Thomas Tuchel, uzun zamandır göbek hücum girişimlerini ihmal eden Guardiola planına üç+iki takviyeli savunma prensibiyle iki kanadı da kademeli savunmaya başlayınca, Manchester City makinasının kenar motorları susmak zorunda kaldı. Ne Sterling ne de Mahrez, kenardan bildik slalomları yapma fırsatı bulabildi. Top Manchester City’e geçtiğinde iki saniye içinde Chelsea, savunma hattını beşliyordu. Manchester City kenar ataklarını battal hale getirmek için Tuchel sadece bununla yetinmemişti. Başta Kante olmak üzere, her Manchester City’li oyuncu ayrıca hemen daha topu kontrol edemeden üç oyuncunun sert presiyle karşılaşıyordu.
Manchester City, gol öncesi, kendi savunmasını beşleyemediği için, ara pasta çok geniş alan bıraktı ve Chelsea, o geniş alanı çok hızlı bir pasla geçerek golü yaptı. Chelsea 3-4-3 dizilime ufuk açıcı taktik versiyonlar ekleyince, Guardiola’nın 4-3-3’ ü etkisizleşip, sürekli Chelsea barajlarına takıldı. Bir de buna Manchester City savunmacılarının kör göze parmak, uzaklaştırma amacıyla vurdukları kontrolsüz toplar eklenince, taktik olarak Chelsea’nın bariz üstünlüğü ortaya çıktı.
Esasen, Chelsea topu Manchester City’e bırakmasına rağmen, topu her kazandıklarında göbek koridorunu boşaltıp kenarlara yönelmeleri, çok ilgi çekiciydi. Top Manchester City’ye geçtiğinde Chelsea’nin ilk işi göbeği mutlaka kapatmak oluyordu. Ama topu kazanır kazanmaz, göbeği boşatmaları, doğrusu önce şaşırtıcıydı ama sonra anlaşıldı ki, Manchester City’i geniş alanda savunma yapmak zorunda bırakmanın tek seçeneği de buydu.
Bence Tuchel, dahice bir kurgusallıkla hazırlanmıştı bu finale. Deyim uygunsa Guardiola’nın taktik dehasını alt edebilecek her hamle özenle tasarlanmıştı. Öyle ki, oyunun ilerleyen bölümlerinde Guardiola bu üstünlüğü kabul etmek zorunda kaldı ve klasik hilelere baş vurdu.
De Bruyne’nin sakatlığı hiç şüphesiz bir talihsizlikti. Ama De Bruyne, sakatlanmadan önce de Tuchel tarafından etkisiz hale getirilmişti. Her oyuncu gibi De Bruyne’nin de yumuşak karnı, top ona atılırken, henüz topu kontrol etmeden baskıya uğramasıydı. Maç boyunca görüldü ki top Manchester City’e geçtiğinde, henüz oyuncular topu kontrol etmeden hep Chelsea’li oyuncuları baskısına maruz kaldılar. Bu kesin bir Tuchel talimatıydı. Ve Başarıyla uygulandı.
Maç baş döndürücü bir tempo ve hızla başladı. Bu durum bile, iki takımın yüksek seviyelere ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterdi. Hız bir şarkıya dönüştü. Ve bu şarkı maçın sonunda Chelsea’ye adandı.
Futbolun geleceğinde hız çok büyük rol oynayacak. Hız ve pas. Daha doğrusu, hızı hiç düşürmeyen, dengeli, isabetli, yönü ve şiddeti çok iyi ayarlanmış paslar, futbol oyunun kaderini belirleyecek.
Tebrikler Chelsea.