Meclis İçtüzük değişikliğinin Komisyon çalışmaları tamamlandı. AK Parti ve MHP’nin imzasıyla getirilen 18 maddelik değişikliğin Komisyon görüşmeleri 6 gün sürdü, büyük kısmı CHP ve HDP’li milletvekilleri olmak üzere müzakere sürecinde milletvekilleri 63 saat süren konuşma yaptı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın ifadesiyle “konuşma fayda etmedi”, 18 maddelik İçtüzük metninde bir cümle dahi değişmedi. Sadece toplam 12 harften oluşan bir düzeltme yapıldı, “tahkir-tezyif” yerine, “hakaret ve sövmek” getirildi.
Nasıl anayasa için “anayasa toplumsal bir sözleşmedir ve en geniş mutabakatla hazırlanmalıdır” deniliyorsa, “Meclis’in anayasası” olarak nitelendirilen İçtüzük için de Parlamento’da grubu bulunan siyasi partilerin bir uzlaşma zemini araması gerekiyordu. Ama anayasa değişikliğinde olduğu gibi İçtüzük konusunda da bu yapılmadı, uyarılar da dikkate alınmadı. Sonuç olarak, CHP ve HDP’nin eleştirdiği değişiklik teklifi AK Parti ve MHP’nin oylarıyla Komisyon’dan geçti. Diğer iki partiye ise muhalefet şerhi yazmak düştü.
CHP’nin 17 sayfalık muhalefet şerhinde 2 alıntı dikkat çekti. Bunlardan biri AK Parti’nin kurucularından eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın sözleriydi. Arınç, muhalefet partisi milletvekili olarak 26 Ocak 2001 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı İçtüzük değişikliği konuşmasında şunları söylüyordu:
“Demokrasilerde iktidarlar mutlaka vardır; ama, önemli olan muhalefettir; o rejimi demokratik yapan da muhalefetin olmasıdır, muhalefetin haklarının açıkça gösterilmesi ve o hakların korunmasıdır. Yoksa, totaliter rejimlerde bir iktidar sorunu yok zaten; ama, muhalefet nerededir, hangi imkânlara sahiptir; bunlara bakmamız gerekiyor… Engelleme denilen hak, muhalefetin doğal hakkıdır; bu hakkı hiçe saymak, dünyada demokratik ülkelerde görülmüş bir keyfiyet değildir; hatta, Amerika Birleşik Devletlerinde "freebaster" denilen bir uygulamayla saatler boyunca konuşmak bile mümkündür; ama, hiçbir Temsilciler Meclisi üyesi veya senatörün aklından, bu hakkın, çok fazla zaman harcadığı, bunun, milletvekillerine bir lüks olduğu düşüncesi geçmemiştir…Dikensiz gül bahçesi istemek, suskun Meclis istemek yanlıştır…”
CHP’nin muhalefet şerhinde yer alan diğer alıntı ise Arınç’ın yukarıdaki sözlerle eleştirdiği İçtüzük değişikliğinin iptaliyle ilgili Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru dilekçesinden alınmıştı. Aralarında halen TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile Meclis Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı da yapmış olan AK Parti Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in de imzasının bulunduğu dilekçede şöyle deniliyordu:
“Çoğunlukçu (dayatmacı) yöntem düşük yoğunluklu demokrasilerde görülür. Çözümü, ‘son kural’ olan ‘oy çokluğu’nda arayan bir yöntemdir. Uzlaşmanın getireceği erdemleri bir çırpıda yok sayar. Uzlaşmayı, sayı gücünün verdiği rehavet ve otorite içinde "teslimiyet ve zaaf" olarak görür. Oyunda uygulanacak kuralı, oyuncuların birlikte yapması yerine, gücünün emriyle üretir. Dayatmacı teklif, oyuncuları gerer ve bazen öngörülemez gerilimlere, belirsizliklere ve hatta toplumsal kutuplaşmalara zemin hazırlar. Kavga, hukuk ‘benim’ diyen ‘parmak gücü’ ile, özünde hukuku arayan ‘demokrasi’ arasındadır.”
CHP, muhalefet şerhinde uzun uzun yer verdiği bizim kısaltarak aldığımız bu alıntıların ardından söz konusu eleştirilerin, AK Parti ve MHP’li üyelerin imzalarıyla hazırlanan TBMM İçtüzük Değişikliği Teklifi için de güncel olduğunu söylüyor.
Teklifin, İçtüzüğü düzenlemekten öte, milletvekillerini hizaya getirme ve Meclis’i susturma amacı taşıdığını savunan CHP, “Meclis içi bir darbeyle karşı karşıyayız” diyor.
Muhalefet şerhinde CHP gibi 2001 yılında Anayasa Mahkemesi’ne yapılan İçtüzük değişikliğinin iptali başvurusundan alıntılara yer veren HDP de farklı düşünmüyor. HDP’ye göre amaç, 16 Nisan referandumu sonrası tesis edilmek istenen yeni sistemde, muhalefetsiz bir Meclis ve nihayet muhalefetsiz bir toplum yaratmak.
İktidar partisinin, muhalefette iken İçtüzükle ilgili söylediklerini hatırlatan bu iki şerhi ne kadar dikkate alacağını değişiklik teklifinin Genel Kurul görüşmelerinde izleyeceğiz. Pazartesi günü başlayacak görüşmelerin tüm hafta sürmesi ardından Meclis’in 1 Ekim’e kadar tatile girmesi bekleniyor.