İHD: Yapılanların OHAL hukukuyla ilgisi yok
İHD İstanbul Şubesi, derneklerin kapatılıp, belediyelere kayyım atanmasının, belediye başkanları ve avukatların gözaltına alınmasının OHAL ilanına yol açan darbe girişimiyle hiç bir ilgisinin olmadığını söyledi: "Hükümeti ve devleti, her kademedeki yetkililerle birlikte, bir an önce hukuk çerçevesine dönmeye çağırıyoruz."
DUVAR - İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, OHAL kararnameleriyle, derneklerin kapıtılarak yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Belediyelere kayyım atanarak belediye başkanlarının tutuklanmasını da eleştiren İHD, uyulamaların olağanüstü hal hukukuna da uygun olmadığını savundu. İHD, savunma hakkına getirilen kısıtlamalarla aövukatların gözaltına alınmasının da adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu kaydetti.
İHD İstanbul Şubesi'nde bu gün yapılan basın toplantısında dernek yöneticilerinden Zeynep Ceren Boztoprak'ın yaptığı açıklama özetle şöyle:
AVUKATLAR GÖZALTINA ALINDI: Türkiye’de sadece siyaset imkanları değil, her türlü sivil organizasyon birer birer yok ediliyor. Özellikle demokrasilerin en temel öğeleri arasında yer alan dernekler ve bunlar arasında da hak arama dernekleri hedef alınıyor. Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atama kararı ile gözaltına alınan Mardin Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ile Mardin Belediyesi Avukatı, Av. Mahmut Bingöl ve aralarında İHD Mardin Şubesi ve İHD Merkez Yönetim Kurulu yöneticilerinin de bulunduğu avukat arkadaşlarımız, Av. Seher Acay, Av. Ziya Bagi ve Av. Fevzi Adsız da gözaltına alınmıştır. Son olarak da Tutuklu Aileler ile Dayanışma Derneği (TUAD) Eş Başkanı Arif Yılmaz’ın tutuklandığı haberini aldık.
12 EYLÜL UYGULAMALARI BİLE AŞILDI: 11 Kasım’da İçişleri Bakanlığının 370 sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerinin üç aylığına durdurulduğunu ilan etmesinin ardından dernekler mühürlendi. 22 Kasım’da peş peşe çıkan iki olağanüstü hal KHK’si ile 375 sivil toplum örgütü kapatıldı. Bunlar arasında Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, Van Kadın Derneği ve İnsan Hakları Ortak Platformu üyesi de olan İnsan Hakları Araştırmaları Derneği de bulunuyor. Hak savunucularının oluşturduğu derneklerin yanı sıra yardımlaşma ve dayanışma dernekleriyle Kürtçe üzerine çalışan derneklerin de bu listelerde olduğunu belirtmek yerinde olacaktır. Yani devlet ÖHD ve ÇHD’yi kapatarak “Yargılama yaparken savunma istemiyorum” diyerek 12 Eylül uygulamalarını bile aşmaktadır. “Kürtlerin yardımlaşması, dayanışması beni rahatsız ediyor” diyerek, devlete itaat dışında hiçbir sivil ve politik davranışa izin vermeyeceğini ilan etmektedir.
OHAL HUKUKUYLA İLİŞKİSİ YOK: Devlet bu uygulamaları, ilan edilmiş olağanüstü hal adı altında, olağanüstü hal yasası çerçevesinde yaptığını ilan etmektedir. Oysa yakından bile değil, uzaktan bile bakıldığında uygulamaların OHAL hukukuyla hiçbir ilişkisi bulunmadığı görülmektedir. OHAL ilanına yol açan darbe girişimiyle hiçbir ilişkileri olmadığı gibi, her dönemde her tür darbenin karşısında yer almış ve alacağı kesin olan bu kuruluşların kapatılması, devletin darbe girişimini aydınlatma ve yenisini engelleme amacıyla ilan ettiği OHAL’i, tıpkı darbecilerin yapacağı gibi hiçbir hukukilik, orantılılık ve adil davranış ilkesine uymadan hareket etmiş gibidir. OHAL gerekçesiyle, Türkiye’nin hem iç hukukuna hem de uluslararası yükümlülüklerine uymayan haksızlıklar meşrulaştırılmaktadır. Türkiye bir an önce Anayasa, hukukun evrensel prensipleri ve imzaladığı uluslararası sözleşmelerin gereği olan hukuki normları uygulamaya dönmelidir. Aksi taktirde ağır hukuksuzluklar yoluyla ulaşılacağı zannedilen “huzur ve güven” ortamını ve demokratik kazanımlarını, yıllar yılı bulamayacak bir kargaşa ortamına sürüklenecektir.
ADLİ UYGULAMALAR DENETİME AÇILMALI: Kapatılan dernekler derhal açılmalıdır. Darbe girişiminde bulunanlara yönelik adli ve idari uygulamalar, tarafsız ve hukuk eksenli kişi ve kurumların denetimine açılarak hızlandırılmalıdır. Devlet, darbe bahanesiyle darbelerin asıl engeli olan sivil toplum kuruluşlarını ortadan kaldırmakla sadece hoşlanmadığı kişi ve kuruluşlara değil, devleti ve hükümeti destekleyen yurttaşlara da büyük kötülük yapmaktadır. Gözaltı ve tutukevi uygulamaları, insanlık onurunu çiğneyecek, işkencenin sistematikleşmesine yol açacak ciddi ve kasıtlı hataları içermektedir.
KAPATILAN DERNEKLER YENİDEN AÇILMALI: İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi olarak hükümeti ve devleti, her kademedeki yetkililerle birlikte, bir an önce hukuk çerçevesine dönmeye çağırıyoruz. Cezaevlerinin durumu vahimdir. Yargının durumu vahimdir ve savunma derneklerinin kapatılmasıyla daha da vahimleşmiştir. Toplumsal gerilim giderek yükselmekte, bu gerilimi düşürme görevi gören derneklerin kapatılmasıyla işler daha da kötüleşmektedir. Kapatılan dernek ve kuruluşlar derhal yeniden açılmalı, suçlamalar söz konusuysa açık ve adil yargılama yoluna gidilmelidir. OHAL uygulamasına son verilmelidir. Baskı ve hukuksuzlukla gidilecek yolun sonu, daha çok baskı ve hukuksuzluktan başka bir şey değildir. (HABER MERKEZİ)