinlenmesi, toplumda saygı görme, maddi durumun ve iş bulma olanaklarının iyileşmesi gibi görüşlere katılanların oranı yüzde 15 civarında kalıyor.
HDP taraftarlarının (isterseniz Kürtler de diyebilirsiniz) yüzde 55’i iş başvurularında, yüzde 54’ü karakollarda, yüzde 50’si devlet dairelerinde, yüzde 40’ı üniversitelerde, yüzde 38’i hastanelerde, yüzde 38’i lüks mağazalarda ve yüzde 32’si sokakta “kötü” davranışla karşılaştıklarını söylüyorlar.
CHP taraftarlarının görece daha fazla “kötü” davranışla karşılaştıklarını söyledikleri yerler yüzde 22’yle iş başvuruları, yüzde 18 karakollar ve yüzde 17 devlet daireleri.
İYİ Parti taraftarlarının sadece yüzde 13’ü iş başvurularında diğer gruplara kıyasla kötü davranış gördüklerini düşünüyor.
AKP ve MHP taraftarları arasında ise söz konusu yerlerde kendilerine kötü davranıldığını düşünenlerin oranı neredeyse sıfır!
Haksızlar mı?
HERKES TÜRKÇE KONUŞSUN!
Anadili Türkçe olmayanların kendi anadillerinde eğitim alabilmelerini savunanların oranı HDP taraftarları arasında yüzde 91.
Bu oran AKP, CHP ve İYİ Parti taraftarları arasında sadece 30 civarındayken, MHP taraftarlarının yüzde 21.
Otoyol ve köprüleri yapan firmalara gelir garantisi verilmesinden rahatsız olan AKP’lilerin oranı yüzde 44, MHP’lilerin oranı ise yüzde 39.
AKP’lilerin yüzde 27’si, MHP’lilerin yüzde 20’si kayyuma karşı. Tersinden okursak AKP’lilerin yüzde 73’ü, MHP’lilerin yüzde 80 kayyum yanlısı.
AKP VE MHP’LİLERE GÖRE EKONOMİ TIKIRINDA
AKP taraftarlarının yüzde 57’si, MHP taraftarlarının yüzde 37’si ülkenin iyi bir yolda gittiği kanısında. Bu oran HDP’liler arasında yüzde 5, CHP’liler arasında yüzde 10.
Gelecek bir yıl düşünüldüğünde AKP’lilerin yüzde 44’ü ülkenin, yüzde 39’u ailelerinin ekonomik durumunun daha iyiye gideceğini düşünüyor. Bu iyimserlik MHP’lilerde yüzde 23, CHP, İYİ Parti ve HDP taraftarları arasında yüzde 6-7 civarında.
SEÇİMLER ADİL, MUHALEFET KÖSTEK
AKP’lilerin yüzde 71’i, MHP’lilerin yüzde 51’i muhalefetin denetlemesinin iktidarın işleyişini yavaşlattığı görüşünde.
AKP’lilerin yüzde 77’si, MHP’lilerin yüzde 60’ı seçimlerin adil ve şeffaf yürütüldüğünü, HDP’lilerin yüzde 90’ı, CHP’lilerin yüzde 80’i ve İYİ Partililerin yüzde 69’u tam tersini düşünüyor.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Görüşülen kişilerin yüzde 88’i Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yaygın olduğu görüşünde, bu açıdan bir ortaklık olduğu söylenebilir. Kadına yönelik şiddetin azaltılması konusunda kime sorumluluk düştüğü yanıtlarında parti tarafları farklı görüşler sergiliyor:
HDP’lilerin yüzde 85’i, CHP’lilerin yüzde 74’ü, İYİ Partililerin yüzde 77’sine göre kadına yönelik şiddetin önlenmesi sorumluluğu hükümette. AKP ve MHP taraflarında yüzde 60’lık bir kesim de hükümeti sorumlu olarak görüyor.
Fakat AKP’lilerin yüzde 59’u, MHP taraftarlarının yüzde 44’ü kadına yönelik şiddetin azaltılması konusunda sorumluların üstüne düşeni yaptığı görüşünde.
HDP (yüzde 86), CHP (yüzde 85) ve İYİ Parti (yüzde 82) taraftarlarına göreyse sorumlular üzerlerine düşeni yapmıyorlar.
DİN İLE BİLİM
AKP taraftarlarının yüzde 85’i ve MHP taraftarlarının yüzde 77’si ilköğretimde din öğretiminin zorunlu olması gerektiği görüşünde. Bu oran diğer partiler arasında yüzde 60 ve yüzde 50 arasında değişiyor.
AKP taraftarlarının yüzde 71’i “bilim ile çelişse de din her zaman doğrudur” görüşüne katılıyor. Bu oran MHP taraftarları arasında yüzde 51, CHP taraftarları arasında yüzde 31!
AKP taraftarlarının yüzde 62’si “bir insan dindarsa, ahlaklı da olur” görüşüne katılıyor. Bu oran CHP taraftarları arasında yüzde 27.
ERKEKLER ÇALIŞSIN, KADINLAR ANNELİK YAPSIN
“Anne çalışırsa, çocuklar bundan zarar görür” önermesine katılanların oranı AKP taraftarları arasında yüzde 61! İYİ Parti taraftarları arasında bu oran yüzde 39, CHP taraftarları arasında yüzde 35.
AKP’lilerin yüzde 57’si ülkede iş sıkıntısı varsa erkeklere öncelik verilmesi gerektiği kanısındayken, bu görüşe katılanların oranı İYİ Parti ve CHP taraftarları arasında yüzde 31.
SEVMEYİP TERK ETMEK İSTEYENLER
Katılımcıların yüzde 22’si önümüzdeki dönemde Türkiye dışında bir ülkeye taşınmak istediğini belirtiyor. Bu oran HDP taraftarları arasında yüzde 44, CHP taraftarları arasında yüzde 31, AKP taraftarları arasında yüzde 9, MHP’lilerde ise yüzde 14.
DOST VE DÜŞMAN ÜLKELER
AKP’lilerin yüzde 55’i, MHP’lilerin yüzde 64’ü Azerbaycan’ı en büyük dost ülke olarak görüyor. İkinci en büyük dost ise (yüzde 11) Rusya.
En büyük tehdit ise ABD (yüzde 48) ve İsrail (yüzde 12) olarak görülüyor.
AKP’lilerin yüzde 64’ü, MHP’lilerin yüzde 71’i çıkarlar için savaşılabileceği görüşünde. Bu oran CHP ve HDP taraftarları arasında yüzde 36.
BARIŞIN TEMİNATI SİLAH
AKP’lilerin yüzde 43’ü, MHP’lilerin yüzde 51’i barışın teminatı olarak askeri gücü görüyor. Aşağı yukarı aynı oran AB’ye tam üye olma konusunda yapılacak bir referandum için “hayır” diyeceğini söylüyor.
Katılımcıların yüzde 79’u Avrupalı ülkelerin PKK’yi desteklediğini ve Türkiye’yi bölmek istediklerini düşünüyor.
“Haçlı Ruhu” kavramının hâlâ geçerli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 67.
SUSUYORSAM BİR SEBEBİ VAR!
“Hükümetin yargıyla ilgili uygulamaları” söz konusu olduğunda görüşülenlerin yüzde 50’si bu konuda aileyle akşam yemeğinde tartışmalara katılacağını söylüyor.
Bir mahalle toplantısında bu konu açıldığında tartışmaya katılacağını söyleyenlerin oranı yüzde 38, işyerinde/okulda bu konudaki tartışmaya katılacağını söyleyenlerin oranı yüzde 30.
Twitter ve Facebook’ta bu konudaki tartışmalara katılacağını söyleyenlerin oranı ise sırasıyla yüzde 19 ve yüzde 22.
Yani katılımcıların yüzde 80’i kamusal alanda siyasal bir konuyu tartışmayacağını söylüyor. Amiyane tabirle sessizliğimiz asaletten değil, korkudan! Peki ya birbirimize olan nefretimiz neyden?
REFORMA HAYIR, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE!
Ve son darbe! Araştırma bulgularına göre reformlara karşı çıkan ve bunları “kapitülasyon” olarak görenlerin oranı yüzde 64!
İnsanın aklı ister istemez Tezer Özlü’nün meşhur karamsar cümlesine gidiyor. Gelin görün ki o cümle de 2017 yılında örgüt propagandası sayılmıştı.