İçişleri Bakanlığı'nın Özakça ve Gülmen kitabı: 'Kına' örgüt işareti

İçişleri Bakanlığı’nın Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında hazırladığı kitapta, Gülmen ve Özakça’nın DHKP/C üyesi oldukları iddiasına delil olarak kullandıkları sloganlar ve haklarında açılan ancak henüz hükme bağlanmamış davalar gösterildi. "Kamu görevinden ihraç gerekçeleri arasında kesinleşmiş mahkeme hükmü olması şartı bulunmuyordu" denilen kitapta, "OHAL’in kaldırılması" talebi ve "14 bin ÖYP’li (Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı) araştırma görevlisinin kadro güvencesi" talebi de suç sayıldı. Açlık grevine başlanırken kına yakılması da 'örgütsel ritüel' olarak değerlendirildi.

Abone ol

Çınar Livane Özer 

ANKARA - İçişleri Bakanlığı’nın “Bir Terör Örgütünün Bitmeyen Senaryosu: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Gerçeği” isimli 56 sayfalık kitapta, Gülmen’in Ankara Yüksel Caddesi’nde eyleme başladığı 9 Kasım günü ve sonrasında yaşanan süreç anlatıldı.

DHKP/C’nin tarihine de yer verilen kitapta, Gülmen ve Özakça’nın kullandığı sloganlar, afişlerde kullanılan renkler örgüt bağlantısı olarak değerlendirildi. "Verilmek istenen görüntü ne olursa olsun, 1980 öncesini yaşamış ve sonrasında da aşırı sol örgütlerin eylemlerine her zaman maruz kalmış Türk toplumu, emniyet ve adalet birimleri için bazı noktalar çok tanıdık geliyordu. Kullanılan sloganlar, söylemler, hatta afişlerdeki renkler, hep bir şeyleri çağrıştırıyordu" denildi.

GEZİ DE 8 AĞAÇ İDDİASIYLA BAŞLADI

Kitapta Gülmen’in taleplerinin kişisel olmadığı da savunuldu. “Mesela sloganı basitti ‘Açığa alındım, işimi geri istiyorum’... Ama Nuriye Gülmen’in, eylemin resmi yayın organı olarak çalıştırdığı internet sitesindeki talepler hiç de öyle kişisel değildi” denilerek nuriyegulmendireniyor.wordpress.com sitesinde yer alan “OHAL kaldırılsın. İşten atılan ve açığa alınan devrimci demokrat kamu emekçileri işe iade edilsin. Keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilsin. 13 bin ÖYP’li araştırma görevlisinin kadro güvencesi geri verilsin” maddeler gösterildi.

Bu bölümün alt kısmında ise "Tıpkı Taksim’deki 8 ağaç için başladığı iddia edilen Gezi Eylemleri’nde 3. Havalimanı’nın, Marmaray’ın, Kanal İstanbul’un, 3. Köprü’nün iptalinin istenmesi gibi..." ifadeler kullanıldı.

DAVALARIN 8’İ 2017 YILINA AİT

Kitapta Gülmen ve Özakça hakkında açılan davalara da yer verildi. Gülmen hakkında 12 tane, Özakça hakkında da 4 tane açılmış dava olduğu, Gülmen hakkında açılan bir davada mahkemenin mahkumiyet kararı verdiği ve dosyanın Yargıtay aşamasında olduğu belirtildi.

Gülmen hakkında “terör örgütleriyle bağlantılı” olduğu iddiası ile açıldığı belirtilen ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan açılan davanın da yer aldığı davalar şöyle:

2014: Hakaret, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme

2015:Toplantı ve Gösteri Yürüyüşünde Görevlendirilenlerin Görevlerini Yapmalarına Engel Olma, Kara Ulaşım Araçlarını Kaçırma veya Alıkoyma, Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma

2015: Mala Zarar Verme, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma, Basit Yaralama

2015: Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama

2015: Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama

2016: Türk Milletini, Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini Alenen Aşağılama

2016: Valinin emirlerini dinlememek, isteklerini yerine getirmemek

2017: Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Hakaret

2017: Cumhurbaşkanına Hakaret

2017: Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama, Hakaret, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme

2017: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak

2017: Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme Yönetme Bunların Hareketlerine Katılma

Kitapta Özakça hakkında açıldığı belirtilen davalar ise şöyle:

2014: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Kamu Malına Zarar Verme, Basit Yaralama, Kemiklerin Kırılmasına Sebebiyet Verecek Şekilde Kasten Yaralamak, Terör Örgütü Propagandası Yapmak

2017: Görevi Yaptırmamak İçin Direnme

2017: Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Hakaret

2017: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütü Propagandası Yapmak

'KESİNLEŞMİŞ MAHKEME HÜKMÜ ŞARTI YOK'

Gülmen ve Özakça hakkında örgüt üyesi oldukları iddiasıyla çıkan haberlerin üzerine avukatları Selçuk Kozağaçlı sosyal medya hesabından Gülmen ve Özakça “Adli sicil kayıtları yoktur” ifadelerinin yer aldığı savcılık imzalı adli sicil belgeleri paylaşmıştı. Kitapta bu durum “Örgüt bağının olmadığına ilişkin öne sunulan yegane gerekçe, UYAP kayıtlarında kesinleşmiş mahkeme hükmünün olmayışıydı” ifadeleri ile hatırlatıldı. Kitapta, Adalet Bakanlığı'na bağlı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP) herhangi bir hükümlerinin olmayışlarına karşılık şu ifadeler kullanıldı:

“Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadığı ifade ediliyor ama devam eden davalardaki ortak noktalardan, hep aynı örgüt bağlantısı dolayısıyla soruşturmalar açılmasından, basın açıklamaları sırasında yapılan gözaltılardan, davaların çokluğundan, bir akademisyenin ve bir öğretmenin böyle davalarının olmasının garipliğinden bahsedilmiyordu. Kaldı ki Nuriye Gülmen’in davalarından bir tanesi için mahkumiyet kararı verilmiş ve dosya Yargıtay’a iletilmişti. Ayrıca Kamu görevinden ihraç gerekçeleri arasında kesinleşmiş mahkeme hükmü olması şartı bulunmuyordu.”

KINA YAKMAK DA ÖRGÜT DELİLİ

Kitapta, Gülmen ve Özakça’nın avukatları da suçlandı. “Açlık grevi eylemini bırakmalarına engel olan devlet değil, bizzat kendi ideolojileri ve avukatlarıdır” denildi, açlık grevi “devlet iradesinin gaspı” olarak değerlendirildi. Gülmen ve Özaça’nın ellerine kına yakmalarının da örgüt bağlantısı olarak gösterildiği kitapta, “Sözgelimi ölüm orucuna başlayan kişilere düzenlenen –sözde- törenlerle ellerine kına yakılarak ve başlarına örgüt sembolü içeren bandajlar takılarak eylem başlatılmıştır. Bilinçli olarak örgüt sembolü kullanılmamasına rağmen aynı ritüel Gülmen ve Özakça’da kullanılmıştır. Sembol bulunmasa bile eylemlerde, pankartlarda kullanılan renkler de, örgüt renkleriyle aynıdır. Kullanılan slogan tarzı, seçilen kelimeler de keza DHKP-C’nin kullandığı klasik sloganlar ile aynıdır” denildi.

AP’NİN ZİYARET FOTOĞRAFI KİTAPTA

Kitapta Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu’nun Gülmen ve Özakça’yı ziyaret ettikleri gün çekilen fotoğrafa da yer verildi. Fotoğrafın üzerinde alıntı olduğu belirtilmeden İngilizce “Direnişimizin 185. günü Açlığımızın 65. günü” ifadeleri yer aldı.