İHD Diyarbakır: Ekinci'nin yakınlarına işkence yapıldı
İHD Diyarbakır, 'dur ihtarı'na uymadığı iddiasıyla vurulan Mikail Ekinci’ye ilişkin raporunu açıkladı. Raporda, Ekinci ailesi fertlerine işkence yapıldığı yönünde kuvvetli şüpheler olduğu belirtildi.
DİYARBAKIR - İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Çermik’te dur ihtarına uymadığı iddiasıyla vurulan Mikail Ekinci’ye ilişkin raporu, İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun paylaştı.
Zeytun, soruşturmanın şeffaf yürütülmesini talep etti.
İHD TESPİT VE DEĞERLENDİRMELERİNİ RAPORLAŞTIRDI
Konuyla ilgili basın açıklamasında Zeytun, 3 Nisan tarihinde Diyarbakır ili Çermik ilçesine bağlı Aynalı (Bîstîn) kırsal mahallesinin Gulabaxça mezrasında, hakkında yakalama kararı bulunan Mikail Ekinci'nin 'dur ihtarı'na uymadığı iddiasıyla kolluk görevlilerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Zeytun, ayrıca kolluk görevlilerinin yaptığı baskın sırasında Ekinci ailesi fertlerine yönelik işkence, kötü muamele ve hakaret suçları işlendiği yönünde iddiaların bulunduğunu belirtti. Zeytun, raporun olayın gerçekleştiği yerde yapılan incelemeler, olayın mağdurları/müştekiler, görgü tanıkları ve Cumhuriyet Savcısı ile yapılan görüşmeler sonucunda hazırlandığını söyledi. Raporda, yaşanılan sorunlar ve çözüm önerileri ile ilgili İHD tarafından hazırlanan tespit ve değerlendirmeler yapıldı.
'300 KOLLUK GÖREVLİSİ İLE KÖYE BASKIN YAPILDI'
Zeytun, "Diyarbakır il Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı, içerisinde resmi üniformalı, kar maskeli kolluk personellerinin bulunduğu onlarca zırhlı araç ile içerisinde sivil giyimli personellerin bulunduğu yaklaşık 15 sivil araç; hakkında adli bir olaydan dolayı yakalama kararı bulunan Mikail Ekinci isimli yurttaşın yakalanması amacıyla Diyarbakır’ın Çermik ilçesine bağlı Aynalı (Bîstîn) kırsal mahallesinin Gulabaxça mezrasına 1 Nisan 2023 tarih, saat 07.00 sularında gitmiştir. Mağdur ve tanık beyanlarına göre köye gelen kolluk personeli sayısı 300 civarındadır" dedi.
Ekinci'nin yakınlarının yere yatırıldığını, hakarete ve kötü muameleye uğradığını belirten Zeytun, "Ekinci aile fertlerine karşı, kadın, yaşlı ve çocuk ayırt etmeksizin aşırı güç kullanmış, darp ve hakaretlerde bulunmuş ve evlerde aramalar gerçekleştirmişlerdir. Maktül yakınları/mağdurların anlatımlarına göre, evlerine gelen kolluk personelleri kendilerine uzun namlulu silahlar doğrultmuş, kendilerini darp etmiş, yüzü koyun bir biçimde zorla yere yatırmış ve uzun süre o şekilde bekletilmişlerdir. Yine mağdur beyanlarına göre, Mikail Ekşnci’nin ikametine gelen kolluk görevlileri, çalışmakta olan kameranın fişini çekmiş ve ilgili kısımları silmişlerdir. Öte yandan meydana gelen işkence ve kötü muamele eylemlerini telefonla kayıt altına almaya çalışan çocukların telefonlarını alıp, ilgili görüntü kayıtlarını sildikten sonra telefonları kırdıkları belirtilmiştir. Mağdur yakınları Mikail’in polis tarafından kovalanması esnasında drone hava araçlarının kullanıldığına şahit olduklarını, yine olay yerinde bir helikopterin bulunduğunu belirtmişlerdir" diye konuştu.
'SERBEST BIRAKILDILAR'
Mikail Ekinci'nin yaşam hakkının keyfi ve orantısız güç kullanılıp maktul hedef alınarak sırtına isabet eden silah mermisiyle ihlal edildiğini ifade eden Zeytun, şunları söyledi: "Kolluk görevlileri tarafından evlere yapılan baskın sırasında Ekinci ailesi fertlerine yönelik işkence, kötü muamele, tehdit ve hakarette bulunulduğu hususunda güçlü bir kanaat oluşmuştur. Söz konusu olayda somut delil niteliğindeki müşteki ve görgü tanıklarına ait beyanlar, görüntü ve telsiz kayıtları, kriminal rapor, ölü muayene ve otopsi raporu gibi verilerin bir bütünen incelenmeden ve kuvvetli suç şüphesinin varlığı göz ardı edilerek, sadece şüpheli kolluk görevlilerinin ifadelerine davet edilmek suretiyle başvurulmuş ve bununla yetinilmiştir.
Davet üzerine ifadeleri alınan kolluk görevlileri, haklarına herhangi bir tedbir kararına başvurulmaksızın serbest bırakılmışlardır. Bu durum, adli makamların adil ve hukuki bir işlem yapmadıkları ve yapamayacakları şüphesini görünür kılmıştır."
'SORUŞTURMA ŞEFFAF YÜRÜTÜLSÜN'
Yaşanan olayın iktidarın Kürtlere karşı güvenlikçi yaklaşımının bir sonucu olan cezasızlık politikasının bir ürünü olduğuna dikkat çeken Zeytun, raporda yer alan talepleri ise şöyle sıraladı:
- Olayda yer alan tüm kolluk görevlileri hakkında etkin ve şeffaf bir biçimde, Mikail Ekinci’nin öldürülmesi nedeni ile kasten insan öldürme; Ekinci aile üyelerine yapılan işkence, kötü muamele, hürriyetten yoksun kılma, tehdit ve hakarete maruz bırakıldıkları gerekçesi ile adli ve idari soruşturmanın yapılması, soruşturma sonucunun bütün detaylarının kamuoyuyla paylaşılması,
- Şüphelilerin kolluk personeli olduğu göz önünde bulundurularak; benzer soruşturma ve kovuşturmalarda kolluğun suç delillerini karartma gerçekliğini deneyimlemiş ve fail kolluk görevlilerinin cezasız bırakıldığının bilincinde olan bir hak kurumu olarak şüphelilerin tutuklanmaları ve ilgili kolluk güçleri hakkında idari soruşturma başlatılarak, görevden el çektirilmeleri,
- Olay yeri bilgilerinin ve delillerinin (Olaya ilişkin drone kayıtları, kolluk personellerine ait telsiz görüşme kayıtları, zırhlı ve güvenlik araçlarına ait kamera görüntü kayıtları, olay yerinde bulunan mermi kovanları, görgü tanıklarının beyanları) tespit edilmesi, toplanılması ve muhafaza edilmesi,
- Yaşanan bu durumda kolluk kuvvetlerinin 'devlet biziz' mantığıyla hareket ettikleri ve etkin bir adli ve idari soruşturma yürütülmeyeceğine dair olan cezasızlık sisteminden vazgeçilmesi,
- Türkiye’nin ulusal ve taraf olduğu uluslararası yükümlüklerine tam ve eksiksiz olarak uyması, bu konuda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin açık tavsiyelerine uyularak kolluk güçlerine tanınan geniş yetkilerin sınırlandırılması için mevzuat düzenlemesinin yapılması,
- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16. Maddesi'nin (ve başka mevzuatta yer alan aynı hükümlerin) ölümcül güç kullanımının sadece yaşamı korumak için mutlak suretle gerektiğinde son çare olarak kullanılmasına ilişkin ilgili uluslararası standartlarla uyumlu olmasının sağlanması önerilmektedir. (DUVAR)