Cumhur İttifakı kulislerinde Yeniden Refah’ın son seçimde Cumhur İttifakı’nda yer alması ile ulaştığı güce muhalefet tarafında yer alarak ulaşamayacağı değerlendirmesi yapılıyor. Ancak bu seçim aynı zamanda Yeniden Refah’ı bir ‘güç’ haline getiren konu başlıklarının toplum nezdindeki etkisinin ne kadar devam ettiğinin de test edilmesine sahne olacak gibi görünüyor.
Seçimin merkezi İstanbul, İstanbul seçiminin merkezi ise DEM ve Yeniden Refah! Siyasetteki son rüzgarlar meseleyi kısaca böyle tarif edilebilecek hale getirmiş görünüyor. Elbette bu tarif, 20 Şubat itibariyle, yani seçime katılımlar ve adaylıklar kesinleşince değişecek, taşlar artık yerine oturmuş olacak. Bu durumu değiştirebilecek tek alternatif seçimden çekilme gibi kararlar olabilir. Ancak özellikle genel seçimden bu yana yeniden var olma mücadelesi veren muhalefet partileri tarafı için bu olasılık pek mümkün görünmüyor.
***
İktidar tarafında ise tek soru işareti Yeniden Refah’ın durumu gibi... İstanbul Sözleşmesi, aşı karşıtlığı gibi meselelerde Erbakan geleneğinden gelen diğer partilerde görülmeyen bir ‘netlikte’ konuşarak başladığı siyasette Yeniden Refah son genel seçimdeki performansı ile 1.5 milyon seçmenin oyunu alarak yüzde 3’e varan bir oran yakaladı. Bu oyun 300 binden fazlasını ise İstanbul’da aldı. 2019 Yerel Seçimleri’nde Ekrem İmamoğlu’nun ilk seçimi 13 bin oy gibi bir farkla kazandığı, tekrarlanan seçimde ise farkın 800 bin olduğu düşünüldüğünde bu sayı önemli görünüyor.
Peki iktidar kendisi açısından riskli görünen bu konuda ne düşünüyor?
***
Cumhur İttifakı kulislerinde bu konuda öne çıkan değerlendirme, Yeniden Refah’ın başarısına tek yönlü bakıldığı şeklinde. Yani Yeniden Refah’ın son seçimde Cumhur İttifakı’nda yer alması ile ulaştığı güce muhalefet tarafında yer alarak ulaşamayacağı değerlendirmesi yapılıyor. Buna göre İttifaktaki diğer partilere oy vermek istemeyen ama muhalefete de gitmeyen seçmenin genel seçimde yine İttifak içinde kalarak Yeniden Refah’ı tercih ettiği düşünülüyor. Dolayısıyla Yeniden Refah iktidar bloku dışında bir durumdayken bu güce ulaşmasının zor olduğu fikri hakim.
Meseleyi dünkü Politik Duvar yayınında Nergis Demirkaya ve Ertan Aksoy’la değerlendirmiştik.
Ancak şu ilaveyi de yapalım: Bu seçim aynı zamanda Yeniden Refah’ı bir ‘güç’ haline getiren konu başlıklarının toplum nezdindeki etkisinin ne kadar devam ettiğinin de -en azından yerel seçim platformunda- test edilmesine sahne olacak gibi görünüyor. Ve Yeniden Refah’ın geleceğine dair de önemli bir test olacak tabii…
Gazete Duvar’ın 300 bin izleyicisi…
İnternetin gazeteciliğin önünde açtığı yeni olanakların yarattığı kapıları açmaya devam ediyoruz. Artık sadece YouTube’da Gazete Duvar izleyen 300 binden fazla takipçimiz var. Yazılı bir internet haber sitesi olarak yayına başlayan Gazete Duvar’ın bu mecrada böyle bir izleyici kitlesine ulaşabilmesindeki temel faktör ise şaşırtıcı değil: Halkın haber alma hakkı! Daha doğrusu halkın bu hakkına sahip çıkması…
Gazete Duvar’ın 8 yıla yaklaşan zamanda yazılı haber ve yorumlarıyla sağladığı okuyucu ilgisinin YouTube’da tekrarlanıyor olması da bu durumun en net göstergesi. Ülkemizdeki mevcut koşullarda doğru ve hızlı habere ulaşma ihtiyacının yakın dönemde en acı şekilde ortaya çıktığı olay şüphesiz ki bir yıl önce yaşadığımız Maraş merkezli depremlerdi. 11 ilde büyük yıkıma ve on binlerce can kaybına yol açan bu büyük felaketin ardından günlerce yaptığımız canlı yayınlara gösterdiğiniz ilgi, olayın merkezinden iletilen güvenilir bilgiye görüntülü haber alanında da büyük bir ihtiyaç bulunduğunu kanıtladı. Mevcut medya düzeni içerisindeki en yakıcı sorun bu çünkü: Güvenilirlik!
Benzer bir süreci 2023 seçimlerinde de yaşadık ve şimdi yine sonuçları merakla beklenen bir seçime doğru gidiyoruz.
Doğru, teyit edilmiş ve hızlı haber için her mecrada ilginizin karşılığını vermeyi hedefleyen Gazete Duvar, kadrosunu genişletmek ve haber çeşitliliğini zenginleştirmek için Patreon ve YouTube'dan desteğinizi bekliyor.
Başta Sosyal Medya Koordinatörümüz Duygu Köseoğlu olmak üzere, YouTube kanalımız için çalışmış ve çalışan bütün arkadaşlarımıza emekleri için teşekkür ederiz…
Enkaz… Kayıp… Yas…
Eren Güvendik ve Burak Karaman arkadaşlarımızın 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü nedeniyle Maraş, Hatay ve Adıyaman’da yaptıkları çekimlerle hazırlanan ‘İki Taşın Arası’ belgeseli aradan geçen süre boyunca bölgede yaşananların yeniden gündeme gelmesini sağladı.
Enkaz, Kayıp ve Yas adlarını taşıyan üç bölümden oluşan ‘İki Taşın Arası’ ile bir kez daha gördük ki:
İktidarlar değişse, yıllar geçse, yeni yasalar çıksa da ‘insan’ merkezli olmayan her karar insanı vuruyor.
Deprem bölgesindeki kayıplarımızın yarattığı boşluk o kadar büyük ki, buna yol açanlar hangi mevkide olurlarsa olsunlar yarın en çok bu sorumlulukları ile anılacaklar.
Halkın en zor anında kendisinden başka yardımına gelebilecek ilk yer yine kendisi! Türkçe, Kürtçe, Arapça… Hangi dilde anlatılırsa anlatılsın halkların acısı büyük çünkü ve yaralarını yine kendisi sarmak zorunda bırakıldı. Ve aradan geçen sürede bu konuda da değişen bir şey olmamış. Maalesef…