İliç'te köylüler anlatıyor: 'Zehir gibi kokuyor, köyümüz vahim'
Erzincan'ın İliç ilçesinde 13 Şubat'ta meydana gelen maden katliamının ardından ortaya çıkan siyanür, çevredeki yerleşim yerlerinde insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.
DUVAR - Çalık Holding’in ortağı olduğu Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çalık Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat'ta madende kimyasal madde karışımlı liç yığınının kaymasıyla beraber dokuz işçi göçük altında kaldı.
Olayın üzerinden beş gün geçmesine rağmen, göçükteki işçiler henüz çıkarılamadı.
Maden alanına 500 metre uzaklığındaki Bağıştaş köyünün mezrası olan Bahçecik köylüleri, "siyanür sızıntısı" korkusu ile içme sularını kullanmadıklarını, Bahçeçik köyünden tankerlere su doldurarak şimdilik ihtiyaçlarını bu şekilde karşıladıklarını söyledi.
2 yıl önce İstanbul'dan İliç'e dönen 65 yaşındaki kanser hastası Doğan Yıldırım, ANKA Haber Ajansı'na konuştu.
'SİYANÜR KARIŞIR DİYE KULLANAMIYORUZ, TANKERİ GETİRİP BURADA KULLANACAKLAR'
Köyün suyunun heyelanın yaşandığı yerden geldiğini belirten Yıldırım, "Siyanür karışır diye suyu kullanamıyoruz. Bağıştaş'a tanker götürdük, tankeri getirip doldurup ihtiyaçlarını kullanacağız. Oranın suyu Ortatepe'den geliyor. Ora biraz daha emniyetli olduğu için oradan getiriyoruz. Tanker var. Tankeri getirip burada kullanacaklar. Bizim tapulu yerlerimiz madenin tel örgüsünün içinde kaldı. Hiçbir şey yapamadık. Hayvancılık bitti burada. Mallar yaz kış içeride" diye konuştu.
'NE KADAR SAKLARSA SAKLASINLAR, YEDİĞİMİZ ZEHİR BİZİM'
Köylülerden Zeynep Durmuş ise "Zehir gibi kokuyor, köyümüz vahim. Peynirimiz, yağımız vahim... Ne kadar saklarsa saklasınlar, yediğimiz zehir bizim. Bunlar su tankerini getirdiler burada kullanacaklar. Yoksa su yok" ifadelerini kullandı.
Kimsenin gelip köylülere bir şey demediğini ve mağdur olduklarını belirten Durmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kim geldi bizi adam yerine koydu da sordu. Soran olmadı hiç. Biz mağduruz. Eşim kanser, çocuğum engelli. Ne olacak? Ne kadar saklayacaksınız. 11 senedir zehir. O su oradan geliyor. O suyu devamlı içtiler. Burada bir çocuk doğdu daha doğduğu gün kalbinden ameliyata alındı. Hep oranın pislikleri. Koyun da gidip madenin yanında otluyor, keçi de."
Köyde madende çalışanların da olduğunu söyleyen Durmuş, "Hiçbir şey konuşamıyorlar, çünkü susturmuşlar" diyerek sözlerini noktaladı.
(HABER MERKEZİ)