Siyaset CHP’nin “normalleşme” adımlarının ardından bu kez
iktidarın “iç cepheyi güçlendirme” çağrısıyla “yeni bir dönemi”
konuşuyor. Bu dönemin kodları, nasıl sonuçlara vesile olacağı henüz
belli değil ama olasılıklar üzerinden yürüyen tartışma
hararetli.
İÇ CEPHE VURGUSU 30 AĞUSTOS KONUŞMASI İLE BAŞLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan “iç cephe” sözlerini ilk olarak 30
Ağustos’taki konuşmasında ifade etti. Büyük taaruzun nasıl bir
hazırlıkla gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, silah, mühimmat,
eğitim, ilave kuvvet gibi hazırlıkların yanı sıra başarıda iç
cephenin tahkiminin etkili olduğunun altını çizdi, şunları
söyledi:
“Şimdiye kadar nice zorluğun, oyunun nasıl üstesinden
gelindiyse, çok daha fazlasının başarılacağına yürekten inanıyorum.
Bunun için tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır.
Milletlerin hayatında ekonomik sıkıntılar olur. Siyasette tansiyon,
zaman zaman yükselebilir. Toplum kesimleri arasında anlaşmazlık
yaşanabilir. Rekabet, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın olmazsa
olmazıdır. 85 milyonun her konuda aynı fikirde olmasını beklemek
gerçekçi değildir, doğru da değildir.”
İÇ CEPHEYİ KIZIL ELMA’YA BENZETTİ
Erdoğan’ın 30 Ağustos’taki sözleri ABD ziyareti sırasında 25
Eylül’de verdiği röportajda hatırlatıldı, iç cephe vurgusunu
açması istendi. “İç cephe bizi biz yapan değerlerdir” diyen Erdoğan
şöyle devam etti:
“Biz aynı şeye sevinme, bunun yanında aynı şeye üzülme, aynı
şiirde duygulanma, aynı marşta göğsümüzün kabarabilmesi halini
hep birlikte yaşamalıyız. Bütün bunlarla beraber iç cephe
hedeflerimiz, bizim Kızıl Elmamızdır. Bizi o hedeflerden
vazgeçirmeye, bizi yılgınlığa düşürmeye, bizi usandırıp umutsuzluk
girdabına sürüklemeye çalışanlar, işte o iç cepheyi hedef
alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz. Orada çok
kararlıyız...”
İÇ CEPHE MECLİS’TE İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISINA DÖNÜŞTÜ
Adım adım “İç cephe” vurgusunu geliştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan
Meclis açılış konuşmasında da bu vurguyu yaptı. İsrail’in Filistin
ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yerin Türkiye olacağını
söyleyen Erdoğan, “Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85
milyon olarak 'iç cephemizi' sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Bugün,
İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma
alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor”
dedi.
Erdoğan, “İktidar ve muhalefetiyle, Meclisimizin, milletimize
güven, hasımlarımıza korku verecek bir atmosferde çalışması,
özellikle böyle bir dönemde elzemdir. Meclisteki uyum, mutabakat,
karşılıklı saygı çerçevesinde tartışma ve istişare, buradan sokağa
yansıyacak, ülkenin huzur ve emniyetine kapı aralayacaktır.
Meclisimizin yeni yasama yılının yeni bir iş birliği ruhuna öncülük
etmesi, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak en samimi temennimdir”
dedi.
İÇ CEPHE NUTUK’TA GEÇİYOR?
Buraya bir parantez açıp Erdoğan’ın “iç cephe” sözlerinin
Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluş sürecini anlattığı Nutuk’ta
geçtiğini hatırlatalım. Erdoğan konuşması sonrası MHP’li
siyasetçilerin de altını çizdikleri o bölümde Atatürk hem iç
cephenin önemini hem de Meclis’e bu noktada düşen görevi şöyle
anlatıyor:
“...Asıl olan iç cephedir... Dış cephe sarsılabilir,
değişebilir, mağlûp olabilir; fakat bu durum, hiçbir zaman bir
memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi
temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren, iç cephenin çökmesidir...
Meclis’in düşünüş biçimi, çalışması, vaziyeti, düşmana ümit verici
olmadıkça iç ve dış cephelerimizin yerinden oynamasına olanak ve
olasılık yoktur....”
İÇ CEPHEYE İLK DESTEK BAHÇELİ’DEN
Erdoğan’ın “iç cephe” çağrısına ilk destek Cumhur İttifakı
ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın konuşmasının hemen ardından ağır sözlerle eleştirdiği
DEM Partili yöneticilerle selamlaşıp elini sıkan Bahçeli, "Yeni bir
döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı
sağlamak lazım" dedi. Bahçeli ile görüşen gazeteci Sinan Burhan da,
Bahçeli’nin Erdoğan’ın Meclis açılış konuşmasındaki çağrısının
gereğini yaptığını söylediğini aktardı, “Yeni dönemde barış ve
kardeşliği tahkim etmeliyiz” ifadelerine yer verdi.
İÇ CEPHEYİ TAHKİMDEN NE BEKLENİYOR?
Şimdi siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen bir ay içinde adım
adım ördüğü, Bahçeli’nin hemen sahip çıkıp ilk çıkışını yaptığı “İç
cephe tahkimatı”nın nedenlerini ve sonuçlarını tartışıyor. AK
Partili ve MHP’lilerden bu sürece dair yorumları madde madde
sıralayalım:
-Sadece bölgemizde değil dünyada gerilim yüksek. İçeride farklı
düşünebiliriz, farklı siyasi fikirlerimiz olabilir ancak milli
birlik, ülkenin bekası, güvenliği açısından tüm siyasi partilerin
diyalog içinde ve birbirlerine güven duyacağı bir ortamı yaratmamız
lazım. İçeride farklı fikirler olur ama dışarıya karşı birlik
beraberlik duruşumuzu net göstermeliyiz.
-Bir yıl önce bölgemizdeki gelişmeleri hangimiz öngörebilirdik.
Her geçen gün daha da büyüyen bir yangın var. Cumhurbaşkanı
nezdinde devlet aklı da yaşanabilecek risklere dikkat çekiyor.
Yarın yaşanabilecek olumsuzluklara karşı ön almaya çalışıyor.
-Meclis’te muhalefet partileri ile bir diyalogumuz var. Bunu
topluma yansıyacak şekilde daha da geliştirebiliriz. CHP Genel
Başkanı Özgür Özel’in ABD’de Türkevi’ni ziyareti, Meclis’e
gelişinde Cumhurbaşkanımızı ayakta karşılaması da çok olumlu bu
açıdan.
-Etrafımız ateş çemberi ve nereye sıçrayacak belli değil. Bu
ortamda iç birlik çok önemli. Sayın Bahçeli de attığı adımlarla
buna katkı veriyor. MHP kuruluşundan bu yana birlik ve beraberlik
çağrısı yapan bir partidir. Bu adımları kendi siyaseti ile de
uyumludur.
SERTLEŞME HODRİ MEYDAN GETİRİR, SIKILI YUMRUKLA ANAYASA
YAPILMAZ
-Muhalefet erken seçim çağrısı yapsa da bunun “olur”u yok.
Seçime yaklaşık 3.5 yıl var. Bu süreyi sürekli gerilimle
geçiremeyiz. Sertleşme hodri meydanı getirir. Buna gerek yok.
-Yeni Anayasa ve içtüzük çağrımız var. Bu açıdan da partilerle
konuşmak, konuşabilmek önem taşıyor. Sıkılı yumruklarla anayasa
yapılmaz. Süreci akılcı yürütmek lazım.