'Hükümeti destekleyen kadınlar da tereddütlü'

Gülsüm Kav ve Nuray Karaoğlu referandumda kadınların kararını anlattı: Hayır çıkacak!

Abone ol

DUVAR - Kadın örgütleri, hakların ve özgürlüklerin kısıtlandığı OHAL atmosferinin, Başkanlık sistemiyle çok daha antidemokratik bir hal alacağını belirtiyor. Bu düşüncenin toplumun farklı kesimlerinden kadınlar tarafından da paylaşıldığına dikkat çeken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, “Şimdiye kadar hükümete oy vermiş kadınlarda bile büyük bir tereddüt var, kararsızlık oranı yüksek” diyor. KA.DER’in Genel Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Karaoğlu ise pakkette 'Kadının K'sinin bile olmadığını' belirterek referandumda 'hayır' oyu vereceklerini belirtiyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav

'EVET ÇIKARSA SORUNLAR DEVAM EDECEK'

Kadın cinayetlerini izleyen, dava takibi ve savunuculuk yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, 16 Nisan’da oylanacak Anayasa değişikliğine neden hayır diyeceğini şöyle anlatıyor: “Parlamentoyu dolayısıyla halkın egemenliğini ortadan kaldırıp kalıcı biçimde totaliter bir rejim yaratacak bu teklife, tüm yurttaşlar temel yurttaşlık haklarını savunmak için mantıken ‘hayır’ demelidir. Öncelikle teklifin içeriği, ne dünyada ne de ülke tarihinde -Osmanlı’da bile- benzeri olmayan bir ucubedir; modern hayatta yeri olmayan bir tiranlık tarif ediliyor. İkincisi teklifin gündeme getirildiği koşullar uygun değildir; OHAL şartlarında referandum yapılamaz. Üçüncüsü Türkiye toplumunun yaşadığı ağır ve çok katmanlı sorunlara asla çözüm olmayacak. Aksine sorunlar, onların oluştuğu dönemi yöneten irade oylanacağı için ağırlaşacak, kalıcılaşacaktır. Tüm toplumun geleceği için hayır diyorum.”

Kadınların haklarını ihlal eden anti demokratik ortamın başkanlıkla çok daha kötü bir hal alacağını belirten Kav, “Dünya kadın hareketi tarihinde, kadın özgürlük mücadelesi ile demokrasi mücadelesi ontolojik olarak her zaman iç içe oldu. Ya da tersinden bütün totaliter tüm rejimler kadınları hedefe koyarak, kadın haklarını mülga ederek inşa edildi. Türkiye’de de aynen böyle oluyor, kadınların üzerine basarak ilerleyen antidemokratik gidişat başkanlık ile tamamına erdirilmek isteniyor” diye konuşuyor.

'HAK ARAMA YOLLARIMIZ ORTADAN KALDIRILACAK'

OHAL KHK’larıyla kazanılmış hakların bir anda ortadan kaldırılabileceğini vurgulayan Kav şöyle diyor: “Artan kadın hak ihlalleri; kadın cinayetleri, cinsel şiddet, işsizlik, geçim derdi, güvensizlik kural haline gelecek, hak arama yollarımız ortadan kaldırılacak. Kazanılmış haklarımızın bir anda KHK ile ortadan kaldırılmayacağının hiçbir garantisi yok. Şu andaki gidişat bunu gösteriyor; AKP siyaseti tümüyle erkekleşmiş durumda ve kar lastiği için bile KHK olabiliyorsa eminim boşanma, kürtaj ve diğer haklarımız için de olabilecektir. Zaten bu tehlikeyi kadınlar da görüyor, hayır’a öncülük ediyorlar, şimdiye kadar hükümete oy vermiş kadınlarda da büyük bir tereddüt var, kararsızlık oranı yüksek.”

'NE SÜREÇ NE METOT DEMOKRASİYE UYGUN' 

Kav, referandumun olağan şartlarda yapılması halinde bile; halkın içeriğini kendi belirleyeceği teklifleri oylaması gerektiğini belirtiyor. İçinde 18 ayrı madde olan bu torbanın tek bir referandumla oylanmasının mümkün olmayacağının altına çiziyor: “En az 18 ayrı referandum gerektiren bir torba var önümüzde. Bu referandumda; ne içerik, ne gündem geldiği şartlar, ne getiriliş biçimi ve Meclis’teki süreci ne de metot hukuka ve demokrasiye uygun değildir.”

KA.DER’ Genel Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Karaoğlu

'DEĞİŞİKLİKLER YETERİNCE TATIŞILMADI'

Kadınların ve erkeklerin her alanda eşit olarak temsil edilmesi gerektiğini savunan ve bu kapsamda çalışmalar yürüten KA.DER’in Genel Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Karaoğlu, Anayasanın OHAL ortamı dışında hazırlanması gerektiğine dikkat çekiyor. Karaoğlu, bu tür değişiklikler yapılırken başta kadın, bazlı çalışanlar olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, akademisyenler gibi farklı kesimlerin görüşlerinin alınması gerektiğini ifade ediyor. KA.DER’in referandumda neden hayır diyeceğini ise şöyle açıklıyor:

“Basın kuruluşlarının, yayınevlerinin, derneklerin kapatıldığı, gazetecilerin tutuklandığı, akademisyenlerin görevden uzaklaştırıldığı, ifade özgürlüğü açısından sorunlu bir ortamda Anayasa değişikliklerinin yeterince tartışılabildiğini de düşünmüyoruz. Maddeler üzerinde tartışılırken TBMM’nin sergilediği görüntü, kadına yönelik şiddetin Meclis'e taşınması da bu metnin bir 'mutabakat, uzlaşma' metni olmadığını gösteriyor. Anayasa değişikliklerinin demokratik bir ortamda, toplumdaki ve Meclis'teki her kesimin görüşleri alınarak yapılması gerektiğini düşündüğümüz için referandum konusundaki görüşümüz hayır.”

'KADININ K’Sİ BİLE YOK'

KA.DER Anayasa değişikliği teklifinin gündemde olduğu süreçte, TBMM’deki kadın milletvekillerine mektup yazarak görüşlerini bildirmişti. Karaoğlu, “Mektupta, anayasa değişikliği sürecinde yok sayıldığımızı, Meclis'e gönderebilmek için yıllardır mücadele ettiğimiz kadınların bu süreçte bizi temsil edemediğini söyledik. Bize sorulmadan, bize danışılmadan, hiçbir maddesinden haberimiz olmadan yeni bir Anayasa yazıldı. Kadının K’sinin dahi geçmediği, kadınların iradesinin yok sayıldığı bir Anayasa bu” diyor.

Referandumların demokrasinin gereklerinden olduğunu belirten Karaoğlu, bu sürecin demokratik, barışçıl ve adil bir ortamda yürütülmesi talebini yineliyor ve ekliyor: “Evet ya da hayır diyecek olanların birbirine tahakküm etmeye çalışmak yerine, tahammüllü olması, saygılı davranması gerekiyor. İnsanların görüşlerini korkmadan, özgürce ifade edebilmesi ve bunu sağlayacak ortamın da temin edilmesi lazım.”