Hindistan'da 26 yaşındaki bir doktor, kimin ölüp kimin yaşayacağına karar vermek zorunda
Hindistan'daki salgında bir günde 3 bin 780 kişi ölürken, Yeni Delhi'deki bir acil serviste 'kimin ölüp kimin yaşayacağına' karar vermek durumunda kalan 26 yaşındaki bir doktor yaşadıklarını anlattı.
DUVAR - Korona virüsü salgınına karşı yeterli önlemlerin alınmaması nedeniyle sağlık sisteminin çöktüğü Hindistan'da ölümler ve vaka sayıları yükselmeye devam ediyor. Ülkede son bir günde 3 bin 780 kişinin Covid-19'dan ölmesiyle yeni bir 'rekor' kırıldı. Yeni vaka sayısı ise 382 bin 315 olarak açıklandı.
DÜNYA ÇAPINDAKİ VAKALARIN YÜZDE 46'SI HİNDİSTAN'DAN
Hindistan 14 gündür 300 binin üzerinde vaka raporlarken, bu trajedi Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) haftalık epidemiyoloji raporuna da yansıdı. DSÖ raporuna göre, son bir haftada dünyada tespit edilen tüm vakaların yüzde 46'sı, tüm ölümlerin de yüzde 25'i Hindistan'dan raporlandı.
COVID OLMAYAN HASTALAR TAHLİYE EDİLDİ
Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin ulusal çapta karantina kararını ekonomik gerekçelerle hâlâ reddettiği ülkede sadece hastanelerde değil, krematoryum ve morglarda da yer bulunamadığı belirtiliyor. Ulaşım aksaklıkları, ülke çapına oksijen dağıtılmasını engellemeyi de sürdürüyor. Mizoram eyaletindeki en büyük devlet hastanesindeyse Covid-19 olmayan hastaların tahliye edildiği belirtiliyor.
'KİMİN ÖLECEĞİNE BEN KARAR VEREMEM'
Hint doktorlar ise bu kötü yönetime rağmen hastaları kurtarma mücadelesini sürdürüyor. Reuters ajansı, başkent Yeni Delhi'de, Hindistan'ın en başarılı sağlık kurumlarından biri olarak gösterilen Holy Family Hastanesi'nde 'kimin ölüp kimin yaşayacağına' karar vermek zorunda kalan 26 yaşındaki bir doktorla konuştu.
Tıp eğitimini henüz bitirmeden kendisini hastanenin acil servisinin gece yetkilisi konumunda bulan Rohan Aggarwal, "Kimin kurtarılıp kimin kurtarılmayacağına tanrı karar vermeli. Biz sadece insanız. Ama şu an bunu yapmak zorunda bırakılıyoruz" dedi. Aggarwal, hastanede hastalar, yakınları ve çalışanlar dahil herkesin gelenlerin tamamını kurtarmak için yeterli yatak, oksijen veya solunum cihazı bulunmadığını bildiğini anlattı.
'OKSİJEN SIKINTISI YOKSA, HASTA OLSA BİLE ALAMIYORUZ'
Uyurken bile medikal cihazların sesini duyduğunu söyleyen 26 yaşındaki doktor, vakaların çokluğu nedeniyle hastaneye hasta kabul için izlemek durumunda bırakıldığı karar alma sürecini şöyle anlattı:
"Eğer bir hastanın ateşi varsa ve hasta olduğunu ama oksijene ihtiyaç duymadığını biliyorsam, onu kabul edemiyorum. Kriter bu. Sokaklarda insanlar oksijensizlikten ölüyor. Dolayısıyla, hasta olsalar bile oksijene ihtiyaç duymayan kişileri kabul edemiyoruz."
'GENÇLERİ SEÇMEK ZORUNDA KALIYORUM'
Bir diğer tercih zorunluluğunun da yaşlılar ile gençler arasında olduğunu anlatan Aggarwal, "Sözgelimi ikisinin de yüksek oranda oksijene ihtiyacı var ama yoğun bakımda tek bir yatak boş. Duygusal davranamıyorum, onun da birisinin babası olduğunu düşünemiyorum. Gençlerin kurtarılması gerekiyor" dedi.
Reuters'ın verdiği bilgiye göre, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de günün herhangi bir anında 5 bin yoğun bakım yatağının en fazla 20'si boş durumda oluyor. Hastalar ya da yakınları yer bulmak için hastaneler arasında mekik dokurken, birçok kişi evinde ya da sokakta ölüyor. Acil servislerde kalabalık nedeniyle, birçoğu maske bile takacak durumda olmayan hastalar üst üste durumda müdahale bekliyor. Aggarwal'ın çalıştığı hastanedeyse, hasta yakınlarının zor kullanarak bir yatak bulmaya çalışmaması için acil servisin dışına bir güvenlik görevlisi yerleştirilmiş durumda... (DIŞ HABERLER)