İHD: Çocuklara koltuklarınızı değil özgür bir yaşam verin
İHD İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, 23 Nisan vesilesiyle çocukların sorunlarına dikkat çekti. Açıklamada çocukların yasal haklarının tehdit altında olduğu belirtildi.
DUVAR - İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Bayram törenlerinde devlet yöneticilerinin çocuklara önem verildiğini söylediği belirtilen açıklamada, "Belki yine 3-5 çocuğu koltuklarına oturtup büyükleri taklit ettirecekler ama o dakikalarda bile, çocuklukları yarım kalmış, yaşamlarını tehdit eden vahşi yaşam koşullarında hayatta kalma mücadelesi veren milyonlarca çocuğu değil, koltuklarını düşünecekler. 23 Nisan vesilesi ile bir kez daha; bu ikiyüzlü tutuma karşı devlete ve çocuklarının haklarına sahip çıkması gereken topluma, sorumluluklarını hatırlatıyor, çocuklar için bir gün değil 365 gün 6 saat bayram olsun istiyoruz" denildi.
Çocukların haklarının tehdit altında olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
ÇOCUKLARIN TÜM HAKLARI TEHDİT ALTINDA: Nüfusun 2020 yılı sonu itibariyle yüzde 27,2’sinin çocuk olduğu coğrafyamızda, tarafı olduğumuz BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşme ve belgelerin, Anayasa’nın ve Çocuk Koruma Kanunu’nun çocuğa sağladığı haklara ve devlete yüklediği sorumluluklara rağmen; çocukların yaşam haklarından eğitim haklarına tüm temel hakları ağır tehdit altında. Sokakta yaşayan çocuklar yanında, artan madde bağımlılığı da çocuklar için büyük bir tehdit durumunda. Yüzde 51,3’ü erkek, yüzde 48,7’si kız olmak üzere 22 milyon 750 bin 657 çocuğun, hak sahibi bireyler olarak kabul edilmemesi ve ortak sorunları yanında; cinsiyet, ekonomik durum, sosyal durum, kültür ve gelenekler, etnik kimlik, coğrafi bölge gibi içinde bulundukları değişik etkenler nedeniyle yaşadıkları sorunlar ve ağırlıkları farklılıklar gösteriyor.
ÇOCUKLARIN DEVLETİN BİLGİSİ DAHİLİNDE EVLENDİRİLDİĞİ İTİRAF EDİLİYOR: Açıklanan resmi istatistikler okullaşma oranının 2020 yılında ciddi bir artış gösterdiğini ve neredeyse eğitime erişim sorunu yaşanmadığını, kız çocukların okullaşma oranının erkek çocuklardan da fazla olduğunu söylese de, çocuk işçiliği ve çocuk evliliğine ilişkin resmi rakamlar ve sahadan yansıyan bilgiler bu bilgiyi doğrulamıyor. Kaldı ki Milli Eğitim Bakanlığı verileri de, ilk öğretim tamamlama oranını yüzde 95,9 , Ortaöğretim tamamlama oranını ise yüzde 70,3 olarak açıklamakla; çocukların yüzde 29,7’sinin ortaokuldan sonra okula gidemediğini, lise mezunu dahi olamadığını söylemektedir. Resmi evlenme istatistikleri; 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranını 2020 yılında yüzde 2,7 olarak açıklamakta, çocukların fiili evlendirmeler yanında devletin bilgisi ve izni dahilinde evlendirildiklerini itiraf etmektedir.
2020'DE 68 ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ: İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) 2020 yılı iş cinayetleri raporuna göre, 2020 yılında 14 yaş ve altı 22 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 46 çocuk/genç işçi hayatını kaybetti. DİSK Genel-İş'in "Türkiye’de Çocuk İşçi Olmak" adlı rapora göre; ülkede çalışan çocuk sayısı 2 milyona yaklaştı. Çocukların yüzde 78’i kayıt dışı çalıştırılıyor.” İş Kanunu’na göre 15 yaş altı çocukların çalıştırılması yasak olduğu için resmi veriler genel olarak 15-17 yaş çocukları kapsar şekilde verilmekle birlikte TÜİK’in kamuoyuna yansıyan son çocuk işçi istatistiğine göre de; “Türkiye'de 5-17 yaş arası tam 720 bin çocuk çalışıyor. 2020 yılı ocak ayı itibariyle… Çalışan çocukların yüzde 35,9'u ev geçindirmeye destek olmak için erken yaşta iş hayatına atıldığını söylüyor. Çalışan çocukların yüzde 79,7'sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken yüzde 15,9'unu 12-14 yaş grubundakiler, yüzde 4,4'ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturuyor.
SORUNLARI GÖRMEZDEN GELEREK BAYRAM KUTLAMASI YAPILIYOR: Çocuk istismarının ve çocuğa yönelik şiddetin önlenemediği, çocukların en kötü işlerde ve iş güvenliğinden yoksun koşullarda çalıştırıldığı, ağır yoksulluk yaşadığı, çatışma bölgelerinde yaşamını kaybettiği, koruyucu mekanizmaların oluşturulamadığı bugün, bu sorunları görmezden gelerek bayram kutlaması yapmak tüm bu olumsuzluklara katkı sunmak anlamına gelmektedir.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE GERİ DÖNÜLMELİ: Sadece 23 Nisan’ ın değil yılın 365 gün 6 saatin çocuk bayramı olması için yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ndeki anadil, etnik kimlik ve kültüre dair çekinceler kaldırılmalı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde ifade edilen tüm hakların çocuklar için kullanılabilir olmasını sağlamaya yönelik adımlar hızla atılmalı, can güvenliğine, eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe, özgür yaşama ve sağlıklı gelişime ulaşamayan tek bir çocuk kalmamalıdır. Çocuğu da şiddet ve istismara karşı koruyan İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli, etkin uygulanması sağlanmalıdır. Çocuklara yönelik her tür ayrımcılık engellenmeli, temel haklara erişimde eşitlik sağlanmalıdır.
ÇOCUK HAKLARI YASASI ÇIKARILMALI: Çocukların karşılaştığı tüm şiddet türleri ile mücadele etmek ve toplumsal bilinç oluşturmak için “Çocuklara Yönelik Her Tür Şiddeti Önleme Ulusal eylem Planı” çocuk ve insan hakları örgütlerinin de görüşleri alınarak ivedilikle hazırlanmalı, hayata geçirilmeli ve sivil denetime açık tutulmalıdır. Uluslararası standartların eksiksiz olarak iç hukuka yansıtılması için hızla mevzuat çalışması yapılmalı ve “Çocuk Hakları Temel Yasası” çerçevesinde bütünlüklü bir yasa çalışması yapılmalıdır. Çocuk İşçiliği ile etkin mücadele kararlılığı yasal olarak ortaya konulmalı ve denetimlerle süreç yakından izlenmelidir. (HABER MERKEZİ)