İmamoğlu: 'Bize laf çakan herkese duyurulur, bizi izlemeye devam edin'

Tarihi Yarımada'yı gezen Ekrem İmamoğlu, yapılan projeleri anlatarak, Çok şey anlatırım. 20-30 yer saydım. Bize laf çakmayı sanat haline getirmiş herkese duyurulur. Bizi izlemeye devam edin…” dedi.

Abone ol

DUVAR - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, güne CHP Fatih Belediye Başkan Adayı Mahir Polat ile birlikte tarihi Eyüpsultan Camii’nda sabah namazını kılarak başladı. Namaz sonrasında, Eyüpsultan Haziresi Restorasyon Alanı’nı ziyaret eden İmamoğlu ve Polat, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel tarafından çalışmalarla ilgili bilgilendirildi.

Eyüpsultan’ın ardından Fatih’e geçen İmamoğlu ve Polat’ın ilçedeki ilk durağı, Ayvansaray Mahallesi’ndeki Tekfur Sarayı oldu. Saray çevresindeki park ve etkinlik alanında incelemelerde bulunan ikili, kahvaltılarını Süleymaniye’de bir çorbacıda yaptı. Öğrencilerin ve çevre esnafının yoğun ilgi gösterdiği İmamoğlu ve Polat, çaylarını da Süleymaniye sokaklarında içti.

Restorasyonları tamamlanan ve yakın zamanda hizmete girecek olan ‘sıra dükkanları’ yerinde inceleyen İmamoğlu ve Polat’ın Fatih’teki son durağı Sultanahmet oldu. Tarihi Yerebatan Sarnıcı yakınında bulunan ve İBB Miras tarafından restore edilen Turşucuzade Konağı çevresinde de incelemelerde bulunan İmamoğlu, gezileriyle ilgili değerlendirme konuşmasını ise restorasyon çalışmaları devam eden, ‘dünyanın sıfır noktası’ olarak bilinen ‘Milion Taşı’ yakınında yaptı.

İmamoğlu, Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii fonu önünde yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Bugün sizi, dünyanın merkezinden selamlıyoruz. Niçin dünyanın merkezi? Sakın İstanbul'un Belediye Başkanı olduğum için dünyanın merkezinde olduğumu söylediğimi düşünmeyin. Burada milion taşı var, tam gördüğünüz taş. Uzun zamandır burada arkeolojik kazı yönetiyoruz. Bazı işgalleri toparladık burada. Özellikle bu sahanın çok özel bir saha olduğunun farkındayız. Aşağıda çok önemli bir sarnıcımız var biliyorsunuz. Ve bu tarihi Yerebatan Sarnıcı’nın üstündeyiz şu anda. Şu an restore etmekte olduğumuz yapı da Osmanlı döneminin su terazisi. Milion taşının dünya için bir merkez olduğu -Roma döneminden, neredeyse artık 2000 yaşına yaklaşan bir zaman diliminden bahsediyoruz- bence hiç değişmedi. İstanbul, hep dünyanın merkezi oldu. Dünyaya yön veren, dünyaya şekil veren, ruh katan bir yapısı söz konusu.

Milion Taşı’nı ortaya çıkarıyoruz. Burada bir arkeolojik kazı başlattık. Güçlü bir su terazisi, anıtsal bir yapı gibi duruyor bu meydanı karşılayan. Onu hayata geçiriyoruz. Burayı arındırdık, temizledik. Yine ileride özellikle o tarihi hipodromun olduğu bölümdeki Yılanlı Sütun… Restorasyonunu tertemiz hale, pırıl pırıl hale getirdik. Ve Turşucuzade Konağı, Sıbyan Mektebi… Sadece burada 10-15 tane husus anlattım. Bu 4-4,5 yılın iyileşmesi, bizden önce burada kalmış olan çöp, çarık vesaire onları toparlamış olduk. Buradan biraz aşağıya indiğinizde, çok iyileşmiş bir tarihi parkımızı göreceksiniz. Ve o parkımızın içerisinde çok özel bir sarnıç daha hayata geçirdik. Gülhane Parkı’nda ‘Gülhane Sanat’ı hayata geçirdik. Gülhane Parkı'mızın içi yenilendi. Kimliğini öne çıkarıcı hamlelerle tasarımı, mobilyasından birçok konuya kadar arkadaşlarım toparladı. Oradan yürüyüp gittiğinizde, yine çöp, çarık; önünüze çıkan bir Sarayburnu vardı. Sarayburnu'nu pırıl pırıl hale getirdik. İnanılmaz keyifli bir nokta oldu orası. İstanbul'da, daha doğrusu Türkiye tarihinde ilk defa bir Atatürk anıtı oraya dikilmişti. Ve ne yazık ki etrafı pislik içinde bir yerdi. Ama şu anda pırlanta gibi, turistlerin akın akın aktığı bir nokta haline geldi.

Orada da bitmek üzere olan arkeolojik kazıdan kalmış olan… Ta ne zaman biliyor musunuz? Ta Marmaray zamanından kalma, bitap halde bir kenarda duran alanın tasarımı da bitti. Yerleştirmeleri yapıldı. Çevresinin peyzajı toparlanıyor. Orada da Arkeolojik Müze’yi, o yerleştirmeyle beraber, neredeyse birkaç bin sene öncesine gidecek şekilde tamamlanacak. İnsanlar, orayı da belki de 1500-2000 yıl öncesini görmek için ziyaret edecekler. Bitti mi? Bitmedi. Yani Eminönü Meydanı’ndan mı bahsetsem? Balat'tan mı bahsetsem? Ve ta kara surlarının içine mi girsem? Yok sayılmış, unutulmuş ve neredeyse birilerinin eline geçmek üzere olan Cerrahpaşa'da, 7-8 bin metrekarenin içerisinde bulunan ve inşallah 1-1,5 ay içerisinde de yine İstanbullularla buluşturacağımız muhteşem bir konağı açıyoruz; Bulgur Palas’ı. Yine aşağıda, hala boşaltmakla uğraşıyoruz, arkeolojik park yapacağız… Sırf orayı temizleyelim diye, yaklaşık 500 milyon liralık yatırım yaptık Alibeyköy'de.

Biz, bu şehri bütün dünyaya açmak istiyoruz. Bütün dünyaya bu şehrin gücünü, iyileştirici ve birleştirici gücünü, geliştirici gücünü göstermek istiyoruz. Memleketin bu can paresi, o içinde tuttuğu o büyük cevheri koruyan, en iyi yansıtan şehir olarak göstermek istiyoruz. Bu bakımdan inşallah gücümüze güç katarak, dua ediyoruz Allah'ımıza. Milletimizle beraber şehrimizi, ikinci yüzyılın bu ilk yıllarında muazzam bir geleceğe taşıyacağız. Bu konuda Fatih'te belediye başkanı adayı olan ve bu sürecin önemli paydaşlarından, yol arkadaşlarımdan Mahir Bey'in, Mahir Başkan’ın burada başarılı adımlarıyla, birleştirici kavramı Fatih-Büyükşehir odağında, muhteşem bir geleceğe taşımak arzusundayız. Bütün insanlarını seven, kucaklayan, mahalleliyi mahallesinde yaşatan, onu orada muhafaza eden, onun yaşamını güzelleştiren, buradaki ne yazık ki tarifsiz, anlatılamayacak derecede kötü bir biçimde yerleştirme denetimi olmaksızın zapt edilen sokaklar, binalar, özellikle yoğun mülteci akınının kontrolsüz bir biçimde Fatih'e yığılmasını, bir şekilde insani ölçekte buna bakan, ama mutlaka bir düzenini ve bu şehrin huzurunu bozmayacak şekilde güzelleştiren bir anlayışla Fatih adayımız Mahir'le beraber ikinci yüzyıla taşıyacağız. Çok şey anlatırım. 20-30 yer saydım. Bize laf çakmayı sanat haline getirmiş herkese duyurulur. Bizi izlemeye devam edin…”