İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmesinde gerginlik ve hakaretler

Bütçe görüşmeleri hakaretlere sahne oldu. Bakan Soylu'nun "İddiasını ispat etmeyen Kılıçdaroğlu şerefsizdir" sözleriyle başlayan tartışmada CHP'li Özkoç "Sen de şerefsizsin, karaktersizsin" dedi.

Abone ol

DUVAR - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu itham eden sözlerine, CHP Grubu tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve CHP milletvekilleri ile Soylu arasında tartışma çıktı. Özkoç, “Gözünüzün içine bakarak söylüyorum, Sayın Recep Tayyip Erdoğan için bu lafı kullansam orada oturur musunuz? Oturmazsınız, biz de burada oturmayız” dedi. 

ANKA Haber Ajansı'nın haberine göre, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve AFAD’ın 2021 yılı kesin hesap kanun teklifi, 2022 yılı bütçe kanun teklifi ve Sayıştay raporları görüşüldü.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gün boyu milletvekillerinden gelen eleştirilere yanıt verirken; “Kara parayı aklayan da uyuşturucu ticareti yapan da şerefsizdir. İspat etmeyen Kılıçdaroğlu da şerefsizdir. Bu kadar basit. İspat etmeyen de şerefsizdir” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve CHP milletvekilleri, Soylu’nun sözlerine tepki gösterdi ve tartışma çıktı. Tartışma devam edince, Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz görüşmelere ara verdi.

'ERDOĞAN İÇİN BU LAFI KULLANSAM ORADA OTURUR MUSUNUZ?'

Verilen aranın ardından Komisyon Başkanı Yılmaz tutanakları istedi. Soylu’nun “ispat etmezse…” şeklinde şartlı bir söz kullandığını ifade etti.

Soylu'nun sözlerini geri almasını isteyen Özkoç, "Burası TBMM. Birbirimizle çok tartışacağız. Gerekirse karşı karşıya geleceğiz. Siz kendi doğrunuzu savunacaksınız, biz kendi doğrumuzu savunacağız. Ben burada hiçbir genel başkana 'şerefsiz' denilmesini asla kabul etmem. Gözünüzün içine bakarak söylüyorum, önünüze koyarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan için bu lafı kullansam orada oturur musunuz? Oturmazsınız, biz de burada oturmayız. Ben diyorum ki bu söz söylendiyse bu söz geri alınır. Bu Genel Kurul'da defalarca uygulanan bir metot. Geri alınır, biz de bizim söylediğimiz sözü geri alırız" dedi.

'SENİN ZEKA PROBLEMİN VAR.../SEN DE ŞEREFSİZSİN'

Soylu ise "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ve burada çalıştığımız bütün arkadaşlarımız başta olmak üzere Türkiye'nin cari açığını kapatmak için uyuşturucu ticareti ile suçlayan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisidir" karşılığını verdi.

Özkoç, "Biz eleştiremeyecek miyiz?" deyince Soylu da "Senin zeka problemin var" ifadelerini kullandı. Özkoç ise "Sen hakaret etmeden konuşamıyor musun?" dedi.

Tartışma devam ederken Özkoç, "Sen de şerefsizsin. Sen karaktersizsin. Böyle olmaz, başkan. Bu adam şerefsizdir. Bu bakan burada konuşamaz. Zeka problemi olan sensin. Hakaret eden sensin. Asla konuşturmayız" ifadelerini kullandı.

TARTIŞMALAR SÜRERKEN OYLAMA YAPILDI

CHP'li Özkoç ve Tuncay Özkan, Soylu'nun Kılıçdaroğlu'ndan özür dilemesini ve sözünü geri almasını istedi. Komisyon Başkanı Yılmaz, bakana sadece tavsiyede bulunabileceğini ve zorlama yapamayacağını söyleyerek, bütçe tekliflerini oylattı.

Özkoç ve Özkan, Yılmaz'a "Böyle bir komisyon başkanlığı olmaz" diye tepki gösterdi, Yılmaz ise oylamaya devam etti. Özkoç, Yılmaz'a "Başkan yanlış yapıyorsun" dedi.

Komisyon Başkanlık divanın bulunduğu masanın önünde CHP'li milletvekilleri itirazlarını sürdürdü. Yılmaz, Bakan Soylu'nun sözü geri alması konusunda yetkisinin olmadığını ısrar ile söyleyerek, "Tutanaklara geçirmek dışında yetkim yok" yanıtını verdi.

SOYLU: SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM

Yılmaz, tutanaktan “Şerefsiz” sözünün çıkarılmasını her iki taraf için de kabul etti. Yılmaz, Bakan Soylu’ya “Şerefsiz” sözünün çıkarılması için söz verdi. Bakan Soylu, “Ben bize, devlete yapılan iftirayı ispat etmeyen şerefsizdir dedim, sözümün arkasındayım” dedi.

CHP’li Özkoç, Soylu’ya dönerek “Sen şerefsiz bir adamsın” diyerek, Komisyon Başkanı Yılmaz’ın yanına gitti. CHP'li vekiller oylamayı durdurmaya çalıştı. Yılmaz, "Bu milletin Meclis'ini engelleyemezsiniz" dedi ve oylamaya devam etti.

Tartışma sürerken; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve AFAD’ın 2021 yılı kesin hesap kanun teklifi, 2022 yılı bütçe kanun teklifi ve Sayıştay raporları AKP ve MHP’li milletvekillerinin oyları ile kabul edildi.

Tartışma öncesinde Soylu, komisyonda ayrıca şu açıklamaları yaptı:

ORGANİZE SUÇLARA KARŞI ATTIĞIMIZ ADIMIN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ: Üçüncü yılda, ‘Bir İçişleri Bakanına 3 yıl çok fazla’ diye kendi kendime söyledim. Arkadaşlarım şahit. Siz burayı uyuşturucu kaçakçısı, terör örgütlerine yol açan, hatta terör eylemi gerçekleştiren olarak değerlendiriyorsunuz ya. Ne zaman Türkiye’nin var olan birtakım meselelerine girmeye başladık, terörün dışında. Uyuşturucu, organize suç, Türkiye’nin en büyük mali suçları gibi. Yıllardan beri Türkiye’yi istedikleri gibi koordine edenler dört koldan saldırdılar. Ne haysiyetimiz, onurumuz şerefimiz kaldı. Türkiye’de bu organize suçlar, uyuşturucu ve mali suçlarla ilgili attığımız adımın bedelini bugün ödüyoruz, Türkiye ödüyor.

ABD'Nİ TEZLERİNİ SAVUNMAK GAZİ MECLİS'İN VEKİLLERİNİN HADDİ DEĞİLDİR: 9 yaşındaki çocuğu anasının kucağından alıp dağa kaçıranlar, bana bugün burada kadına şiddet edebiyatı yapılıyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Herkes başını alsın önüne koysun. Ya bu ülkenin vatandaşı olacağız, medeniyetine, değerlerine sadık ve bağlı olacağız. Ya da beni bağışlayın, burada bu masanın etrafında ABD’nin tezlerini savunmak, Yunanistan’ın tezlerini savunmak, Suriye’nin haklarını savunmak, bu Gazi Meclis’in milletvekilinin haddi değildir.

PKK, ABD İSTİHBARATININ ÖRGÜTÜDÜR: PKK terör örgütü ABD istihbaratının örgütüdür, HDP de PKK terör örgütünün siyasal uzantısıdır. Eğer siz bu tezin üzerinden ve bu ortaya koyduğunuz doğru üzerinden, ABD’nin tezini savunuyorsanız. ABD Büyükelçisi İstiklal saldırısının ardından açıklama yaptı. Daha sonra en iyi adamları olan Ferhat Abdi Şahin’e açıklama yaptırdılar. HPG’ye açıklama yaptırdılar. Ne dediler, ‘Bu işin içerisinde biz yokuz’. Hemen birileri bunun etrafına bir şekilde sarılı verdiler. Bu oyunun büyük olduğunu, bu oyunun Türkiye’nin şu anda istikametinde giden yoldan döndürmek olduğunu hepimiz bilmeliyiz. Kürt düşmanı kim? Çocukları 6-10 yaşında dağa çıkarıp, eline kalaşnikof veren mi? Hangi Kürt kardeşimize bir tane en ufak incitecek bir söz söyledim. Bizim bir tek kırmızı çizgimiz vardır, o da terördür. Bu ülkede kimse Kürt’üm diyemiyordu, o da Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bugün Kürt’üm diyor. Aleviyim diyemiyordu insanlar. Bugün Aleviyim diyorlar.

TEK BAŞIMA MI YAPIYORUM?: Burada bir şeyi gördüm, her konuşma birbirine benzer mi? Her konuşma geçen senin aynısı olur mu? Biz uyuşturucu kaçakçısıyız, biz Türkiye’nin kara para aklamadaki en önemli adamlarından bir tanesiyiz. Ben bunları tek başıma mı yapıyorum, bir Anadolu çocuğu olan İsmail Çataklı ile mi yapıyorum, Mehmet Ersoy ile mi yapıyorum, profesör Sabri Erdin ile mi yapıyorum, Arif Paşa ile mi yapıyorum? Kimle yapıyorum bu işleri? Tek başıma mı yapıyorum? Tek başıma yapacak kabiliyete sahibim öyle mi? Öyle ortaya koyuyorsunuz, öyle değerlendiriyorsunuz.

HASTAYDIM, SERUMLA BERABER İDLİB’E GİTTİK: Birçok terör eylemini arkadaşlarımız engellediler. İstiklal Caddesi’ndeki olay, bana soruyorsunuz. Biz uyduruyoruz, bir terör örgütü, aslında farklı bir terör örgütü, biz Türkiye toplumuna, milletimize yalan söylüyoruz. Aslında onları PKK/PYD terör örgütüne karşı güdülendiriyoruz. Böyle bir tiyatro olabilir mi? Bunu kim söyler? O gün İdlib’deydim, doğru. Ne için İdlib’deydim, Erzurum’da kayağa gitmedim veya birileri ile beraber yemeğe gitmedim. Yaklaşık 7-8 günden beri hastayım. Serum ile beraber İdlib’e gittik. İdlib’de ne yaptık? 100 bin biriket ev. Ben arabada bir dakika filan kendimden geçmişim. Bir patlama oldu dediler, ben arabanın önünde bir patlama oldu zannettim. Yani her an beklediğimiz bir şey bizim orada. Sonra Beyoğlu’nda, atladık geldik biz Hatay’a, Hatay’dan da biz uçakla İstanbul’a indik. Arkadaşlarımız ile beraber değerlendirme yaptık. Sonra olayları koordine ettik.

Ardından ben Esenler'de İstanbul Emniyet Müdürümüzün bulunduğu alana geçtim. Bütün ekiple beraber. Yaklaşık 2-3 saat çalıştık. En az 14 tane ev bastık. 1-2-3-4 bastık boş çıktı. 13’üncü evi bastık, esas itibariye boş olduğunu düşündüğümüz evdi ama olmadı. Onun arkasındaki biri olacağı değerlendirdiğimizde arkadaşlarımızın morali bozuldu. Kaçıracağımızı ve yakalayamayacağımızı düşündük. Çünkü aynı şey Abdülkadir Maşaripov’da dA başımıza gelmişti. 17’nci gün sonunda bulduk. Diyorsunuz ki Yunanistan’dan geldi nerede? Doğru hem oradaki mütercim ve arkadaşları arayarak, ilgili kişinin olup olmadığını, biz de merak ediyorduk. Bu bombayı kim patlattı, Türkiye’yi bu oyunu kim oynuyor? Orada bütün arkadaşlarımızla beraber telefondan neredeyse 15-20 dakika mülakata aldık. ‘Beni Yunanistan’a kaçıracaklardı’ sözü oradaki sözdü. Aynı şekilde ifadesinde hem hakimlikte, hem savcılıkta verdi. Bizi buraya getiren, onu tespit ettik. Orada Kobanili bir tekstilci ‘İki kişi gönderiyorum, bunları burada muhafaza et, oturttur’ dediği kişi. Yani Kobani. Peki Kamışlı, Halil denilen terörist Kamışlı’dan lojistiği sağlayan, Hacı denen. Menbiç’te bütün istihbaratın başında olan, bu teröristi ayarlayan, bu terörist ile Bilal’in arasındaki ilişkiyi kuran, teröriste istediği gibi davrandıran ve ondan sonra bombayı patlattıran şahıs. Bütün bu koordinasyonu kurduk, bu koordinasyonun içinde başka şahıslar da var.

KOLOMBİYA'NIN TÜRKİYE ÜZERİNE KURGULADIĞI BOŞ BİR İŞ: (Kolombiya'dan Türkiye'ye gönderilirken 9 Haziran 2020’de yakalanan kokain) Bin 733 çuvaldan 51 tonluk kauçuk granül indirilmiş. Bu yükten sadece 10 çuval numune alıyor. Bunu mahkemesinde de en son teyit etti. 10 çuval alıyor. 10 çuvaldan alınan 188 gramlık kokain üzerinden diyor ki 'bütün bunların tamamı kokaindir.' Türkiye Cumhuriyeti'nin, dünyanın hiçbir mahkemesi böyle bir sonuç vermez. Sonra da diyor ki ben bunları imha ettim. Bir tek Türkiye ile kendisi ile ilgili en ufak bir ihbarı, kendisi ile ilgili bir mahkeme kararı, bu fabrikaya gidelim, bu fabrikada ne var bunu görelim denmesine rağmen bir tek iddia ortaya konmamış, Kolombiya'yı, Yunanistan'ı, Amerika'yı, Suriye'yi tutacak ama Türkiye'yi suçlayacak bir organizasyon ortaya konulacak. Böyle bir şey var mı? Kolombiya denilen devletin Türkiye üzerine kurguladığı boş işin dışında hiçbir şey değildir. (HABER MERKEZİ)