İlnur Çevik: Aramızda ajan provokatörler mi var?
Cumhurbaşkanı başdanışmanı İlnur Çevik, dinle ilgili 'sorunlu' açıklamalara Diyanet'in zamanında müdahil olmamasını eleştirdi. Çevik bu açıklamaların bir '28 Şubat provakasyonu' olabileceğini yazdı.
DUVAR - Yeni Birlik gazetesi köşe yazarı ve Cumhurbaşkanı başdanışmanı İlnur Çevik, bazı "ilahiyatçıların" yerli yersiz açıklamalar yaparak "çakma fetvalarla ortalığı gereksiz yere karıştırdıklarını" yazdı. Çevik MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de, “Ne ara bu kadar sapık türedi!” dediği konudan "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da rahatsız olduğunu"yazdı. Çevik, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konuya daha önce 'müdahil olmamasını' da eleştirerek şöyle sordu: Aramızda ajan provokatörler mi var?
İlnur Çevik'in 'Bunu Diyanet kendi yapmalıydı' başlıklı yazısı şöyle:
Bazı “ilahiyatçıların” kamuoyunda tartışma yaratan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de “Ne ara bu kadar sapık türedi!” diye tepkisiyle gündeme getirdiği açıklamalar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı da rahatsız ediyor.
Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konuyla ilgili çalışma yapmasını istedi…
Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız’ın “6 yaşında çocukla evlenme, asansörde halvet, yorgan ve battaniyenin cinsel dürtüleri harekete geçirebileceği” gibi değerlendirmeleri, tartışma konusu olmuştu. Pazartesi günü toplanan AK Parti MYK’da da bu konu gündeme gelmiş ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan toplantıda Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a bu konuda talimat vermiş.
Basında çıkan haberlere göre toplumun kafasını karıştıran, ayrıştırmaya yönelik tahrik edici bu tür yorum ve değerlendirmelerle ilgili Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu’nun sorumluluk ve inisiyatif alması gerektiğini belirten Erdoğan, “Din İşleri Yüksek Kurulu bununla bizzat ilgilenmeli. Toplumun bu konularda doğru bilgilendirilmesi ve bu tür ayrıştırıcı değerlendirmelere fırsat verilmemesi gerekiyor” demiş. Toplantıda, otorite olmayan farklı kişilerden gelen farklı açıklamaların; kin ve nefret temelinde toplumu tahrik ederek birbirine düşman etmesine izin verilmemesi gerektiği vurgulanmış.
Bunların hepsi iyi, güzel ve gerekli… Ama bu tür tartışmalar ortaya çıkar çıkmaz Diyanet İşleri Başkanlığının olaya müdahil olması ve gerekli girişimleri yapması gerekmez miydi? Yani illa bu konuya da Cumhurbaşkanımız mı müdahil olmalıydı?
Bir de bu işin arka planına iyi bakmak lazım… Yoksa birileri 28 Şubat sürecinde olduğu gibi suları bulandırıp dini hassasiyeti olan kitleleri karalamak için mi yapıyor bütün bunları? Aramızda ajan provokatörler mi var?