Hükümetin el kitabından bölümler: Baskın seçim sürecinde madde madde yapılacaklar
Hükümetin elinde, kriz çıkarıcı projeler kadar krizi öteleyici de çok sayıda mekanizma var ve bunlar önceki aylarda olduğu üzere kullanılacaklar. “Piyasa tanrıları”nın birilerini kurban etmesini beklemek, hareketsizliği telkin etmek ve tüm toplumun kurbanlaştırılmasını beklemek anlamına gelebilir.
Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olan bölgenin ulusaşan örgütü
tarihin en sert değerlendirme raporunu yayımladığı gün, aynı
zamanda o ülkenin en tepedeki Güvenlik Kurulu olağan anayasal
yollarla işini yerine getiremediğini söylercesine olağanüstü
yönetimin devam etmesini salık verdiğinde başka bir şey konuşmaya
imkân kalmamış demektir. Ancak Türkiye, Avrupa Komisyonu raporunun
açıklandığı salı sabahından sonra sadece iktidar ortağı bir parti
liderinin erken seçim çağrısını tartışıyordu. Tartışma çarşamba
öğleden sonra seçim kararının açıklanmasıyla devam etti.
Olağanüstü hal koşullarında yapılacak seçimin güvenliği konusuna
girmeden seçim (ve referandumu da göz önünde bulundurursak
plebisit) eğik düzleminde iktidar partisinin neler yapmayı tercih
ettiğine üç maddede değinmek istiyorum.
1- Yeni ekonomik paket açıklamak.
Son on yılda yedi önlem paketi ve çok sayıda istihdam teşvikinin
de aralarında yer aldığı 25 kadar kapsamlı düzenleme yapan Adalet
ve Kalkınma Partisi nisan ayı içinde de benzer bir paket açıkladı.
AKP, 2015 seçim sürecinde nisan ayında İstihdam, Sanayi Yatırımı ve
Üretimi Destekleme Paketi’ni, 2017 referandumuna giden yol
açılırken (2016 ortasındaki Ekonomik Müjdeler Paketi’ni atlasak
dahi) aralık ayında Ekonomik Önlem Paketi’ni açıklamıştı.
Piyasacı ufuksuzluk nedeniyle birbirine benzer bu paketler
yatırım yapandan vergi alınmamasına, yatırımcılara arsa tahsisine
varan kolaylıklar sağlanmasına ve işverenlerin maliyetlerinin bir
kısmının devlet tarafından üstlenilmesine yer vermişti. Cumhuriyet
tarihinin rakamsal olarak en büyük teşvik paketi olduğu iddia
edilen 135 milyar TL’lik nisan ayı paketi de bir avuç şirkete
verilecek teşviklerde bu yöntemlerin kapsamını genişleterek
benimsedi.
Seçim kararı alındığına göre, pek vakit olmasa da yeni birkaç
teşvik paketinin açıklanması son derece olasıdır. Bu durumda içerik
aynı olacak, gelecekte elde edilecek vergi gelirlerinden feragat ve
işverenlerin yükünün hafifletilmesi anlamına gelen önlemler tekrar
sıralanacaktır.
2- Ekonomik güven endeksi arzu edilen seviyede tutulamıyorsa
dahi düşüşünü yavaşlatmak.
Adalet ve Kalkınma Partisi temsilcilerinin seçim tartışmasının
zamanını biraz da ekonomik güven endeksi ve tüketici güvenine
bakarak kararlaştırdığı söylenegelir. TÜİK tarafından derlenen bu
endeksler ekonomik beklentilere dair genel bir bakış sunmakla
birlikte ekonomik beklentilerin en iyi konuma geldiği ya da
endeksin rekor kırdığı zamanlarda seçime gidildiğini iddia etmek
yanlış olur. (i)
2007’de başlayan ve birbirlerine geçen aşamalarla ilerleyen
uluslararası krizin dalgaları Türkiye’ye 2008’in son çeyreğinde
vurmuştu. 2013’ten sonra Türkiye çok daha net bir şekilde Türk
Lirası’nın değer kaybettiği ve kredi kanallarının kurumaya
başladığı bir platoya oturdu. 2015’te yükselen piyasalardan çıkış
eğilimi geride kalsa da, merkez ülkelerdeki finansal sıkılaşma daha
pahalı kredi anlamına geliyor. Finansal sıkılaşmaya ek olarak darbe
girişimi sonrası ekonomik çalkantı, buna mukabil kampanyalar,
askeri operasyonlar, jeopolitik gerginlikler güven endekslerini
daha oynak bir düzleme oturtmuş görünüyor.
Ekonomik güven endekslerine bakıldığında endeksin, Türkiye’deki
son demokratik seçim olan 1 Haziran 2015 sonrasında aşırı oynaklığa
karşın 90-100 aralığında dolandığını, 2017 Anayasa Referandumu
sonrasında da 100’ün üstüne yerleştiğini söylemek mümkün. Görünürde
seçim kararı alındığında bu, güven endeksinde gidişat aşağı
doğruyken (ancak burnunun nasıl yukarı çevrileceği hesaplanarak)
yapılıyor. Çarşamba günü yedi düvele karşı mücadele iddialarıyla
alınan kararda da benzer bir seyir gözlendi (Nisan ayı verisi
açıklanmamış olsa da düşüş görülmesi yüksek ihtimal).
Karar sonrasında kamuya iş yapanlara yapılacak ödemelerden,
sembolik açıklamalara kadar birçok eylem güven tesisi için ön
saflara sürülecek. Hükümetin kendini içine kıstırdığı beka sorunu
söyleminden dahi kısmen geri adım atılması söz konusu olabilir.
Kaynak: TÜİK
3- Her hâlükârda kredi genişlemesini teşvik etmek, sorunları
ötelemek.
Tantanalı toplantılarla açıklanan dev paketlerin ilan edildiği
aylara ekonomik güven endeksi seviyelerini gösteren etiketleri
yerleştirdim. Bu paketler tek başlarına gidişatı değiştirmeye
yetmeseler de seçim/plebisit düzleminde kredi genişlemesi ile
birlikte ele alındıklarında hükümetin ekonomik sorunların
ağırlaşması karşısında kredi genişlemesini hızla teşvik ederek
sorunları ötelediğini söylemek mümkün.
2015 seçimlerine gidilirken de bu tercih edilmişti. 2016’da
ekonomik çöküşü hafifletmek için düzenlenen kampanyalar, vergi
indirimleri yılın son aylarında artarak devam eden bir kredi hacmi
artışını getirdi. Kredi Garanti Fonu’nun etkisi 2017 boyunca
görüldü ancak kredi artış temposu 2018 yılında henüz hükümetin
arzuladığı seviyeye çıkmış görünmüyor.
Seçim kararı, kredi hacminde aylık bazda radikal sıçramanın
görüldüğü ayı takiben geldi. Önümüzdeki iki ayda da ortalama artış
oranının yüzde 1,5 altında seyretmesi engellenecektir. Araç kamu
bankaları ya da yeni kampanyalar olabilir, ancak mevcut seviyelerin
daha da yukarı çıkartılacağını söyleyebiliriz.
Kaynak: Hazine, Temel Ekonomik
Göstergeler
Soru: Muhalefet ne yapacak?
Toparlayacak olursak seçim kararı öncesinde seçimlerin tekrar
tartışılmaya başlanması dahi hükümetin el kitabındaki formata uyan
bir öneriyle gerçekleşti diyebiliriz. Bilindiği üzere tepki
alabilecek ya da siyasal iktidar temsilcilerinin önceki
açıklamalarıyla çelişen siyasi kararlar genellikle birkaç ay
öncesinden tartıştırılıp, sonra rafa kaldırılıyor, ancak kısa süre
içinde tekrar, fakat bu sefer yeni demlenmiş çay gibi servis
ediliyordu. 2018 başındaki erken seçim tartışması önce rafa
kaldırıldı, sonra ise birden akla gelmiş gibi servis edildi.
Hükümetin yöntemleri ve taktikleri biliniyor. Yeterince
tartışılmayan mesele özel sektörün yüksek borç yükü, yüksek
enflasyon, yüksek cari açık altında ve neoliberal kıstırılmışlığa
karşı muhalefette yer alanların nasıl bir çıkış yolu önereceği.
Hükümetin elinde, kriz çıkarıcı projeler kadar krizi öteleyici de
çok sayıda mekanizma var ve bunlar önceki aylarda olduğu üzere
kullanılacaklar.
“Piyasa tanrıları”nın birilerini kurban etmesini beklemek,
hareketsizliği telkin etmek ve tüm toplumun kurbanlaştırılmasını
beklemek anlamına gelebilir.
(i) Tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve
genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek
dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülüyor.
Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik
duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetliyor.
Anket sonuçlarından hesaplanan endeksler 0-200 aralığında değer
alıyor. TÜİK’in açıklamalarına göre bu endekslerin 100’den büyük
olması beklentilerde iyimserliği, 100’den küçük olması ise
kötümserliği gösteriyor. Bu nedenle örneğin tüketici güven
endeksinde hızlı yükseliş kötünün iyisinin beklendiğine işaret
edebiliyor.