Hiranur Vakfı davası: Yurt dışına kaçan doktor boşuna kaçmış

Hiranur Vakfı Davası'nda çocuğun kemik yaşını büyüten ve yurtdışına kaçan doktorla ilgili karar verildi. H.K.G'yi muayene eden doktorun, davası zamanaşımına uğradı.

Abone ol

DUVAR - Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G.'yi 6 yaşındayken Kadir İstekli ile evlendirmesine ilişkin olayda; H.K.G.'nin kemik yaşının büyük gösterilmesi için “sahtecilik” yaptığı gerekçesiyle üçü kamu görevlisi yedi kişi hakkında 3'er yıldan 8'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

 ANKA'da yer alan habere göre, dddianamedeki belgelere göre H.K.G’yi muayene eden olarak görülen kadın doğum uzmanı Abdurrahman Kuzucu, “Yazı bana ait olabilir ama imza bana ait değil. Kimin attığını bilmiyorum” dedi.

 Savcılık, H.K.G’nin ve Kuzucu’nun ifadelerini dikkate alarak H.K.G’yi muayene edenin Kuzucu’nun o dönemki asistanı olduğu, bu nedenle de Kuzucu’nun buradaki eyleminin sahtecilik kastı kapsamında düşünülemeyeceği değerlendirmesini yaptı.

Kuzucu’nun eyleminin görevi ihmal kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten savcılık, suç tarihinin zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğunu belirterek Kuzucu hakkında kovuşturma yapılamayacağına karar verdi ve atılı suç yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

‘MUAYENEYİ ASİSTANIM YAPMIŞ’ DEDİ, SAVCILIK GÖREVİ İHMAL OLARAK DEĞERLENDİRDİ

Dosyadaki belgelere göre H.K.G’yi muayene eden olarak görülen kadın doğum uzmanı Abdurrahman Kuzucu ifadelerinde yaşananları şöyle anlattı: “Bana göstermiş olduğunuz rapordaki kaşe bana ait kaşedir, ancak raporda benim kaşemin basılı olduğu yerdeki yazı ve imza bana ait değildir, ben muayene ettiğimi zamanlar bazen yazıyı asistana yazdırabilirim, ancak imzayı ben atarım, yazı asistan ait olabilir, ancak imza bana ait değildir, imzayı kimin attığını bilmiyorum, ben kadın doğum uzmanı olarak yaş tespitinde kişinin göğüs ve genital organlarına bakarak olgunlaşıp olgunlaşmadık, (seks karakterinin gelişip gelmediği) konusunda rapor yazarım, bana rapora gelen kişilerin kollarında mühür olur ve resmi evrakla gelirler, yanlarında ise mutlaka kolluk görevlileri bulunur, kolluk genelde muayene esnasında kapı dışında bekler, ben bu konuda bilgi sahibi değilim, bana gelen hastalarda belirttiğim üzere kollarında mühre ve resmi evrağa bakarım, ona göre rapor yazardım veya yanımdaki görevli asistan hekime yazdırırım. Asistan hekimler muayene esnasında genelde yanımızda bulunurlar ve kaşeyi ise asistan hekimlerde basabilir, kaşem muayene odasında çekmece bulunduğundan bilgim dışında da Asistan hekim tarafından kullanılabilir, genellikle muayene esnasında benim yanımda olurlar, ben ameliyat veya başka bir yerde olursam da mutlaka bilgi verirler, ancak başka bir uzman doktorun benim adıma birisini muayene etmesi mümkün değildir.”

Savcılık, H.K.G’nin ve Kuzucu’nun ifadelerini dikkate alarak H.K.G’yi muayene edenin Kuzucu’nun o dönemki asistanı olduğu değerlendirmesini yaptı. İddianamede, Kuzucu’nun eyleminin “sahtecilik kastı kapsamında düşünülemeyeceği” belirtildi.

Kuzucu’nun eyleminin görevi ihmal kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten savcılık, suç tarihinin zaman aşımı süresinin 8 yıl olduğunu belirterek Kuzucu hakkında kovuşturma yapılamayacağına karar verdi ve atılı suç yönünden ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. (HABER MERKEZİ)