Horasan'ın 30 yıla yayılan portre resimleri Art On İstanbul'daki Yüz Her Şeydir sergisinde.
"Günlük tutar gibi desen çizerim ben. 20 yıllık süreçte tuttuğum defterler var. O benim belleğimdir. Yaşadıklarımla, gördüklerimle, algıladıklarımla, endişelerimle ilgili notlar tutarım. Bazen durur onlara bakarım, tekrar düşünürüm. Desenlerden yola çıkarak yeni üretim yapabilirim. Günlükler bazen hiçbir şeydir, bazen de çok şey anlatır. Bu bir tortudur ve bu tortuyu severim."
Mustafa Horasan 80'li yıllardan bu yana üretiyor. Döneminin sanatçıları arasında halen güçlü bir şekilde üretim yapan az sayıdaki isimden biri. Bunda enerjisi, üretimle kurduğu bağ ve mütevazı inatçılığı en büyük etkenlerden biri. Art On İstanbul'da açılan yeni sergisi Yüz Her Şeydir sanatçının 30 yıla dayanan üretimindeki yüze odaklanan işlerinden bir seçki. Sergi, bir röportajımızda günlükleriyle olan ilişkisini anlatan Horasan'ın tortularının yüzeye çıkmış hali niteliğinde.
2000'li yıllarda Türkiye sanat sahnesinin yükselişe geçmesi ve dünyaya açılmasıyla Horasan daha da görünür oldu. Bu yıllar boyunca sanatçıyı birçok fuarda, galeri sergilerinde gördük. Bunun yanında birçok başka ülkede de sergiler açtı Horasan. Bunda en önemli etken eğitiminden gelen sanat anlayışıyla günümüz dinamiklerini doğru bir oranda yakalaması vardı. Bu nedenle sergilerinde (bu sergide olduğu gibi) bazen eski işlerini gösterse de onları yenilemesini bildi Horasan.
Yüz Her Şeydir sergisinde Horasan'ın 25-30 yıla yayılan işleri yer alıyor. Bir kısmı görücüye çıkmamış işler farklı bir bütünlük içinde sunuluyor. "İnsan yüzünü kendi buluyor zaman içerisinde. Doğduğumuzdaki yüzümüz kendi yüzümüz değil aslında. Genetik olarak belli kodlamalar var ama kendi yüzümüzü kendimiz oluşturuyoruz. Yüzümüz kendi kendine şekillenmeye başlıyor. Ruh haline göre yüz senin şeklini alıyor. O nedenle yüz her şeydir, dedik." diyerek sergiyi anlatıyor Horasan. Ve bir süre iş yapmayan sanatçıların tekrar döndüklerinde yüz çizerek başladıklarını vurguluyor. Yani yüz çizmek aslında bir ressam için temel bir noktayı oluşturuyor.
Sergide 24 portrenin bir araya geldiği dev bir kolaj yer alıyor. Horasan'ın farklı dönemlerde yaptığı portreler tek bir kolajda birleştiğinde yeni bir anlam kazanıyor, neredeyse bir enstalasyona dönüşüyor. Ancak buradaki portreler ünlü ya da tanıdık kişilerin portreleri değil, Horasan'a göre buradakiler duyguların portreleri. "Sükuneti, şiddeti, içimizde yaşadığımız duyguları gösteren yüzler." Sergide aynı zamanda kömür kalem, mum, yağlıboya, kuru kalem gibi farklı araçlarla ürettiği tek/çok parçalı işleri de yer alıyor. Bütününe baktığımızda Horasan'ın yüzdeki ifadelere dair arayışlarının farklı tezahürleri hepsi.
Horasan Marmara Üniversitesi, Grafik Ana Sanat Dalı bölümünden mezun. Eğitiminin disiplinler arası çalışmaya olanak vermesi onun işlerine de yansıyor. Sergiye ilhamını veren "yüz her şeydir" yazısını bir resmin üzerinde görebiliyoruz mesela. Aynı şekilde tek bir renk, tek bir desen anlayışı da yer almıyor. Sergiye hakim olan 24 portrelik kolajda sanatçının farklı dönemlerde ürettiği işlerin birbirinden ne kadar farklı tarzlarda üretildiğini görebiliyoruz. Ancak aynı şekilde yıllar içinde oluşmuş bir Horasan stili de kendini açıkça belli ediyor.
Horasan'ın Yüz Her Şeydir sergisi desen, renk ve doku arasındaki ilişkiyi görmek için ideal bir sergi. Günümüzde resmin ne anlama geldiğini, akademik sanat eğitimiyle şimdinin dinamiklerinin nasıl birleştirilebileceğini anlamak için Horasan'ın işlerine bakmak gerekir.