‘İlla torpil bulup mu test yaptıralım?’
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 testi yapılan kişi sayısının 100 bine ulaştığını açıkladı fakat tabipler bu testlerin hangi kriterlere göre kimlere yapıldığının açıklanmasını istiyor. Test konusunda ve sağlık hizmetine erişimde sorunlar yaşandığını ifade eden Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç’un aktardığına göre polikliniklere başvuran kişiler, "İlla torpilli birini bulup araya sokmam mı gerekiyor test yaptırmam için" diyor. Bir diğer sorun ise PCR testi için gerekli kitlere ulaşımda yaşanıyor.
ANKARA - Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı günlük Covid-19 testi yapılan kişi sayısında 100 bine ulaşıldı. Uzmanların testlerin hangi kriterlere göre kimlere uygulandığının açıklanması talebi henüz karşılık bulmazken, belirti göstermeyen temaslı kişilere test yapılmadığı şikayeti artıyor.
Türk Tabipleri Birliği, temaslı kişilere semptom göstermese de test yapılması gerektiğini belirtirken Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç Covid-19 testi sürecinde sahada yaşanan sorunları anlattı. Üniversite ve pandemi hastanesi ilan edilmeyen hastanelerde PCR testlerinde kullanılacak kit erişim sorunlarının devam ettiğini belirten Karakoç, “Üretim alanında çalışan işçiler ve emekçiler, test yaptırabilmek için ancak tanıdığını, eşini dostunu araya sokarak test yaptırabildiğinisöylüyorlar. ‘İlla torpilli birini bulup araya sokmam mı gerekiyor test yaptırmam için’ diyorlar” ifadelerini kullandı.
‘TEMASLILARA SEMPTOMU OLSA DA OLMASA DA TEST YAPILMASI GEREKİYOR’
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 26 Ağustos tarihinde açıklanan günlük Covid-19 tablosunda 100 bin kişiye test uygulandığı ifade edildi. 100 bin sayısının yeterli bir oranda olduğunu fakat bu testlerin yapıldığı kesimlerin bilinmesi gerektiğini söyleyen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Sinan Adıyaman, “Bizim elde ettiğimiz bilgiler ve duyumlar bu testlerin yarısının yurt dışına gidenlere ait olduğu, bir kısmının Meclis’teki bazı partilerin gruplarında çalışanlar olduğu yönünde.
Cumhurbaşkanlığında çalışanlara üç günde bir test yapıldığı duyumları da var. Bir milletvekili 8 kez test yaptırdığını söyledi örneğin. Dolayısıyla kaç kişiye yapılıyor, temaslılara mı yoksa sadece acillere başvuranlara mı yapılıyor? Bu sorulara acilen bakanlığın yanıt vermesi gerekiyor” dedi.
Covid-19 pozitif olanlarla teması olup, semptomu olmayanlara test yapılmadığına dönük şikayetlerin kendilerine ulaştığını belirten Adıyaman, “Bu konunun açıklığa kavuşması gerekiyor ki biz daha anlamlı veriler ortaya çıkaralım. Temaslılarda semptom gözlenmediğinde test yapılmadığı konusunda bize şikayetler geliyor. Siz temaslılara test yapacaksanız yüz bin test de yetmez. Öte yandan temaslılara semptomları olsa da olmasa da test yapılması gerekiyor. Hastalık bulunanların yüzde 80’i semptom da vermiyor. Bunların ortaya çıkarılması için temaslılar başta olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerine testlerin yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘PANDEMİNİN BAŞINDAN TEMMUZ ORTASINA KADAR HEKİMLERİN 3’TE 2’SİNE TEST YAPILMADI’
Temmuz ayı ortasında Ankara’daki hekimlere yönelik anket yaptıklarını, pandeminin ilk görüldüğü mart ayından temmuz ortasına kadar ankete katılan sağlık çalışanlarının 3’te 2’sine PCR testi yapılmadığı sonucuna ulaştıklarını belirten Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç, “Ankara’da düzenlediğimiz ankette katılanların 3’te 2’si kendilerine hiç test yapılmadığını söylüyor. Diğer yandan test sayısının 80-100 bine çıktığı ifade ediliyor. Yurt dışına çıkanlar, yurt dışından gelenlere testin yapıldığını düşünüyoruz. Bunun yanı sıra çeşitli kamu kurumlarındaki kişiler, milletvekilleri, Türk Hava Yolları’nın CEO’su 3 günde bir test yapıldığını açıklıyor. Sağlıkta yaşanan eşitsizliklerin ne kadar ciddi olduğunu gösteren bir şey. Risk grubunda olan, toplum sağlığını korumaya çalışan sağlık çalışanlarına test yapmıyorsunuz ama iktidar partisinin milletvekili istediği gün istediği saatte test yaptırabiliyor” dedi.
‘ÜNİVERSİTE VE PANDEMİ HASTANESİ OLMAYAN HASTANELERDE TEST KİTİ SORUNU DEVAM EDİYOR’
Ankara’da iki hafta öncesine kadar pandemi hastanelerinde PCR testinde kullanılan kitlere erişim sorunu yaşandığını, bu sorunun üniversite ve pandemi hastanesi olmayan hastanelerde devam ettiğini belirten Karakoç örnekler üzerinden test kiti konusunda yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Ankara’da 2 hafta öncesine kadar, özellikle pandemi hastanelerine günlük 30,40, 50 adet kit veriliyordu. Örneğin şehir hastanesine 100 adet PCR test kiti verildiği gün bin 600 kişi başvurdu. Yenimahalle Devlet Hastanesi’ne 500 hastanın başvurduğu gün 30 test kiti verildi. Bununla ilgili açıklama yapmıştık ve sonrasında rahatlama yaşandığını söyleyebiliriz. Ama üniversite hastanelerinde ve pandemi hastanesi olmayan hastanelerde hala bu test sıkıntısı devam ediyor. Sağlık Bakanlığı bize açıklasın lütfen. Bu testleri kimse yapıyorsunuz? Ankara’daki sağlık çalışanlarının üçte ikisine test yapılmamışsa kimse yapıyorsunuz? Testlerin sadece polikliniğe gelen yurttaşa yapılmadığını biliyoruz. Başka yerlerde nasıl yapıldığına anlam veremiyoruz ve bu rakamlar ortaya çıkıyor. Elimizde net kanıt olmadığı için net bir şey de söyleyemiyoruz.”
‘KAMU ZAM YAPINCA ÖZEL KURULUŞLAR DA TEST FİYATLARINA ZAM YAPTI’
Covid-19 testi için bir diğer sorun da özel sağlık kuruluşlarında artan fiyatlar üzerinden yaşanıyor. Yurt dışına çıkmak isteyenlerin kamu hastanelerinde 110 TL gibi bir ücret ödeyerek ilk başlarda test yaptırabildiğini, bu fiyatın 200-250 TL'ye çıkmasıyla özel kuruluşlardaki test fiyatlarının da arttığını belirten Karakoç, “Kamu zam yapmadan önce özelde 250 liraya yapılan test bugün 500 liraya kadar çıktı. Zaten bu da tamamen piyasaya açıldı. Sağlığı piyasaya açıp kar etmek. Tek amaç ve dertleri bu. Bir basit özel hastane kit getirecek, istediği fiyattan test yapacak ama ülkenin Sağlık Bakanlığı kendi yurttaşına test yapamayacak. Bunu kabul etmek mümkün değil” dedi.
‘TEMASLI KİŞİ ŞİKAYET UYDURMAK ZORUNDA KALIYOR’
Özellikle üretim alanında çalışan işçilerin test yaptırma sürecinde zorluk yaşadığını belirten Karakoç, hastanelerde Covid-19 testi yaptırmak isteyenlerle yaşadıkları diyalogları şu sözlerle anlattı:
“Üretim alanında çalışan işçiler ve emekçiler, test yaptırabilmek için ancak tanıdığını, eşini dostunu araya sokarak test yaptırabildiğini söylüyorlar. Polikliniklere gelen hastalar sağlık çalışanlarının yüzlerine de bunu söylüyorlar. ‘İlla torpilli birini bulup araya sokmam mı gerekiyor test yaptırmam için’, ‘İlla torpille sözü geçen birini bularak mı test yaptıralım’ diyorlar. Bundan dolayı da ne yazık ki sağlık çalışanları yakında şiddet görmeye başlayacaklar. Asıl sorumlular, kamu idarecileri, Sağlık Bakanlığı yurttaşa test yaptırmazken vatandaş bunu yüzümüze söylüyor. Ne demek istediklerini anlamıyoruz. Demek ki böyle bir süreç işliyor. Öte yandan temaslıların şikayeti olmadığı zaman test yapılmıyor. Biz poliklinikte de yaşıyoruz. Yakın çevremizde de duyuyoruz. Özellikle fabrikalarda, üretim alanlarında çalışan işçiler. Bu da neyi yaratıyor? Hasta sadece temaslı, klinik şikayeti yok, o da test yapılması için polikliniğe gittiğinde şikayet uydurmak zorunda kalıyor. Yalan söylemek zorunda kalıyor. Bu şekilde de bir güvensizlik ortaya çıkıyor.”
Ankara Tabip Odası Başkanı Karakoç’a göre, eğer salgın yataklı tedavi kurumlarında karşılamaya çalışılırsa sağlık altyapısı yetmez hale gelecek. Kronik takibi gereken hastaların, kanser hastalarının sağlığa erişim noktasında sorun yaşandığını belirten Karakoç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Normalde pandemi ya da salgın bilimi der ki, eğer temaslı birisi varsa bu temaslıyı tespit ettiğinizde filyasyon çalışmasıyla 14 gün boyunca izole edin. Şikayeti gelişirse de test yapın. Örneğin fabrikada çalışan bir emekçinin teması varsa, Sağlık Bakanlığı bu yetkiyi işyeri hekimlerine verecek. Bu işyeri hekimi işçiye 14 günlük istirahat yazabilecek ve bu işçileri evlerine gönderecek. Bu hastanın şikayeti gelişirse test yapılacak. Bu test aynı zamanda birinci basamakta da yapılabilir. Böyle olduğunda yataklı tedavi altyapınız işlevini yitirmemiş olur. Temaslı yurttaş açısından da güveniniz artar. Ama ne yazık ki böyle değil. Biz herkesi test için yataklı sağlık kuruluşlarına yönlendiriyoruz. Herkese de bu şekilde davrandığımız için normal sağlık hizmeti de çöktü. Normal sağlık hizmetine yurttaş erişemiyor ve bu büyük sıkıntı.”