İktidar Erbil, muhalefet Süleymaniye

Irak'ın Kürt bölgesinde referandum öncesi Erbil iktidarı, Süleymaniye muhalefeti temsil ediyor. İşsizlik, ekonomik kriz ve göç ortak sorunlar arasında sayılıyor.

Abone ol

DUVAR - Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) en büyük şehirleri arasında yer alan Erbil ve Süleymaniye 25 Eylül'de gerçekleşecek olan referandum öncesinde birbirinden epey farklı iki profil çiziyor  IKBY'nin siyasi ve bölgedeki bütün kurumsal yapının başkenti olan Erbil (Hewler) sokaklarını IKBY Başkanı Mesud Barzani'nin devasa resimleri süslüyor. Erbil ile Süleymaniye arasındaki yolun bir kısmında Mesud Barzani'nin ve Irak Kürtleri'nin bir diğer önemli sembol ismi, Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) lideri Celal Talabani'nin fotoğrafları göze çarpıyor.

Süleymaniye'ye yaklaştıkça yan yana asılı iki resmin yerini, sadece sağlık sorunları nedeniyle bir süredir aktif siyasetten uzak olan Talabani'nin resimleri alıyor. Süleymaniye içinde de Erbil'in aksine merkezi binaların göze çarpan cephelerinde, orta refüjlerde ve reklam panolarında Talabani var.

Günümüzde Erbil IKBY'nin başkenti ise Süleymaniye'ye, "başkente muhalif olanların merkezi" olarak anılıyor. İç politik tartışmalar çoğunlukla iktidar Erbil-muhalefet Süleymaniye arasında sürüyor.

Türkiye sınırında yer alan Erbil ile İran'a sınır Süleymaniye'nin dış politikaları ve ittifakları da tamamen farklı.

Süleymaniye Erbil'i "Türkiye'ye fazla yakın durmakla" suçlarken, Erbil de Süleymaniye'yi "İran'ın baş müttefiki olmakla" itham ediyor.

Süleymaniye ve Erbil'de seyyar dövizcilere rastlamak da mümkün

İran ve Türkiye'nin, Irak dahil bölgede nüfuz kavgası yaptığı düşünüldüğünde, Erbil ve Süleymaniye'nin dış politikaları, iç politik kavgalara, petrol anlaşmalarına ve hatta referandumdan sonraki döneme dair tartışmalara kadar sirayet ediyor. Süleymaniye ve Erbil'de döviz bürolarının yanı sıra seyyar dövizciler de yaygın. Irak dinarı'nın yanı sıra dolar ile alışveriş yapılan bölgede, kur sabit seyrediyor.

GORAN: BAĞDAT'LA İLİŞKİLER GÖZETİLMELİ

Bu siyaset farklılığı ve fikir ayrılığı bölgede 25 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumu öncesi iyice belirginleşti. Merkezi Süleymaniye'de olan Goran (Değişim Hareketi), referandum sürecinde Bağdat ile ilişkilerin gözetilmesini savunurken, Erbil merkezli siyasi çevreler her ne kadar Bağdat'a müzakere heyeti gönderilse de, "Bağdat hükümetinin tavrı ne olursa olsun, referanduma gitmekte ısrarlı."

Mesela Süleymaniye ve Kerkük girişinde IKBY ve Irak bayrakları birlikte asılıyken Erbil girişindeki Irak bayrağı bir süredir yok.

ORTAK DERTLER EKONOMİK KRİZ, GÖÇ VE İŞSİZLİK

Bütün fikir ayrılıklarına rağmen fikir ayrılıklarına rağmen iki kent de bölgenin ortak sorunları bulunuyor… Erbil-Ankara arasında yapılan petrol anlaşmasının ardından Bağdat hükümetinin IKBY bütçesini kesmesi, IŞİD ile savaşın yarattığı savaş bütçesi ve mülteciler gibi faktörlerle giderek büyüyen ekonomik kriz bütün taraflar için en önemli sorunlardan biri olarak öne çıkıyor .

Süleymaniye merkezli siyasi çevreler petrol anlaşmasının IKBY'nin çıkarına olmadığını öne sürüp iktidarı suçluyor. Erbil ise "anlaşma imzalandığında KYB ve Goran'ın da hükümet ortağı olduğunu, anlaşmanın bütün detaylarına vakıf olduklarını" savunuyor. Karşılıklı suçlamalar bir tarafa konulduğunda ekonomik kriz, maaşların düzenli ödenememesi, işsizlik, özellikle genç kesimin başka ülkelere göçü gibi sorunlar iki şehirde de devam ediyor.

Ekonomik kriz olsa da birçok kişinin ev ve araç sahibi olması göze çarpıyor. Hatta bazı evlerin önünde 2-3 araç görmek de mümkün. Bu tezatın, zamanında Bağdat'tan gelen bütçenin artırılması için birçok kişinin memur olarak gösterilmesi nedeniyle ortaya çıktığı öne sürülüyor. Merkezi bir sistem oluşturulup aynı anda 3-4 yerden maaş alanların belirlenmesi için çalışmalar sürüyor.

IKBY'nin tamamının ekonomisinin petrole dayalı olması ise bütün kesimlerin dile getirdiği bir başka sorun.Marketlerde yumurtadan süte birçok tüketim ürünü Türkiye veya İran menşeili. Nispeten zengin muhitlerde Avrupa malları da göze çarpıyor.

Bağımsızlık referandumunun ertelenmesini isteyenlerin endişelerinden biri de "Türkiye ve İran ekonomik yaptırıma gider veya sınırları kısa süreliğine de olsa kapatırsa…" sorusu…

Son yıllarda entegre süt tesisi, kablo ve çimento fabrikaları kurulmaya başlanmış ancak bunların özel girişimler olduğu belirtiliyor.

Tüketimin ithalata bağımlı olması fiyatları da etkiliyor. İstanbul'dan daha pahalı olan Erbil ve Süleymaniye'de çarşı-pazar fiyat denetimleri de yok. Türkçe etiketi çıkarılmamış ve üstünde 60 TL yazan bir pantolonun 60 dolardan satışa sunulması şaşırtıcı değil. Türkiye'yi de yakından tanıyan Erbilli iş adamı Omed Harky, "geniş çaplı üretim anlayışının ve planının henüz olmadığını" söylüyor ve nedenini şöyle açıklıyor; "Yönetimdekilerin çoğu Peşmerge kökenli. İdari yapıları kurup uzun vadeli sivil planlar hazırlayabilecek bürokrat sınıfı yeni yeni yetişiyor."

Erbil, Süleymaniye ve Duhok, saldırı riski yaşasa da, Irak içindeki IŞİD varlığına rağmen güvenli kalabildi.

Musul'un kurtarılmasının ardından 'IŞİD militanlarının ve örgüte yardım edenlerin bölgeye sızmaması amacıyla' şehirlerin girişindeki kontrol noktalarında tedbirler sıkılaştırılmış ancak genel olarak şehir merkezlerinde savaşı çağrıştıran belirgin iz yok.

Erbil'de valilikten ağır silah için ruhsat almaya çalışanlar ve kadınların giremediği silah pazarındaki yoğunluk düşünüldüğünde silahlanma yarışı da göze çarpıyor.

Siyasi ve diplomatik konuları bir tarafa koyarsak IKBY, ve özelinde Erbil ile Süleymaniye yeni yeni dışarı açılan, barlarında Ankara'nın Bağları'ndan sonra Rammstein dinleterek kültür şoku yaşatabilen kentler olarak ön plana çıkıyor. Farklı bir yer olan Süleymaniye'de ise Real Madrid ve Barcelona fanatikleri birbirlerini öldürebiliyor. (Hediye Levent/BBC Türkçe)