Bazen bir filmi izlerken her şeyin hayatın olağan akışında
ilerlediğini düşünürsünüz. Hikaye bir yere doğru gidiyordur, hatta
bir “son”a. Tam “ben bu filmden hiçbir şey anlamadım” derken
sürpriz bir gelişme olur ve izlediğiniz o durağan geçen 120
dakikalık süre bir anda bir anlam kazanır. Hatta filmin başrol
oyuncusuna o kadar odaklanmışızdır ki filmin asıl kahramanını
gözden kaçırırız. Tabii ki filmin içindeki o “twist”e kadar...
NBA'de Batı Konferansı Finali zaten başlamadan bitmişti. Golden
State Warriors, elini kolunu sallaya sallaya NBA finaline kaldı.
Peki Doğu'da neler oluyor? Yunan Süperstar Giannis Antetokounmpo
önderliğindeki Milwukee Bucks, Toronto Raptors karşısında hiç
zorlanmadan 2-0 öne geçti. Tam “bu iş bitti” denirken, hatta
Warriors'un karşısına Bucks yazılmaya başlanırken bir adam çıktı
bütün senaryoyu değiştirdi. 2-0 geride olan Toronto Raptors şu anda
3-2 önde. Bu işler kürek çekmekle olmayınca hepten rüzgarın yönünü
değiştiren adam Kawhi Leonard oldu. Bucks'ın bu işi bitirdiğine
inananlar onu hiç hesaba katmadılar.
Herkes Bucks'ın bu seriyi kolay geçeceğini düşünüyordu. Açık
konuşuyorum ben dahil. Giannis, bir MVP (En değerli Oyuncu) sezonu
geçirirken ve playoff'larda da alev alev yanmaya devam ediyorken
Raptors'un kolay lokma olacağı düşünülüyordu. Bir kahramanlık
hikayesini şimdiden yazmaya kalkarsak hem Giannis'e haksızlık etmiş
hem de Kawhi Leonard'a adil davranmamış oluruz. Meseleyi zaten bu
açıdan okumamız sağlıklı da değil. Bucks buralara nasıl geldi?
Çünkü bu sorunun cevabı Toronto'nun öne geçme hikayesine de ışık
tutacak. Bucks, mükemmel seviyede bir takım savunması yapıyordu.
Rakiplerini minimum sayılarda tutmayı başardılar playoff'lar
boyunca. Ama bundan daha önemlisi tek tek, rakiplerinin hiçbir
hücumunda kolay şut şansı tanımadılar. Zaten gerçek savunma
anlayışı böyle temellendirilir. İstatistik üzerinden savunma
okunamaz. Hücuma istatistik üzerinden okunabilir zaman zaman. Ama
bir takımın savunması rakibine ne kadar kolay veya zor şut
kullandırma oranından okunabilir.
Bucks, bence Doğu Konferansı'nın favorilerinden olan Boston
Celtics'i böyle geçti. Tamam Boston'ın içsel problemleri Bucks'ın
ekmeğine yağ sürdü ama ortada şöyle bir gerçek var; Bucks, Boston
karşısında muhteşem oynamadı ama Boston'ı da oynatmadı. Boston'ın
hücum setleri mahalle maçı kıvamında işliyordu adeta.
Şimdi buradan nereye geliyoruz?
Bu Milwukee Bucks – Toronto Raptors serisi başladığında Bucks'ın
kolay geçebileceğini düşünülüyordu. Neden? Çünkü Bucks'ın savunma
kurgusuna ve formuna karşı Raptors'ın verebileceği bir cevabı
olmadığı yönünde bir analiz yapılıyordu. Herkes yanıldı.
Tam oturmayacak ama aklıma bir şey geldi. Beşiktaş'ın efsane
“Metin-Ali-Feyyaz”ının “Metin”i yani Metin Tekin biliyorsunuz ki
yıllardır televizyonlarda yorum yapmaktadır. Şöyle bir söylemi
vardı yıllar evvel, aklımın bir kenarına not düşmüşüm belli ki;
“İstediğiniz kadar teknik ve taktik olarak önlem alın. Çalımın
taktiği yoktur.” Yani temel vurgu şu burada; Takımın bir teknik ve
taktik hazırlanışı ve düzeni vardır. Ama kişisel beceriler bazen
bütün bunları yok sayar ve bir maçın kaderini değiştirir.
Dönelim Kawhi Leonard'a. Düşünün ki geçen sezon San Antonio
Spurs'ta sakatlığını bahane ederek oynamadı ve çokça tepki gördü.
Hatta bu onun medyadaki imajını alt üst etti. Zaten çok sessiz ve
iletişimi son derece zayıf bir süperyıldız. Kendini de ifade
edemedi. Geldiği Toronto Raptors, geçen sezon onsuz Doğu Konferansı
finali oynadı. Yani bu sezon Konferans finalini göremeseydi kafadan
eleştirilerin odak noktası haline gelecekti. Şimdi ise NBA finaline
sadece bir adımı kaldı.
NBA tarihi'ne baktığınızda “büyük oyuncu” diye bir kategori
mevcuttur zihinlerimizde. Çokça güzel oyuncu vardır, mükemmel
oyuncular da vardır. Ama bunların hepsi “büyük oyuncu” sıfatı
almamıştır. Kawhi Leonard, şu ana kadar sadece “iyi bir oyuncu”
statüsünde görülüyordu. San Antonio'da şampiyonluk görmesine
rağmen, Finallerin MVP'si seçilmesine rağmen yine de o seviyede
sınıflandırılmadı. O şampiyonluk Tim Duncan'a yazılmıştı. Şimdi ise
bir adım kaldı. Kawhi Leonard, Raptors'u 2-0 geriye düştüğü bir
seride 4-2'ye getirip takımını NBA finaline taşırsa onu sadece “iyi
oyuncu” olarak sınıflandıracağız. Ligin zaten şu anda en iyi
çift-yönlü oyuncusu. Bu zaten tartışmasız bir gerçek. Ama Raptors
adını NBA finaline yazdırırsa Kawhi Leonard, hiç hesapta yokken bir
tarih yazma fırsatı yakalayacak.