'Hıristiyan kızıma zorla din dersi veriliyor'

Yargının iptal kararına rağmen imam hatipe dönüştürülen İstanbul 4 Levent'teki İsmail Tarman Ortaokulu'ndaki öğrenci velilerinden biri de Ümit Aslan. Okulun eski haline getirilmesi için diğer velilerle birlikte 4 yıldır hukuk mücadelesi veren Ümit Aslan "Benim eşim ve kızım Hıristiyan. Muafiyet belgesi verdik. Kızım din dersinden sorumlu tutulmuyor ama yine de din derslerine girmek zorunda bırakılıyor. Kızım dinden soğudu" diye konuşuyor. Bir başka veli Azra Becerik de şikayetçi: "Öğretmenler kız çocuklarına 'Şık giyinmeyin, gülmeyin, sosyal medya hesaplarınızı kapatın' diyor."

Abone ol

Ferhat Yaşar

DUVAR - İstanbul 4. Levent'teki İsmail Tarman Ortaokulu 2016 yılında imam hatibe dönüştürüldü. Veliler okulun imam hatip olmasına karşı çıkarak mahkemeye başvurdu. İstanbul 4. İdare Mahkemesi, velileri haklı bularak kararı iptal etti ancak Milli Eğitim Bakanlığı karara uymadı. Veliler mahkeme kararına uyulması ve okulun eski haline döndürülmesi için 4 yıldır okulun önünde nöbet tutuyor.  Eşi ve kızı Hırıstiyan olan velilerden Ümit Aslan ise okulda yaşadığı farklı bir sıkıntıyı dile getirdi.

'MUAFİYET BELGESİ OLMASINA RAĞMEN SINIFTAN ÇIKARILMADI'

Ümit Aslan şöyle konuştu: “Benim kızım Hıristiyan dinine mensup. Okulda farklı dinlere mensup olan çocuklar da var. Bu çocuklar imam hatip çatısı altında eğitim görüyor. Bunun açıklaması olamaz. Benim çocuğum dinden soğudu. Öğretmenler çocuklarımıza hurafeye dayalı konular anlatıyor. Kızımda dine karşı ön yargı oluştu. Kızım muafiyet belgesi olmasına rağmen din derslerinde sınıftan çıkarılmadı. Din dersinden sorumlu tutulmuyor ama sınıftan da çıkartılmıyor. Dersleri dinlemek zorunda kalıyor. Nedenini sorduğumuzda ise 'Çocuğunuz bizim sorumluluğumuzda. Sınıftan çıkartırsak nasıl sahip çıkacağız?" diye yanıt verdiler. Kızım 2 yıldır bu şekilde istememesine rağmen zorla din dersi almak zorunda kalıyor."

Velilerden Mengü Bozkırdoğan, İsmail Tarman Ortaokulunun İmam hatibe dönüşme sürecini şöyle anlattı: “İsmail Tarman Ortaokulunun imam hatibe dönüşmesini ilk olarak 30 Mayıs 2016 tarihinde duyduk. Okulun dönüşümünü bir anda öğrendik ve çok şaşırdık çünkü okul müdürünün bile haberi yoktu. Haberi alır almaz hemen masa kurarak imza toplamaya başladık. Burada 1100 veli vardı, biz 973 veli imzası topladık. Mahalleli olarak ise 7 bin imza topladık. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gittik. Mecliste soru önergeleri verildi. Spor salonu, fen laboratuvarı, müzik odası, tenis masası ve kütüphanesi vardı ancak bunların hepsi sonradan kaldırıldı. Biz çocuklarımızı bu okula kaydettirmek için çok ciddi pazarlıklar yapardık hatta kapılarında yatardık. Başarı oranı çok yüksektı ve kapasitesi de çok büyüktü. Şimdi çocuklar arasında şöyle konuşmalar geçiyor: 'Senin annen cehenneme gidecek çünkü kısa kollu giyiyor.' Okulun ruhu gitti. İmam hatipte okuyan çocuklar fen labovatuvarını, spor ve müzik odalarını hak etmiyor mu? Okul imam hatibe dönüşmeden önce kayıt yapmak için adres isteniyordu ama şimdi adres bile istenmiyor. Kağıthane'den ve Sarıyer'den ücretsiz servislerle çocuklar getiriliyor. Buna rağmen çok az talep var. Daha önce 40 kişilik olan sınıflar 15'e düştü.”

'ŞIK GİYİNMEYİN, GÜLMEYİN'

Avukat Azra Becerik de şunları söyledi: “Kız çocuklarına şık giyinmeyin, sosyal medya hesaplarınızı kapatın, gülmeyin' deniliyor. Rehber öğretmenler ile görüştüğümüzde bize, 'Bu yaştaki çocukların din dersleri alması doğru değil. Soyutlama kavramı açısından da doğru değil' dediler. Biz imam hatip okuluna karşı değiliz. İlçede bir tane olsun, gitmek isteyen gitsin. Burada bir tercih hakkı yok, burada bir dayatma var."

'NEREDE HAK, HUKUK, ADALET?'

Velilerden Ahmet Çoban ise İsmail Tarman ortaokulunun imam hatibe dönüştürülmesinin bir proje olduğunu söylüyor. Çoban, “İsmail Tarman ortaokulu imam hatibe dönüştürüldüğü günden bu yana mücadelenin içerisindeyim. Bir defa burada imam hatip okuluna ihtiyaç yok. Bu karar tamamen siyasidir. Bu bölge stratejik olarak düşünülüp yapısını değiştirmeye yönelik bir tavır olarak görüyorum. Biz 'burada imam hatip isteyen varmı?' diye sorduğumuzda ise '30 kişi var' dediler. Sonradan bunun gerçek olmadığını öğrendik. Yazık değil mi? 4 yıldır burada nöbet tutuyoruz. 4 yıldır her sabah buraya geliyoruz. Daha kaç tane dava kazanalım? Mahalleli kazanmış, veliler kazanmış. Nerede bu hak, hukuk, adalet? Yok uygulanmıyor” dedi.