İHD'den Kürt Dil Bayramı açıklaması: Bütün dillere özgürlük istemeye devam edeceğiz
İHD, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı açıklamasında, "Herkesin insan hak ve özgürlüklerinden eşitçe yararlanabilmesi için mücadele etmeye ve bütün dillere özgürlük istemeye devam edeceğiz" dedi.
DUVAR - İnsan Hakları Derneği (İHD), 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı nedeniyle yaptığı açıklamada, "Türkiye’de Türkçeden sonra en yaygın konuşulan dil Kürtçe olmasına rağmen resmi bir statüsünün olmaması, Kürt diline yönelik baskılar Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli biçimlerde devam etmiştir" denildi.
"İnsan hakları savunucuları olarak, herkesin kendi anadilini özgürce kullanma, kendi anadilinde eğitim görme hakkına sahip olması gerektiğini savunuyor ve bu konudaki engellemelerin karşısında durduğumuzu bir kez daha ifade ederek Kürt dil bayramını kutluyoruz" ifadelerinin kullanıldığı açıklama şöyle:
"1932 yılında Kürt dilinin alfabesini yazan Celadet Bedirxan ve dönemin Kürt aydınları tarafından Latin alfabesiyle çıkarılan Kürtçe dergi Hawar’ın ilk sayısının yayımlandığı 15 Mayıs tarihi, 2006 yılından beri Kürt Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır. 1943 yılına kadar ve toplam 57 sayı yayımlanan Hawar dergisinde Kürtçenin Kurmanci, Sorani ve Kırmancki lehçelerinde yazılar yer almıştır.
Her yıl bir öncekinden daha kitlesel ve coşkulu kutlanan Kürt dil bayramı kapsamındaki etkinlikler bu yıl 1 Haziran’a kadar sürecek. Birkaç gün öncesinden başlayan sokak şenlikleri, konserler, paneller, seminerler vb. etkinliklerde “Em her derê bikin dibistanên zimanên Kürdi-Her yeri Kürtçe okulu haline getirelim”, “Her dem Kurdî, her der Kurdî-Her zaman Kürtçe her yerde Kürtçe”, “Gerzimanê me tunebe em jî tunene-Dilimiz yoksa biz de yokuz” gibi sloganlar ve Kürtçenin resmi bir statüye kavuşması, Kürtçe eğitim ve öğretim talebi öne çıkıyor.
Bu etkinlikler zaman zaman çeşitli engellemelerle karşılaşmaktadır. Örneğin Kürt Dil Bayramı ile ilgili olarak Diyarbakır'da dernekler ve siyasi partilerin katıldığı kutlama etkinliğinde broşür dağıtmaları engellenmiş, Van’da çok sayıda sivil toplum örgütünün birlikte yapmak istediği yürüyüş engellenmeye çalışılmıştır.
'KÜRT DİLİNE BASKILAR CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA DEVAM ETTİ'
Türkiye’de Türkçeden sonra en yaygın konuşulan dil Kürtçe olmasına rağmen resmi bir statüsünün olmaması, Kürt diline yönelik baskılar Cumhuriyet tarihi boyunca çeşitli biçimlerde devam etmiştir.
Türkiye’nin çözüm bekleyen en temel sorunlarının başında gelen 'Kürt Sorununun' çözümü ve toplumsal barışın sağlanmasının en temel ilerleme araçlarından birisi kuşkusuz Kürt dili ve lehçelerinin kullanımı önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Yasal hiçbir güvencesi olmadan 2009 yılında Kürtçe yayına başlayan TRT 6 kanalı ve 2012 yılında başlatılan seçmeli ders uygulamaları milyonlarca Kürt yurttaşın anadil taleplerini karşılamaktan oldukça uzaktır.
Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de anadilinde eğitim talep edenlerin oranı % 90’ları aşmaktadır; bu sadece Kürtçe değil, Türkiye’de konuşulan Arapça, Rumca, Lazca, Ermenice, Süryanice, Gürcüce gibi dillerde de eğitim talebi olduğunu ortaya koymaktadır.
Dil hakları, çeşitli uluslararası insan hakları belgelerinde de korunan bir haktır. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, UNESCO Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşme, Türkiye’nin de içinde yer aldığı Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)’in taraf devletlere uymaları yönünde tavsiyelerde bulunduğu “Ulusal Azınlıkların Eğitim Haklarına İlişkin Lahey Tavsiyeleri”, “Ulusal Azınlıkların Dil Haklarına İlişkin Oslo Tavsiyeleri”, “Radyo ve Televizyon Yayınlarında Azınlık Dillerinin Kullanımına İlişkin Kılavuz” gibi uluslararası belgeler, uluslararası toplumun dil hakları konusunda uyması gereken standartları belirleyen belgelerdir.
'DİLLERE ÖZGÜRLÜK İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Irk, renk, cinsiyet, dil, din, etnik veya toplumsal köken vd. herhangi bir temelde ayrımcılığa uğramadan herkesin en temel insan hak ve özgürlüklerinden eşitçe yararlanabilmesi için mücadele etmeye ve bütün dillere özgürlük istemeye devam edeceğiz.
İnsan hakları savunucuları olarak, derneğimizin genel kurulunda kendi anadilinde, Kürtçe konuşma yaptığı için tutuklanıp yargılanan, daha sonra da katledilen üye ve yöneticimiz Vedat Aydın’ı Kürt Dil Bayramı’nda saygıyla anıyoruz.
Bizler insan hakları savunucuları olarak, herkesin kendi anadilini özgürce kullanma, kendi anadilinde eğitim görme hakkına sahip olması gerektiğini savunuyor ve bu konudaki engellemelerin karşısında durduğumuzu bir kez daha ifade ederek Kürt dil bayramını kutluyoruz."