Son günlerde Muharrem İnce lafı Atatürk Orman Çiftliği ortasına yapılan ve “külliye” denilen komplekse getirdiğinde Recep Tayyip Erdoğan ilginç cevaplar veriyor. Erdoğan cumartesi günü Ankara’da yıkıp yerine başka bir stat yapacağı 19 Mayıs Stadyumu'nda bir konuşma yaptı. Konuşmasında “Bir tanesi çıkıyor külliyeyi satacaklarmış. Öbürü çıkıyor Çankaya’yı satacakmış. Bunlar şaşırmış. Bunlara kalsa bunlar bu ülkeyi de satar.” dedi.
Gerçi “Külliyeyi satacağım” diyen kimse yok. İnce ise sadece “başına yıkacağım” diyor. Ama bu sözler karşısında bile “ülkeyi satarlar” diye bir tepki geliyor. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ın hafızasında bir “Nurettin Sözen” kabusu vardır. İktidarı ondan almıştır ama Sözen iktidarı, kent suçlarına karşı Türkiye’de somut cevapların olduğu bir iktidardır. Bu da Sözen’in kente, doğaya ve insana karşı suç işleyenlerin bilinç altına yerleşmesini sağlamıştır.
SÖZEN KENT SUÇUNU TÖRENLE TIRAŞLADI!
Sözen 1989 seçimlerinde önceki belediye başkanını açık farkla yenerek kazandı. Hatta seçim anketleri yüzde 40,1 Dalan, yüzde 26,1 Sözen derken o yüzde 36 ile kazandı. Sözen’in belediyeciliği başka bir konu ama onun bugün iktidar için bir kabus olması asıl konumuz.
Bugün iktidar Zeytinburnu’ndaki 16/9 kulelerini şikayet ederken o Taksim Park Otel'in 15 katına kıydı. Onlar laf etti, Sözen törenle yıktı. Sözen daha sonra yaptığı açıklamada “Ben Taksim’deki Park Otel'in 15 katını simgesel olarak peynir keser gibi kestim. Törenle tıraşladık. Niye tören yaptık? Böyle kent suçları bir daha işlemesin diye yaptık.” diyor.
İşte kent suçlarının referans hareketidir bu. Törenle kent suçunu tıraşlaması siyasetin bilinç altında kalmış kabusudur. (Fazlası için Elif İnce’nin yazısına mutlaka bakın.)
Ama Sözen’in bu konudaki tek mahareti Park Otel değildir.
BAŞBAKANLARIN BOĞAZ MANZARALI VİLLALARI YIKILIR
Uyum Yapı Kooperatifi Sözen’den önce 1985’te kuruldu. 130 villa yaptırıldı. Sözen, belediye başkanlığı döneminde kiminin ruhsatsız olduğu, kiminin de projeye uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle villaların yıkımı için hukuk mücadelesi başlatmıştı. Mücadele sonrasında Sözen döneminde, villalardan sadece 73’ü yıkılmıştı. O evlerin sahipleri arasında eski Cumhurbaşkanlarında Özal, ANAP döneminin Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, eski kuvvet komutanlarından Tahsin Şahinkaya ile Sedat Celasun, Mehmet Ali Yılmaz, Güneri Cıvaoğlu, Elizabeth Özal, bugün Hürriyet ve Doğan Medya’nın yeni sahibi Yıldırım Demirören ve Arzuhan Yalçındağ Doğan da vardı (Akşam, 28 Mart 2007).
Sözen’in bu hareketi ile batan projenin kalan enkazını Kadir Topbaş 2007’de yıkmak zorunda kaldı. Ne acı değil mi?
Sözen Çiller’in başbakanlığı döneminde Kilyos’ta o zaman devam eden villasının da yapımını durdurdu. Döneminde Acarkent’in ruhsatını iptal etti. Ancak o villalar, Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde yapıldı.
İKTİDARIN KORKUSU SÖZEN
Kütahya’da halka seslenen İnce “Meydanlarda ‘o sarayı senin başına yıkacağım’ dedim, kastettiğim şatafat” diyor. Dediği şey Sözen’in yaptıklarının yanında sönük ve tutarsız kalsa da iktidar için derin etkiye sahip.
Şanlıurfa’da konuşan İnce “Marmaris’e de 300 odalı yazlık saray yaptırıyor. İlk kez Şanlıurfa’da açıklıyorum: Marmaris’teki 300 odalı sarayı engelli vatandaşlarımıza tahsis edeceğim. Sırayla orada birer hafta tatil yapacaklar.” diyor. Keşke engelliler topluma ve doğaya karşı suç tartışmasını hak eden bir yerde değil, her yerde ücretsiz tatil yapabilseler. Ama bu bile Sözen’in hafızalarda canlanması için yeterli.
Bugün Sözen belediyeciliğinin yanından geçen bir belediyemiz yok. Yaptıklarından dolayı siyaset onu harcadı. O yüzden Sözen bir sonraki seçimde aday bile gösterilmedi. Sonraki seçimlerde SHP Zülfü Livaneli’yi aday gösterdi ve 120 bin oy ile belediye başkanlığı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edildi. Hediye edildi dedim çünkü o seçimde DSP’nin adayı Zekeriya Temizel 478 bin oy aldı. O gün Dalan’ın yerine aday gösterilen ANAP adayı İlhan Kesici ve DSP adayı Zekeriya Temizel bugün CHP’nin önemli isimlerinden. Ama Nurettin Sözen 1994’te muhalefet cephesinde unutulsa da iktidar cephesinde hiç unutulmadı.
İnce ne kadar kente, doğaya ve topluma karşı suç olduğu tartışılan, toplumsal tepkiler verilen, mahkeme kararları olan bu sarayları “yıkacağım” demese de iması bile iktidarın kafasındaki hayaletin canlanmasına yol açıyor. Nurettin Sözen bugün asfalt ve beton diyen iktidar için bir kabus, onların sarayları için bir korkudur. Park Otel ve başbakanın villası gibi pek çok binayı bir daha kent suçu işlenmesin diye törenle yıkan biridir o. Saraya edilen her laf Erdoğan'a belediye başkanlığını elinden aldığı Nurettin Sözen’in politikasını hatırlatıyor. Törenle gökdelenleri tıraşlayan, başbakanların villalarını yıkan yakan Nurettin Sözen bugün iktidarın kabusudur.
Diğer yandan Sözen iktidar için ne kadar kabus ise böylesi bir politikacı da halkın bugünkü hayalidir.
Not: Cumhurbaşkanlığı verilerine göre külliyede saray dışında cami, inşaatı devam eden 650 milyon TL maliyetli kongre ve gösteri merkezi, kütüphane, ülkeyi yöneteceği danışmanlar için yeni iki idari bina bulunuyor. Kuzey ve güney idari binalarda toplantı salonları, kütüphane, arşiv, iki yemekhane, otopark ve depolar yer alıyor.