Çalışarak en yüksek kazancı elde eden kesimler arasında bu ölçüde bir uzaklaşma, iktidarın 22 yıl boyunca görmediği bir durum. Asıl büyük kaybı da bu gibi görünüyor. “Önümüzde seçimsiz 4 yıl var, çalışır toparlarız” deniliyor ya hani, o ‘toparlama’nın mümkün olup olmayacağının da kilit noktası burası.
Yerel seçimlerin ardından iktidarın ne kadar ağır bir yenilgi yaşadığını ve muhalefetin –tabii asıl olarak CHP’nin- kendisinin de beklentisinin üzerinde bir zafer kazandığını gösteren veriler ortaya çıktı:
- 85 milyon 327 bin kişinin yaşadığı Türkiye’de bu nüfusun yüzde 73.59’unu yerelde muhalefet yönetecek. 35 il merkezinde kazanan CHP, tek başına 53 milyonun yerel yönetimdeki iktidar partisi oldu. Neredeyse nüfusun üçte ikisinin…
- 255 milyar 441 milyon dolar ihracat geliri elde eden Türkiye’de CHP’nin kazandığı illerin payı 203 milyar 254 milyon dolar. Toplamın nerdeyse yüzde 80’ine varan bir pay…
- İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin, Aydın, Muğla, Eskişehir gibi ülkenin ihracat ve turizm gelirlerinde büyük pay sahibi olan illerin yanına bu seçimde 2019’da az farkla kaybedilen Bursa’daki, ‘sürpriz’ sayılabilecek sonuçlarla Balıkesir, Manisa ve Denizli’deki CHP yerel iktidarları eklendi.
- Sanayi üretiminin ilk beşini oluşturan İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Adana’dan sadece Kocaeli, Cumhur İttifakı adayı tarafından kazanıldı. Ancak orada da dikkat çeken bir tablo var. 2019 yerel seçimlerinde Kocaeli’de katılım oranı yüzde 85,25’ti, 31 Mart’ta ise on puana yakın düşerek yüzde 76,42 oldu. 2019’da seçimi Cumhur İttifakı adayı Tahir Büyükakın, 610 bin 350 oyla ve yüzde 55,57’lik oranla kazanırken, 31 Mart’ta oyu 514 bin 672’ye ve yüzde 45,83’e düştü. 2019’da Millet İttifakı adayı 359 bin 10 oy alırken 31 Mart’ta sadece CHP adayı 325 bin oyla neredeyse tek başına ittifak oyuna ulaşmış durumda. Üçüncü sıradaki Yeniden Refah adayının oyu 85 bin, dördüncü sıradaki İYİ Parti adayının oyu 56 bin.
***
“Yerel seçim sonuçta yerel seçimdir, genel seçim gibi değerlendirilemez” denebilir. Ki diyenler var zaten. Ancak ülke genelinde bu son seçimin birincisinin -47 yıl sonra- CHP olması kadar önemlidir yukarıda aktardığımız veriler.
Çünkü ‘sonuçta yerel seçimdir’ desek bile tüm bu verilere göre:
Türkiye’de üretimin ve istihdamın, özellikle de sanayi istihdamının ana gövdesinin yaşadığı şehirlerde insanlar ulaşım, deprem, sosyal yardım, altyapı gibi günlük hayatlarını doğrudan etkileyen hemen her alanda işleri artık CHP’nin yürütmesini istiyor! Üstelik İstanbul ve Ankara gibi merkezlerde geçen dönem merkezi hükümetle yaşanan ‘engelleme’ gerilimlerine rağmen…
Yani geçtik işsizleri, ev kadınlarını, öğrencileri, asgari ücretlileri, -seçimden önce çok konuşulan- emeklileri, sanayi ve hizmet istihdamında en yüksek maaşların kazanıldığı merkezlerdeki mavi/beyaz yakalı çalışanlar da artık merkezi iktidarla arasına mesafe koymuş görünüyor.
***
Çalışarak en yüksek kazancı elde eden kesimler arasında bu ölçüde bir uzaklaşma, iktidarın 22 yıl boyunca görmediği bir durum. Asıl büyük kaybı da bu gibi görünüyor. “Önümüzde seçimsiz 4 yıl var, çalışır toparlarız” deniliyor ya hani, o ‘toparlama’nın mümkün olup olmayacağının da kilit noktası burası. Yokluğun muhalefet üretmesi normaldir. Ancak ekonomik sıkıntıların görece ‘varlık’ sahibi çalışan kesimler üzerinde dahi bu boyutta etkili olmasının toparlanması kolay değil. Hele karşınızda on ay içinde oyunu on puandan fazla artıran yenilenmiş bir ana muhalefet varken…
Yine mi seçmen iradesine müdahale?
Van Büyükşehir Belediyesi seçimini yüzde 55’i aşan bir oyla, üstelik bütün ilçe belediye başkanlıklarıyla birlikte kazanan DEM Parti’nin adayı Abdullah Zeydan’ın mazbatası “memnu haklarının geri alınması” gerekçesiyle verilmeyecekmiş. Mazbata DEM’in yarısı kadar oy alamayan Cumhur İttifakı adayına verilmek isteniyormuş…
Yerel seçim mağlubiyetini ‘dört sene çok çalışarak’ toparlayacağını söyleyen iktidarın ne yapmaması gerekir dense birinci sıraya yazılabilecek bir gelişme!
Neden mi?
YSK tarafından adaylığı kabul edilip, seçimi kazanıp, sonra ‘aday olamazmış’ denilerek üçte biri kadar oy alamamış ikinci adaya dahi mazbatalar verildi geçmişte.
İşte o merkezlerde son iki yerel seçimde alınan sonuçlarına bakın, yanıtı göreceksiniz…
Tutdere nasıl kazandı?
“Ne belediye başkanını ne iktidar milletvekillerini yanımızda gördük. Sadece CHP’li vekil vardı. O da tek başına ne yapacak?”
6 Şubat depremleri sonrasında gittiğimizde bir Adıyamanlı böyle demişti CHP Milletvekili Abdurrahman Tutdere’yi kast ederek. 1998’den itibaren ilde gençlik kollarından başlayarak CHP’de siyaset yapan Tutdere ilk kez 2018 Genel Seçimlerinde CHP’den vekil seçilmişti. 6 Şubat depremindeki yıkıma rağmen 14 Mayıs seçimlerinde yine sadece o muhalefet adına meclise gidebildi. Ancak Adıyaman’ın tercihi de Türkiye’nin genelinde olduğu gibi on ayda epeyce değişmiş demek ki 31 Mart’ta yüzde 50’ye yakın bir oyla bu kez belediye başkanı seçildi.
Bunun nasıl olduğunu Didem Mercan’a şöyle anlattı Tutdere:
“İktidara sandıkta 6 Şubat’ta yaşanan yalnızlığın, özellikle de 2023 seçimleri öncesinde konutlar konusunda verdiği sözlerini yerine getirmemiş olmasının mesajı verildi…”