Hrant Dink için yazılmış kitaplar
Hrant Dink aramızdan ayrılalı 10 yıl oldu. Suikastin ardından birçok kitap kaleme alındı. İşte Dink'in ardından yazılmış kitaplar...
DUVAR - Gazeteci Hrant Dink, uğradığı suikast sonucu hayatını kaybedeli 10 yıl oldu. Suikastin ardından yaşamı ve mücadelesi hakkında çok sayıda kitap yayınlandı.
Dink'in ardından yazılmış kitapları sizler için derledik.
KIRMIZI CUMA
Nobel Ödüllü yazar Gabriel García Márquez Kırmızı Pazartesi'de işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsünü anlatır. Hrant Dink'in öldürülmesi de işleneceği bilinen, hatta göz yumulan ve üstü örtülmeye çalışılan bir cinayettir. Ama öykü değil gerçektir. Dink'in öldürüleceğini Trabzon polisi biliyordu, İstanbul polisi biliyordu, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Jandarma da biliyordu. Aslında Hrant Dink de yaklaşan tehlikenin farkındaydı. Ve 19 Ocak 2007 Cuma günü saat 14.57'de katil onu ensesinden vurdu. Şişli kaldırımını kırmızıya boyayan kan bizim 'kırmızı cumamız'ı yarattı.
SAPAN
Rahip Santoro’nun öldürülmesi, Mc Donald’s’ın bombalanması gibi pek çok olayla gündeme gelen Trabzon’daki "derin" örgütlenmenin arkasında kimler var?
Dink cinayetinde tetiği çekenler ve emir verenler daha önce de pek çok olaya karıştıkları bilindiği halde nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyorlar?
Cinayetin göz göre göre gerçekleşmesine kimler duyarsız kaldı?
Cinayette devletin rölü var mı?
Hrant Dink’in öldürülmesi kimlere hizmet ediyor?
Dink cinayetinin arkasında hangi parti var?
Dink’in katillerine, "kahraman" olacaklarını düşündüren dünyaları nasıldı? O dünyanın insanları kimlerdi?
Bu sorulara yüzlercesini daha eklemek mümkün. Elinizdeki kitap, binlerce evrakın incelenmesi, deliller, zanlı ve tanık ifadeleri, telefon konuşma kayıtlarından yola çıkarak Dink cinayeti üzerindeki perdeyi aralamaya çalışıyor.
Hrant Dink, Türkiye’de öldürülen 62. gazeteciydi. Öldürülüp hayattan koparılanlar sadece bedenler değil, fikir üreten zihinlerdi. Aslında hepsinin failleri belliydi. Tetiği çekenler de emri verenler de düşüncenin de düşünenin de toprağın altına gömülmesini istiyordu.
Siyasi cinayetlere yüzlerce aydınını, akedemisyenini ve gazetecisini kurban veren Türkiye’de hep ‘derin’lerde seyreden ve yıllar süren yargılamalara Dink cinayetinin de eklenmemesi demokrasi ve hukuk adına son derece önemli...
HRANT
Türkiyeliyim... Ermeni'yim... İliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa, ülkemi terk edip geleceğimi "Batı" denilen o "hazır özgürlükler cenneti"nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali yamanmayı düşünmedim. Kendi ülkemi de o türden özgürlükler cennetine dönüştürmek ise temel kaygım oldu.
Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayama-dığım haklara da bedavadan konmadım, bedelini ödedim, hâlâ da ödüyorum...
Kolay bir süreç değil yaşadıklarım... Ve ailece yaşadıklarımız. Ciddi ciddi, ülkeyi terk
edip uzaklaşmayı düşündüğüm anlar dahi oldu.Özellikle de tehditler yakınlarıma bulaştığında... O noktada hep çaresiz kaldım.
"Ölüm-kalım" dedikleri bu olsa gerek... Bütün bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım.
Evet, kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet, biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce...
Hrant Dink
Hrant Dink Malatya'da 15 Eylül 1954'te doğdu. Türkiyeli bir Ermeni aydını olarak toplumuna baktı, ona dokundu, gördü ve bildi. Mücadelesini sürdürdüğü gazetesi Agos'un önündeki kaldırımda 19 Ocak 2007'de vuruldu. Bu kitap onun benzersiz hayatının hikâyesidir.
HRANT DİNK CİNAYETİ
Fransa'nın düşünce tarihinde Jean Paul Sartre çok önemli bir figürdür. Fransa'nın Cezayir'de soykırım yaptığını ileri süren Sartre'ı İç İşleri Bakanı yargılamak istemiş, ama dönemin devlet başkanı De Gaulle buna karşı çıkarak tarihe malolmuş ünlü sözünü söylemiştir: "Beyler, Sartre Fransa'nın ta kendisidir."
Tarih 19 Ocak 2007. Ermeni asıllı bir vatandaşımız olan Hrant Dink elim bir cinayete kurban gitti. Bu cinayet Avrupa Birliği sürecinde hızla ilerleyen Türkiye'de insanların savundukları fikirlerden dolayı hâlâ öldürülebildiklerini ispatlamaktan başka hiçbir işe yaramadı. Türkiye kendi De Gaulle'lerini bulamadığı için bugün ifade özgürlüğü meselesi hâlâ tam olarak çözülemedi.
Bu çalışma bu vahim cinayetle kimlerin ne amaçladığını, en azından fikir bazında da olsa bir nevi beyin jimnastiği yapmak için çok önemli bir yere sahip. Yasemin Çongar, Mehmet Altan, Avni Özgürel ve Etyen Mahcupyan'la yapılmış röportajlardan oluşan Hrant Dink Cinayeti herkesin aklından geçip dillendiremediği bazı gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.
İnsanların dinleri, dilleri, ırkları yüzünden öldürülmediği bir ülke hayal etmek belki insanlara gülünç gelebilir. Artık ülkemizin de Emile Zola'lara, De Gaulle'lere ihtiyacı olduğu yetkili merciler tarafından anlaşılır ve umarız bu kitap böyle bir amaca hizmet eder.
HRANT DİNK CİNAYETİ
"…kanın sesi ancak adaletle susar."
Danıştay cinayeti sanığının "Yakalanmasaydık sırada Ermeniler vardı" sözü üzerine, eşimin bir yazısında "Bu sözleri duyan bir Allah'ın kulu yok mu?" deyip, yetkili tahtlarda oturanlara feryat edişini acıyla hatırlıyorum. Oysa, o 'sağır olan' ve 'görmeyen' yetkililerin, aynı günlerde, kendisini öldürmek üzere yapılan planları bile bildikleri aklına gelmiş miydi acaba?..
Bu kitapta; kurtlar sofrasını, bir insanın nasıl adım adım linç edilmeye çalışıldığını, gerçeklerin ters yüz edilerek kamuoyunun nasıl yalan bilgilerle etkilenmeye çalışıldığını, kalemleriyle ırkçılık yapanları, ayrımcılık dolu yazıları, sokakların nasıl hareketlendirildiğini, 'yukarıdan' gelen emrin aşağılarda nasıl uygulandığını göreceksiniz.
- Rakel DİNK
HRANT DİNK KATLİNE 2015 PERSPEKTİFİNDEN BAKMAK
Dink cinayetine başka pencelerden bakmak... Ahmet Abakay, George Aghjayan, Arakats Akhoyan, Cengiz Aktar, Kenan Araz, Fikret Başkaya, İsmail Beşikçi, Kadir Cangızbay , İmam Canpolat, Sait Çetinoğlu, Temel Demirer, Yücel Demirer , Atilla Dirim, Oktay Etiman , Kazım Genç, Ramazan Gezgin, Nazmi Gür, Sarkis Hatspanian , Fatin Kanat, Mahmut Konuk, Ümit Kurt, Khatchig Mouradian, Baskın Oran, Hüsnü Öndül, Sibel Özbudun, Şiar Rişvanoğlu ve Huriye Şahin kalemiyle....