İkizdere'den Akbelen'e selam: 'Bir adım geri atmayın'

İkizdere'de direnen köylüler Akbelen'de direnenlere "Elinden gelene kadar sopalarla onları geri püskürtsünler. Bunları arazilerine ormanlarına sokmasınlar. Biz yandık, kimse yanmasın" dediler.

RİZE - Rize'nin İkizdere ilçesinde 2021 yılında yapımına başlanan taş ocağına karşı direnen köylüler, Muğla Milas'taki Akbelen Ormanı'nın kömür için kesilmesine karşı direnenlere destek mesajı verdi.

Cengiz İnşaat, Nisan 2021'de İyidere'deki lojistik merkez ve liman projesinin taş ihtiyacını karşılamak için, İşkencedere Vadisi'ne girmeye çalıştı. Taş ocağına karşı çıkan İkizdere köylüleri direnişe geçti. 8 ay süren direniş sonunda acele kamulaştırma kararının çıkması ile kolluk kuvvetlerinin yoğun müdahalesi sonucu köylüler alandan çıkarıldı ve bölge şirkete teslim edildi. Yaklaşık 2 yıldır bölgede işleyen taş ocağı sebebiyle İkizdere'nin daha önce yemyeşil olan İşkencedere Vadisi, şimdilerde toz ve duman içinde bir şantiye alanına döndü.

AYŞE BAŞ: TOZDAN YAZ GÜNÜ EVDEN ÇIKAMIYORUZ

Verilen bütün mücadeleye rağmen, ormanlarını, derelerini ve doğasını kaybeden İkizdere köylüleri yaşam haklarının ellerinden alındığını söyledi. Atılan dinamitlerden dolayı taş ocağının yakınındaki evlerinin zarar gördüğünü söyleyen İkizdereliler, oluşan toz sebebiyle de yaz günü evden çıkamadıklarını dile getirdiler.

Maden sahasının yakınındaki Cevizlik köyünde yaşayan Ayşe Baş, taş ocağını durdurmak için çok uğraştıklarını fakat başaramadıklarını söyledi. "Dinamitten evimizi kurtaramıyoruz. Evde sobanın üstündeki çaydanlık yere düşüyor" diyen Baş, şöyle devam etti: "Bazen dinamitin şiddetinden eve çıkamıyoruz. Evin etrafına döktüğümüz betonlar yıkıldı. Kış için odun yapmaya ormana gidemiyoruz. İnşallah bunlar tezden gider de bu yaştan sonra 2 gün görürüz. Bunlar girdiği yerden çıkmıyor. Taş ocağı yüzünden bu sıcakta evde duruyoruz. Camı, tozdan sesten açamıyoruz. Gece sabaha kadar çalışıyorlar. Ürünlerimiz tozdan yetişmiyor. Lahanamız, mısırımız her şeyimiz etkilendi."

'AKBELEN'E GİRMEK İSTEYENLERİ GERİ PÜSKÜRTSÜNLER'

Akbelen'de direnenleri takip ettiğini belirten Baş, mücadeleyi bırakmama çağrısı yaparak şu sözleri kullandı: "Ellerinden gelene kadar sopalarla onları geri püskürtsünler. Bizim üzerimize kepçeyle taş döktüler, kaçmadık. Ne olsa yaptık. Dozerlerini haftalarca durdurduk. Bize biber gazı bastılar. Gelen askerle bütün orman yollarını kestiler. Onlar askeriyeyi önümüze koymasalar bizle baş edemezlerdi. Bunları arazilerine, ormanlarına sokmasınlar. Biz yandık, kimse yanmasın."

FATMA BAŞ: YAŞAMA HAKKI TANIMIYORLAR

Maden sahasının girişinde yaşayanlardan Fatma Baş ise taş ocağının hayatlarını zehir ettiğini dile getirdi. Taş ocağı sebebiyle sularının çamur aktığını, toz ve dumanın içinde yaşadıklarını belirten Fatma Baş, "Akşamdan beri sularımız çamur akıyor. Toz dumanın içinde yaşıyoruz. Çamaşırımızı beyaz atıyoruz, siyah çıkıyor. Bu yaşamak mıdır? Her taraf taş ocağı oldu. İnsanlara yaşama hakkı tanımıyorlar. Taş ocağı yaparak buradaki insanların hayatını ipotek aldılar. Sen yaşa öl, önemli değil onlar için. Birileri para kazansın 'Ayşe çekmiş, Dursun çekmiş' kimin umurunda" dedi.

Taş ocağı direnişinde jandarmanın kendilerinden yana olmak yerine taş ocağından yana olduğunu dile getiren Fatma Baş, "Eskiden biz ormana gidip ağaç kesemezdik, jandarma bizden korurdu ormanı. Şimdi jandarma onları koruyor, ormanı kesmeleri için. Evimiz her gün deprem olur gibi sallanıyor. Bütün ürünlerimizin kalitesi düştü. Eskiden bahçeden bir şey aldığımda yıkamaya gerek duymazdım. Derenin içinde yaşıyoruz susuzluk çekiyoruz. Yaşamımızı elimizden aldılar" ifadelerini kullandı.

Fatma Baş, Akbelen'deki direnişin kendisini çok duygulandırdığını belirterek şu sözleri kullandı: "Allah Akbelen'dekilere yardım etsin. Ben onları izleyince ağlıyorum. Ormanlar yok ediliyor, çocukların geleceği yok ediliyor. Eskiden burada nem olmazdı, taş ocağından beri nem oluyor, çöl sıcağı gibi oldu buraları. Cennetimizi cehennem ettiler."

DURSUN BAŞ: ARILARIM KOVANLARI TERK ETTİ

Taş ocağı direnişinde göz altına alınan Dursun Baş da maden ile hayatlarının tamamen değiştiğini söyledi. Yaşam alanlarının ellerinden alındığını ifade eden Dursun Baş, "Taş ocağı öncesine göre hayatımızın her şeyi değişti. Nefes alışımız değişti, uykumuz değişti. Toz, duman gürültü... Doğaya yapılabilecek her kötülük buraya yapıldı. 15 kovan arım vardı, 1 ay içerisinde ses ve toz yüzünden kovanları terk ettiler. Akbelen'deki köylülerin mücadelesi, mücadelemizdir. Mücadeleden hiç vazgeçmesinler. Sakın kendilerini bırakmasınlar, maddi olarak sermayeye sığınmasınlar" sözlerine yer verdi.

2 bin 700 yıldır dönüyor: 40 değirmenden 1'i çalışıyor Munzur’da tenbûr atölyesi: Dünyanın dört bir yanından katılımcı geldi Büyükşehirden Küçükkumla'ya: Artık sadece yazlık değil Gündüz terzi, gece dansçı Van’daki saklı cennet: Çarpanak Antakya'da sokak röportajı: 'Oy moy yok'