İçsel yolculuk ve anlam arayışı: Kardan Ölü

Barış Hakan Karayavuzoğlu

1980 yılında Mustafakemalpaşa’da dünyaya gelen şair ve yazar Ferhad Gülsün, lisans eğitimini Atatürk Üniversitesi Matematik ve Anadolu Üniversitesi Felsefe bölümünde; yüksek lisans eğitimini ise Kırıkkale Üniversitesi Felsefe bölümünde tamamladı. Şiir ve yazıları Yasakmeyve, Berfin Bahar, Kıyı, Şehir, Ada, Deliler Teknesi gibi önemli dergilerde yer aldı. Ferhad Gülsün, edebi çalışmalarıyla birçok ödüle layık görüldü. Bunlar arasında Küçükkuyu 1. Ulusal Zeus Şiir Ödülü (2008-Birincilik), Homeros Attila İlhan Şiir Ödülü (2007-Mansiyon), Kocaeli Üniversitesi Şiir Ödülü (2007-İkincilik), 21. Yüzyıl Hayyamları Aranıyor (2008-Onur Ödülü) ve Çağdaş Kalemler Öykü Ödülü (2022)- üçüncülük gibi önemli ödüller bulunuyor.

Gülsün, 'Birdir İki', 'Üç Yanlış Bir Doğru', 'Uyumsuzluk ve İntihar' adlı eserlerinin ardından ilk romanı olan 'Kardan Ölü' ile okurlarının karşısına çıktı. Klaros Yayınları tarafından yayımlanan romanda, Gülsün'ün yaşanmışlıklarının izlerini bulmanın yanı sıra ortak insanlık hikayelerine de tanık oluyoruz. Korkularımız, yalnızlıklarımız, sevgilerimiz ve ihanetlerimiz, insan olmanın tüm detaylarıyla işleniyor. Gülsün, cesurca kendi korkularıyla yüzleştiğini belirtirken şu satırlarıyla duygularına tercüman oluyor: "Korkuyorum, evet. Hala da korkuyorum. Kendimi hep aynı insan olarak görmekten, bedenimi çürümüş bir çuval gibi ölüme sürüklemekten korkuyorum."

FELSEFE VE EDEBİYAT

Gülsün, 'Uyumsuzluk ve İntihar' kitabının önsözünde okura şu şekilde sesleniyor: "Ömrümün boş geçen sayfalarına bir cümle bıraksam da yeter. Bütün boşluklardan yoruldum." Bu ifadelerle, 'Kardan Ölü' kitabında, içsel yolculuğunu ve yüzleşmelerini özgün üslubuyla ömrünün boş geçen sayfalarını doldurarak anlatıyor. Romanda, insan olmanın içinde doldurulamayan bir boşluğa vurgu yapıyor ve bu boşluğu felsefe, şiir ve şarkılarla doldurma çabasını yansıtıyor. Karl Jaspers'ın felsefeyi "yolda olmak" olarak tanımladığı sürekli bir macera ve yerleşememe durumu, romanda açıkça görülüyor. Gülsün'ün aldığı felsefe eğitiminin etkisiyle, varoluşçu bir hevesle felsefeyi öykü ve romanla edebiyat dünyasına taşıdığı görülüyor. Felsefeyi edebiyat dünyasına taşırken, kendi felsefe yolculuğunu şu şekilde dile getiriyor: "Felsefe böyle bir şey işte, gitmek istediğin yerden çok başka bir yere alıp götürür seni." Gülsün'ün eserlerindeki bu derin içsel yolculuk ve felsefi yaklaşımlar, onun edebi dünyasına değer ve anlam katıyor. Gülsün, 'Kardan Ölü' ile boşlukların izini sürerek kendi gerçekliğini kurguluyor ve insanın içsel yolculuğunu aktarıyor.

Gülsün, 'Kardan Ölü' romanında, karakterleri aracılığıyla kendi varoluşunu keşfediyor. Roman, içsel yolculuğunu ve kendini aşma sürecini akıcı bir üslupla anlatıyor. Yazar, ruhundaki yaraları iyileştirmek ve hayatının farklı evrelerini ifade etmek için bu eseri kaleme almış. Romanın arka planında, yazarın kendi içsel deneyimlerini ve yaşam yolculuğunu görmek mümkün. Gülsün, cesurca korkularıyla yüzleşerek okurları da bu sürece dahil etmek istiyor. "Yüzleşmenin şahidi olmaktan korkuyordum" ifadesi, bu içsel yolculuğun önemini vurguluyor.

Gülsün'ün eserleri, kendi yüzleşme ve içsel keşiflerini yansıtıyor. Roman kahramanlarında da yazarın izlerini görmek mümkün. 'Kardan Ölü', yalın ve açık bir anlatımla insanın en çok yalnızken kalabalık olduğunu ifade ediyor. Gülsün, kendi kalabalığından kurtulmanın önemini vurgularken, edebi üslubuyla insanın deneyimlerini aktarıyor. Roman, insanın varoluşsal sorgulamalarını ustalıkla işlerken ilk roman deneyimini heyecanla ifade eder: "İlk romanım, uzun cümlelerin gücünü keşfettim ve yalnızlığımdan sıyrıldım, geçmiş bir şiirin çocukluğunda kaybolmayı bıraktım." Gülsün'ün içten anlatımı, okurları kendi iç dünyalarına davet ediyor. 

ÇAĞIN SORUNLARINA KARŞI SESİNİ YÜKSELTEN BİR ÇIĞLIK ROMANI

'Kardan Ölü', konuşma ve diyalog sanatının ustalıkla kullanıldığı bir eser olarak öne çıkıyor. Yazar, kendi deneyimlerinden yola çıkarak, çağın hızlı ve iletişimsiz dünyasına karşı bir duruş sergiler. Romanın olay örgüsü hem yazarın hem de okurun çağın baskılarından sıyrılmasını ve iç dünyasına yönelmesini sağlıyor. Bu roman, çağın sorunlarına duyarsız kalmayan, onlara karşı sesini yükselten bir çığlık romanı...

Roman, çağın sorunlarına duyarlı bir bakış açısıyla sesini yükseltiyor. Karakterler, gerçekçi ve etkileyici konuşmalarıyla yaşamın anlamını ve amacını sorgularlar. Ayrıca, içlerindeki boşluğu nasıl doldurabileceklerini araştırırlar. İntihara başvurmak yerine, yaşama tutunarak, bu boşluğu sanat yaparak, yazarak, konuşarak ve çalışarak giderirler. Romanın derinliklerinde, yazarın kendi iç dünyasına ve yaşanmışlıklarına tanık oluruz. Anlatıcı-ben ve kahramanların güçlü diyalogları, okura hem karakterlerin iç seslerini hem de yazarın duygularını aktarır. Bu bağlamda roman, yazarın kendi yaşam yolculuğunu yansıttığı bir ayna gibidir. 'Kardan Ölü', konuşma ve diyalog sanatını başarıyla kullanan, çağın sorunlarına dikkat çeken, okurları içsel bir yolculuğa davet eden önemli bir eser. Gülsün’ün edebi üslubu ve derin anlatımı sayesinde, romanın sayfaları arasında insanın kendini bulma ve içsel dönüşüm sürecine girdiği bir yol açılıyor.

Gülsün'ün romanı, insan yaşamının gerçekliklerini etkileyici bir olay örgüsüyle okura sunuyor. Evlilik, boşanma, intihar, felsefe ve şiir gibi temaları ustalıkla işlerken hepimizin yaşamına dokunuyor. Olaylar karşısındaki yalnızlık, romanda önemli bir tema olarak öne çıkıyor.

Uzun cümleler ve düşlerle dolu bir anlatımda yazar, yaşamın cevaplarını kitaplarda ararken, içsel bir yüzleşmeyle karşı karşıya gelir. Duygu ve yaşanmışlıkların yazıya dökülmesinin önemini vurgularken, ruh yorgunluğunu da işler. Romanı maske takmadan yaşamaya çağrı olarak kurgular. Acılar, ölüm, intihar, sevgi, intikam, umut, özlem gibi duyguları, şarkılar ve şiirlerle birlikte okuyucuya sunar. Diyalogsuzluk, yaşamın bir gerçeği olarak ele alınırken, yazarın iç sesini kahramanlar aracılığıyla yansıttığına tanık oluruz. 'Kardan Ölü', içsel yolculuk ve yüzleşmenin anlamını vurgulayan etkileyici bir eser.

Ferhad Gülsün'ün eseri, çağımızın karmaşık iletişim dinamikleri ve yaşamın anlamına dair derinlemesine bir düşünce dökümü sunuyor. Eserde, yaşamın ölümle bütünleştiği bir yolculuğun tasvir edildiği, insanların kendi ömürlerini zamanın kumbarasından çekip çıkardığı görülmektedir. Bu bağlamda, eserde yer alan alıntılar bize karakterlerin yaşamla olan ilişkisini ve düşünsel derinliklerini gösterir. Gülsün'ün karakterleri, eksik ifade etmenin okurun kendi yorumlarına alan açtığı gerçeğini yansıtarak iletişimin zorluklarını vurgular. Bu yaklaşım, okurun eserde sunulan hikayeleri kendi deneyimleri ve düşünceleriyle zenginleştirmesine olanak tanıyor. "Sen kendini ne kadar eksik anlatırsan ben dilediğim gibi dolduruyorum o boşlukları" (s. 5) ifadesi, iletişim eksikliklerinin okurun katılımıyla tamamlandığı düşüncesine işaret eder.

Eserde yer alan düşünce çatışmaları, bireylerin içsel uyumlarını toplumsal normlarla savaş içerisinde yitirdiği durumu gözler önüne seriyor. Bireyler, dış dünyaya uyum sağlama çabaları nedeniyle kendi iç denge ve uyumlarını kaybedebilirler: "Daima iyiyi aradığımız için kendimizden bu kadar uzaklaşıyoruz. Kötü yanımızla yüzleşemiyoruz. Dışarıya uyum sağlamaya çalışırken içimizdeki uyumu kaybediyoruz" (s. 27) ifadesi, bireylerin içsel ve dışsal çatışmalarına dikkat çeker.

İNSANIN YAŞAMLA BAŞ ETME VE ANLAM ARAYIŞI

Eserde, toplumsal duvarların inşası yerine köprülerin kurulmasının vurgulanmasıyla, insanların anlayış ve iş birliği yolunu seçmesi gerekliliği belirtiliyor. Karakterlerin yaşamın anlamını arayışı, felsefe ve düşünsel derinlikle işleniyor. "Ne zaman ortada bir çatışma olsa köprüden çok duvarı örmeyi sever insan" (s. 18) ifadesi, insanların toplumsal ilişkilerde duvarları aşmayı tercih ettiğini anlatır.

Eserde intihar, felsefe ve şiir gibi temaların sürekli olarak öne çıkması, yazarın insanın yaşamla baş etme ve anlam arayışını betimliyor. Bu temaların her biri, yaşamın derinliklerine ulaşma ve anlam kazanma yolculuğunda birer işaret taşına dönüşüyor. Evlilik, aile, sevgi gibi temaları ele alarak varoluşçuluk perspektifine işaret eden Gülsün, insanların kendi yaşamlarını şekillendirmek için içsel çatışmalarıyla yüzleşmeleri gerektiğini anlatır.

Sonuç olarak, Ferhad Gülsün'ün eseri, insanın yaşamın anlamını arayışını, iletişim zorluklarını ve içsel çatışmalarını yansıtarak derinlemesine ele alıyor. İnsanın kendi içsel boşluklarını sanat ve yazı ile doldurma süreci, eserin temel temasını oluşturuyor. 'Kardan Ölü', yaşamın anlamını ve insanın içsel dünyasını sorgulayan bir yolculuğun izini sürmek isteyen okuyucular için anlamlı bir okuma sunmakta...