Hukukta yeni tartışma: Başsavcı 'tek savcı' oluyor
Meclis’te 'mini infaz paketi' görüşmeleri başladı. Cumhuriyet savcısı üzerinde başsavcılık yetkisini artıran düzenlemeye iktidar 'uygulama birliği' diyor, muhalefet 'tek savcı' itirazı yapıyor.
ANKARA - AK Partili milletvekillerince verilen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. Muhalefet, Cumhuriyet savcılıklarının kararlarına yönelik başsavcılık denetim yetkisinin artırılmasına tepkili. Küçük çocuğu olan hükümlü kadınlara ceza ertelemesi yolunu açan düzenlemenin ise istismar riski nedeniyle yeniden çalışılmak üzere çekilmesi planlanıyor.
“Mini infaz paketi” olarak nitelendirilen teklif cumhuriyet başsavcısına, cumhuriyet savcılarının soruşturmayı sonlandıran kararları arasında oluşabilecek farklılıkların giderilmesi ve bu kararların yasalara uygunluğunu denetleme yetkisi veriyor.
Düzenlemenin Genel Kurul’daki görüşmelerinde konuşan Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç teklifi savundu, “Başsavcılığın gözetim ve denetim yetkisiyle ilgili getirilen düzenlemeler hem mevcut mevzuata hem doktrinde ifade edilen görüşlere hem de bugüne kadar gerçekleştirilmiş olan uygulamalara uyan düzenlemeler” dedi. Mevcut düzenlemelerden, “Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet başsavcıvekilleri, Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır” şeklinde düzenlemelerden örnekler veren Tunç şunları söyledi: “Bugüne kadar, doktrinde ifade edildiği şekilde ve mevzuatımızda yer alan hükümlere uygun gerçekleştirilmiş olan kararlar cumhuriyet başsavcısı tarafından 'görüldü' şeklindeki uygulamayla bu gözetim ve denetim yetkisi kullanılmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bir olayla ilgili verdiği karar neticesinde bu gözetim ve denetim yetkisinin kapsamıyla ilgili uygulamada bir tereddüt ortaya çıkmış ve bu tereddüdü gidermek için kanun teklifinde böyle bir düzenleme gerçekleştirilmektir. O neden başsavcılık makamının gözetim ve denetim yetkisiyle ilgili endişelerin gerekçesi yoktur.”
AK Parti grubu adına konuşan teklif sahibi Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir de düzenlemeyi “soruşturmayı sonlandıran kararlarla ilgili olarak uygulamada oluşabilecek farklılıkların önlenmesi, uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Cumhuriyet Başsavcılarına ve Bölge Adliye Mahkemesine, Cumhuriyet Başsavcılığına sorumluluk verilmektedir. Böylelikle uygulamada benzer olaylarda birbirleriyle çelişen kararların ortaya çıkmasının da önüne geçilmiş olmaktadır” sözleriyle savundu.
'AMAÇ UYGULAMA BİRLİĞİ'
Mevcut düzenlemedeki gözetim ve denetim yetkisini hatırlatan Özdemir, bu değişikliğin oy çokluğuyla çıkan bir Ceza Genel Kurulu kararı sebebiyle yapıldığını anlattı. “Savcının verdiği kararlar üzerinde yeni bir denetim yetkisi ve vesayet oluşturuluyor” eleştirilerini de değerlendiren Özdemir, “uygulama birliği” sağlamaya yönelik düzenlemeyi şöyle örnekledi:
“Bazen dolandırıcılık suçundan mağdur olan vatandaşlarımız savcılığa başvurduğunda bazı savcılıklar bunun hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı veriyorlar. Aynı yargı çevresi içerisinde bazı savcılarımız bununla ilgili ceza davası yani bir iddianame düzenliyorlar. Burada kastedilen, bu uygulama farklılığını önlemeye yönelik bir düzenleme, yoksa savcıların yargılamaya yönelik verdiği nihai kararları bertaraf etmeye yönelik bir düzenleme değil.”
'TEK SAVCI SİSTEMİ'
Emekli Cumhuriyet Savcısı ve CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, düzenlemeyi “tek savcı sistemi” olarak değerlendirdi, 81 savcıya tüm yetkilerin verilmesinin savcıların tahakküm altına alınması olduğunu savundu. AK Partili Özdemir’in teklifi savunurken farklı karar veren savcılarla ilgili örneğini eleştiren Zeybek, “ 'Ya, dolandırıcılıktan savcının biri dava açıyor, biri açmıyor'. Öyle olacak zaten. Yargıtay’da dairenin biri bir karar verir, biri bir karar verir. Kim birleştirir onu? Yargıtay Genel Kurulu birleştirir. Şimdi, Yargıtay Genel Kurulunun yaptığını başsavcıya vereceksin. Savcılara diyecek ki: 'Dolandırıcılıktan şöyle olursa açın, şöyle olursa açmayın.' Etmeyin; içtihat yarattırmayın! Bir değişiklik yapmak istiyorsanız 'Şeklî denetim yapar başsavcılar' deyin. Savcılar idari anlamda bağımlıdır ama görev anlamında yani hukuk anlamında bağımsızdır. Eğer birilerinden emir alacaksak o zaman ne olacak? Bakın, göreceksiniz, başsavcılar orada tek savcı olacak, tek. Bu iki maddeyi çekelim, tekrar tartışalım. İdari denetim ile hukuki denetimi karıştırmayalım. Hukuki denetim yaptırmaya başlarsak inanın, savcılar hiçbir şey yapmaz” dedi.
'İKTİDAR REJİMİN SORGULANMASINDAN KORKUYOR'
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı da değişikliğin anlamını, “Zaten idari yönden cumhuriyet başsavcılarının denetimi ve gözetimi söz konusudur. Bu teklifle cumhuriyet savcıları artık yargısal kararlarında da başsavcıların gözetimi ve denetimi altında olacaktır” sözleriyle anlattı. Savcıların bağımlı olmasının siyasi baskı altına alınması anlamına geldiğini belirten Subaşı, “5 bin 927 savcıdan görevini layıkıyla yapmak isteyen ve korkmayan savcıların olabileceği düşünüldüğünde iktidar için rejimin sorgulanması tehlikesi bulunmaktadır. Onun içindir ki Hükûmet, olası risklerden, korkusuzca yapılabilecek soruşturmalardan korunmak ihtiyacındadır. HSK'nin yapısı nedeniyle, 221 başsavcının Hükûmete yakın olanlardan atanmaları zor olmadığı için iktidarın görüş ve talimatları etkili olmaktadır. Dolayısıyla, artık 5 bin 927 savcı da soruşturmalarında ve tüm yargısal faaliyetlerinde iktidarın denetim ve kontrolünde olacaktır” dedi.
'İFŞALARDAN SONRA GÖZDEN KAÇAR BİRİ DAVA AÇAR DÜŞÜNCESİ'
HDP grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de, Cumhuriyet savcılıklarının soruşturmayı sonlandırmaya ilişkin kararlarının başsavcılık tarafından denetlenmesine yönelik ihtiyacın nedenini sordu, “Zaten bütün savcıların yerlerini değiştirdiniz, atamalarını yenilediniz, istediğiniz HSK aracılığıyla istediğiniz yeri açıyorsunuz; herhâlde yetmemiş olacak ki 'Aman ola ki bu ifşalardan sonra hakkımızda bir dava açılır, aradan kaçar, gözden kaçırırız, o arada biri gider davayı açar' diye düşünüp bunu da bir zapturapt altına almaya çalışıyorsunuz” değerlendirmesi yaptı.
'SARAYIN YANINA BAŞSAVCILIK DA YARDIMCI OLARAK ATANACAK'
CHP Grubu adına konuşan Süleyman Bülbül de bu maddenin neden getirildiğini sordu, “6 bin 507 savcıyı 81 başsavcılığa bağlayıp, başsavcıları da saraya bağlayıp da saraydan talimatla siyasilerin ya da yolsuzluğa bulaşmışların soruşturmalarını mı engelleyeceksiniz? Zaten sarayın istediği kararlar çıkıyor? Talimatlı yargı var. Siz savcıların kararlarını denetleyen, kararları üzerinde baskı kuran hatta onlar yerine karar veren yürütmenin, sarayın yanına başsavcılık kurumunu da yardımcı olarak atıyorsunuz” dedi.
15 YAŞIN ALTINDA ÇOCUĞU OLAN ANNENİN CEZASININ ERTELENMESİ MADDESİ TEKLİFTEN ÇIKARILABİLİR
Mini infaz teklifi on yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm edilen kadın hükümlülerin 15 yaşını doldurmamış çocuklarının bulunması ve babanın da ölmüş veya cezaevinde bulunması durumunda infazın ertelenmesinin de önünü açacak. “Çocuğun üstün yararı” gerekçe gösterilerek getirilen düzenleme birçok açıdan eksik bulundu. Baba hakkında gaiplik kararı durumunda ne yapılacağı sorusu, '15 yaşın yüksek olması' gibi eleştirilerin yanında düzenlemenin suç örgütlerince istismar edilmesine yol açabileceği risklerine dikkat çekildi. AK Parti’den yetkililer söz konusu maddenin etki alanının daha da netleştirilmesi ve olası istismar risklerinin de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi için geri çekilebileceğini söyledi.