İklim değişikliği göçe zorlayacak

DUVAR - Science dergisi için yapılmış olan bir araştırmaya göre iklim değişikliğinde mevcut durum devam ederse Avrupa kıtasını şimdikinden çok daha büyük bir göç dalgası bekliyor.  Araştırmaya göre diğer sosyo politik faktörler gözardı edildiğinde bile yüzyılın sonunda AB ülkelerine göç etmek isteyen insan saysı üçe katlanacak.

GÖÇ DALGASINDA ARTIŞ BEKLENTİSİ YÜZDE 188

AB Ortak Araştırmalar Merkezi ve  ABD Enerji Bakanlığı tarafından fonlanan ve Columbia Üniversitesi tarafından yürütülen  araştırmada 2000 ve 2014 yılları arasında 103 ülkeden yapılmış olan  ortalama 350 bin başvuruyu inceledi. Özellikle Asya ve Afrika ülkelerinde iç karışıklıklar ve savaşlar sebebiyle halihazırda oturum izni başvurularında yüzde 28 (yılda 98 bin) artış bekleniyor.  İncelenen başvurular içinde  iklim ve hava koşullarının olan ve iklim değişikliğinin geleceği kurgulanırken kullanılan senaryo modellerinden biri olan  kullanılan Temsili Konsantrasyon Rotaları (RCP) kullanılarak eğer kürsel ısınmadaki artış seviyeşeri 2,6 ila 4,8 derece arasında seyretmeye devam ederse Avrupa'ya göç talebinde yüzde 188'lik (yılda 660 bin) bir artış bekleniyor.

Araştırmayı The Guardian'a değerlendiren London School of Economics bünyesinde Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırmaları Enstitüsü İletişim Direktörü Bob Ward, siyaset yappıcıların bu anlaşmayı ciddiye alması gerektiğini, deniz seviyelerinin yükselmesinin ve hava koşullarındaki ekstrem değişikliklerin milyonlarca, hatta milyarlarca kişinin göç etmesine sebep olacağını ifade etti. İklim değişiliğiyle ilgili yapılan ekonomik modellemelerde genellikle göç değişkeninin dışlandığını söyleyen Ward insanlık tarihinde böylesi göç dalgalarının yıkıcı savaşlara da sebep olduğunu hatırlattı.

Greenpeace tarafından 2017 yılının Mayıs ayında yapılmış olan İklim Değişikliği Göç ve Yerinden Olma başlıklı rapora göre sadece 2015 yılında 27,8 milyon kişi yerinden oldu. 113 ülkede 19,2 milyon insan doğal afetlere bağlı gerekçelerle yüzünden, 28 ülkeden 8,6 milyon kişi de  savaş ve çatışmalar sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kaldı. Dünyada doğal afetler yüzünden çok göç veren bölgeler Doğu Asya ve Pasifik (yüzde 43) Güney Asya (yüzde 41) Latin Amerika ve Karayipler (yüzde 7,8) Sahra altı Afrika (yüzde 5,7)  olarak sıralanıyor. 2008 ve 2015 yılları arasında 31, 1 milyon kişi jeofiziksel afetler (volkanik faaliyet ve depremler), 110 milyon kişi sel, 60,2 milyon kişi fırtınalar, 960 bin kişi aşırı sıcaklar, 704 bin kişi torak kayması ve 362 bin kişi orman yangınları sebebiyle göç etmek zorunda kaldı.

Çin dünyanın en büyük karbon pazarını yaratacak

Çin, gezegeni en çok kirleten ülkeler arasında birinci sırada anılıyor. Dünyadaki bütün ülkelerden daha fazla kömür  yakıyor ve insan kaynaklı sera gazı salımlarının yüzde 25'inden fazlasından sorumlu. Bütün bu özelliklere sahip olan Çin ülkenin içinde büyük bir karbon ticareti pazarı oluşturarak havayı temizlemeyi vadediyor.

AL GORE: BU BİR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEVRİMİ

Çin'de, başta kömür olmak üzere,  fosil yakıt kullanan kuruluşlar dışarıya saldıkları karbon için para ödemek zorunda kalacaklar. Dünyanın diğer ülkelerinde karbon ticareti  borsa için bir  alt ve üst limit (cap and trade) belirleyerek yapılıyor. Limitin üstüne çıkanlar sınırı aşmamış kurumlardan (şirketler, enerji kuruluşları,vs) karbon satın almak zorunda kalıyorlar. Uluslararsı Çevre Savunma Fonu Çin'de sadece enerji sektörünün yılda  3,3 milyar ton karbon saldığını söylüyor. Avrupa'nın toplam ticaret ağı ise aşağı yukarı 2 milyar tonluk bir birikime sahip. Bu arada Çin'in büyük bir patlama yapan otomotiv sektörü, çelik üretim fabrikasları ve çimento fabrikaları da yüksek oranda karbon salan sektörler olarak biliniyor. Bu yüzden Çin devletinin dünyanın en büyük karbon pazarını yaratmakta ne kadar başarılı olabileceği konusunda şüpheler var. Buna rağmen New York Times'a konuşan ABD eski başkan yardımcısı  ve çevre aktivisti Al Gore Çin'in büyük bir sürdürülebilirlik devriminin arifesinde olduğunu söylüyor.

Çin Komünist Partisi, Ekim ayında düzenlediği kongresinde 14 temel prensip açıklamıştı. bu prensiplerden bir tanesi de  "Doğa ve insan arasındaki uyumun sağlama alınması"ydı. Çin Komünist Partisi aynı zamanda 2035 yılında mavi bir gökyüzüne kavuşmayı vadetmişti. Çin 2020 yılı için hane başı garı safi hasılada 2005 rakamlarıyla karşılaştırıldığında sera gazı salımlarında yüzde 40-45 düşüş, fosil yakıt olmayan enerji kaynaklarında yüzde 15 artış  vadetmişti. 2016 yılında Çin orman örtüsünde 2,68 milyar metreküp artış gerçekleştirdi. Bu Çin'in ormanlaştırmada Paris hedeflerini aşması anlamına geliyordu.