İHD'den İzmir'de 'Barış Nöbeti' eylemi

İHD İzmir Şubesi, “Barış Nöbeti” eylemi başlattı. İHD Şube Başkanı Zafer İncin, tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için barış hakkı mücadelesini sürdüreceklerini vurguladı.

Abone ol

İZMİR - İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, dernek binasında “Barış nöbeti” eylemi başlattı.

Her ayın ilk cuma gününde gerçekleştirilecek nöbet eyleminin ilk gününde Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz ve Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER) üyesi Bahadır Altan ile çok sayıda kişi nöbete katıldı.

Nöbet eyleminin gerçekleştirildiği salona "Bu coğrafyanın barışa ihtiyacı var. Barış için nöbetteyiz" yazılı pankart asılırken, çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de nöbet eylemini ziyaret etti.

'HERKES FARKLI HERKES EŞİT'

Dört saat süren nöbetin ardından ise dernek üyeleri Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması düzenledi.

“Bu coğrafyanın barışa ihtiyacı var barış için nöbetteyiz” yazılı pankart taşınan açıklamada konuşan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, “İnsanlar arasındaki her türden eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. O nedenle, İHD olarak her şart altında ve dünyanın neresinde olursa olsun, barışın haklara ve özgürlüklere dayalı olarak sağlanabileceği düşüncesindeyiz” dedi.

Türkiye'nin etnik, dilsel, dinsel ve kültürel özellikleri bakımından çoğulcu bir dokuya sahip olduğuna dikkat çeken İncin, çoğulculuğun, İHD’nin “herkes farklı, herkes eşit” sloganında ifadesini bulduğunu söyledi.

'KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜMSÜZLÜK SÜREKLİ BASKI ORTAMI OLUŞTURMUŞTUR'

Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununu çözebilmesi için yeni barış sürecine ve çatışma çözümüne ihtiyacı olduğunu vurgulayan İncin, şöyle devam etti:

“Türkiye, Kürt sorunu gibi temel sorunlarını diyalog ve müzakereye dayalı çatışma çözüm yöntemleri kullanarak çözememiş bir ülkedir. Bu nedenle silahlı çatışmalar ülke içi ve ülke dışında devam etmektedir. Çatışma ve savaş ortamı ile birlikte genel baskı ortamında şiddetin öne çıkması ve beraberinde nefret dilinin zehrini akıtması kaçınılmaz olmuştur. Kadın cinayetlerinin önlenememesi, kadına yönelik taciz ve tecavüzün artması böylesi bir şiddet ortamı ile de izah edilebilir. Nefret saikı ile artan ırkçı saldırılarda ise yükseliş eğilimi devam etmektedir. Bu ortam asgari insani ve ahlaki kuralların işletilmesini rafa kaldırmış, mezarlıklara yapılan saldırılar artmış, insan cenazelerinin torbalarda ailelerine teslim edilmesi hukuksuzluğun yanı sıra vicdanları yaralamış, toplumsal barışa zarar vermiştir. Kürt sorununda çözümsüzlük, Türkiye’yi rejim değişikliğine getirmiş ve otoriter bir yönetim anlayışının yarattığı sürekli bir baskı ortamı oluşturmuştur.”

'BARIŞ HAKKI MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ'

Tüm olumsuzluklardan kurtulmanın ancak barışla mümkün olduğunu söyleyen İncin, “Kürt sorununun inkarından vazgeçilecek ve bu sorun kabul edilecektir. Hapishanelerdeki hasta mahpuslar ile tüm siyasi mahpuslar serbest bırakılacaktır. Siyasi ve toplumsal muhalefet üzerindeki her türden baskı ortadan kaldırılacak, ifade, örgütlenme ve toplanma hakkının önündeki engeller kaldırılacaktır. HDP’nin siyaset yapma hakkına saygı duyulacak, kapatma davasından vazgeçilecektir. Kayyımlar geri alınacak, seçilen belediye eşbaşkanları ve diğer seçilmişler serbest bırakılarak görevlerine iade edilecektir. Sonra sorunun tarafları diyalog kuracak ve tartışacaklar. Nasıl bir barış istiyoruz? Nasıl bir çözüm istiyoruz? Sonra da müzakere ile uzlaşı yolu bulacaklar. Bu süreçlere siyasal ve toplumsal kesimlerin katılması sağlanacaktır. Bu süreçlerin yasal güvencesi oluşturulacak, nihayetinde ise anlaşma ile anayasal ve yasal çözümler bulunacaktır” diye konuştu.

İncin, son olarak Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada barışın egemen olduğu bir yaşam için barış hakkı mücadelesini sürdüreceklerini vurguladı. (DUVAR)