İki karede iklim değişikliğinin korkunç yüzü

Sosyal medyada paylaşılan aynı yerde 15 yıl arayla çekilmiş iki fotoğraf iklim değişikliğinin korkunç boyutlarını gözler önünde serdi.

Abone ol

DUVAR - Çin, Pakistan, And Dağları bölgesi… Son haftalarda dünyanın pek çok farklı yerinden eriyen buzullar ve bunun trajik sonuçları hakkında haberler geldi. Avrupa'da da bir zamanlar buzla kaplı olan bazı dağlarda artık sadece çıplak kayalar göze çapıyor. İki yıl önce uzmanlar Alpler'deki Güney Schneeferner'i buzul kategorisinden çıkardı. İzlanda ise beş yıl önce ilk kez bir buzulu 'ölü' ilan etti. Buz kalınlığı 15 metreye düşen 700 yaşındaki Okjökull, artık bir buzul gibi ilerleyemeyecek kadar hafiflemişti.

DW Türkçe'nin aktardığına göre, yüksek sıcaklıklar İsviçre'deki Rhone Buzulu'nu da endişe verici boyutlarda etkiliyor. Bu yeni bir durum değil, ancak İngiliz bir çiftin sosyal medya platformu X'te paylaştıkları bir fotoğraf, trajedinin boyutlarını somut biçimde gözler önüne serdi. Helen ve Duncan Porter'ın aynı yerde farklı tarihlerde çekilmiş tatil fotoğrafları son günlerde dört milyondan fazla kez tıklandı. Söz konusu karelerden biri, Bristollu çiftin, Rhone Buzulu'ndaki manzara platformunda 2009'un ağustos ayında çekilmiş bir fotoğrafıyken diğer kare, bu yılın ağustos ayına ait.

15 YIL SONRA AYNI KARE, FARKLI ARKA PLAN

Her iki fotoğrafta da gülümseyen yüzleri görülse de İngiliz çift, arkalarındaki dağların durumu nedeniyle ikinci kare çekildiğinde ağlamaklı olmuş. The Guardian'ın haberine göre, nefes kesici manzarasını bir kez daha görmek için Porterlar, 15 yıl sonra bu yaz bir kez daha İsviçre'nin Valais kantonundaki Orta Alpler'e gitti. Ancak bu kez tamamen farklı bir manzarayla karşılaştılar: 2009'da muazzam buz tabakalarının güneşte ışıl ışıl parladığı yerde, şimdi arka planda yalnızca küçük grimsi bir buzul diliyle bir dağ gölü görülüyordu.

Duncan Porter, sosyal medyada hesabından yaptığı paylaşımda, bu manzara için "Yalan söyleyecek değilim, gerçekten beni ağlattı" diyor. Porter, bu acı gerçek yıllardır bilinmesine rağmen paylaşımının neden bu kadar etkileşim aldığını ise DW'ye şu sözlerle açıkladı: "İnsanlar gerçekten hikayelerle daha fazla özdeşlik kurabiliyor, özellikle de kişisel bir bağ varsa."

Rhone Nehri'nin kaynağındaki buzullar 19'uncu yüzyılın ortalarından bu yana yavaş yavaş eriyor. Bu durum başlangıçta daha önce yeryüzü atmosferinde 400 yıl boyunca daha düşük sıcaklıklara neden olan Küçük Buzul Çağı'nın sona ermesinden kaynaklanıyordu. Günümüzde ise buzul dili, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle hızla geri çekiliyor.

KÖTÜMSER TAHMİNLER

2008 yılında, Lozan ve Zürih'teki Federal Teknoloji Enstitüleri'nden bilim insanları, bir bilgisayar simülasyonu yardımıyla Rhone buzulunun yüzyılın sonuna kadar tamamen yok olabileceğini hesapladılar. Zürih'teki Hidrolik, Hidroloji ve Buzulbilimi Araştırma Enstitüsü'nden Matthias Huss 16 yıl önce "2060 yılına kadar Rhone buzulu hacminin yarısını kaybedecek ve 2100 yılına kadar buzulun sadece yüzde 5'i hala orada olacak" uyarısında bulunmuştu.

O zamanlar öngörülen üç senaryodan en kötüsü ise Rhone Buzulu'nun 2080'e kadar tamamen yok olabileceği tahmininde bulunuyordu. Alplerdeki diğer buzulları da benzer bir kaderin beklediği belirtiliyordu.

ÇÖZÜMÜN ANAHTARI KARBON EMİSYONLARINDA

Geleceğe dair öngörüler günümüzde de olumlu değil: Avrupa Birliği'nin finanse ettiği Copernicus İklim Değişikliği Servisi ve Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) nisan ayında yayınladıkları son ortak rapora göre 2023 yılı, hava durumu kayıtlarının tutulmaya başlamasından bu yana Avrupa'da yaşanan en sıcak ikinci yıl oldu. Bu da dağlardaki buz kütlelerini olumsuz etkiledi. İki kurumun ortak raporunda, '2022'deki rekor seviyede buz kaybının ardından Alplerde olağanüstü bir yılın daha yaşandığı' belirtildi. Bu iki yılda Orta Avrupa sıra dağlarındaki buzullar hacimlerinin yaklaşık yüzde 10'unu kaybetti.

Son yıllarda Rhone Buzulu'nun üzerini örterek en azından güneş ışınlarının etkisini azaltma çabaları ise biraz umutsuz görünüyor. ETH Zürih'ten buzulbilimci Daniel Farinotti, iklim değişikliğini kontrol altına almanın daha iyi sonuçlar vereceğine dikkat çekiyor. Farinotti, daha önce DW'ye verdiği demeçte "Aslında en fazla karbon emisyonları üzerinde etkimiz var. Bunun diğer teknik önlemlerden çok daha kolay olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı.

(ALINTI)