İmamoğlu: Millet haddini bilmeyene ne yapar?

Ekrem İmamoğlu, "Millet haddini bilmeyene ne yapar? Hak ettiği dersin verilmesini çok iyi bilir. Bunun için ‘mucize demokrasi’ her şeye yeter. Bir oy pusulası, bir mühür her şeye yeter" diye konuştu.

Abone ol

DUVAR - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kentin farklı noktalarında gün boyu süren organizasyonlarla kutladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bayramın finalini Üsküdar Meydanı’nı dolduran İstanbullularla birlikte yaptı. Eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu’yla birlikte el ele sahneye çıkan İmamoğlu’na, 15 farklı ülkeden gelen çocuklar da folklor kıyafetleriyle eşlik etti.

Burada yaptığı konuşmada kendisini milletin üstünde görenlerin çıkabileceği uyarısında bulunan İmamoğlu, “Ama millet haddini bilmeyene ne yapar? Hak ettiği dersin verilmesini çok iyi bilir. Bunun için ‘mucize demokrasi’ her şeye yeter. Bir oy pusulası, bir mühür her şeye yeter. Bu ülkede vatandaştan daha değerli, daha imtiyazlı hiç kimse yoktur. Olmaz, olamaz. Bu ülkede vatandaş olmaktan daha üstün bir makam olmaz, olamaz; yoktur” ifadelerini kullandı.

23 Nisan’ın sadece Türk çocuklarının değil, tüm dünya çocuklarının bayramı olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Üsküdar beni çok heyecanlandırıyor. İstanbul beni çok heyecanlandırıyor. Hele hele Cumhuriyet deyince, çok daha fazla heyecanlanıyorum. Mustafa Kemal Atatürk deyince coşuyorum. Türkiye deyince, canım feda diyorum. Ulusal egemenliğimizin bayramı, çocuklarımızın bayramı kutlu olsun. Atatürk'ümüzün armağanı 23 Nisan, kutlu olsun. Coşkuyla alkışlayın. Bugün bayram, tabii ki neşe dolu olacağız. Tabii ki mutlu olacağız. Caddelerde, meydanlarda buluşacağız. Bu güzel günü hep birlikte kutlayacağız. Bayramları kutlamak, birlikte olmak, bir olmak, birbirimizi coşkuyla hissetmek, birbirimizi sevmek, birbirimizi tanımak, dünyanın en güzel şey. Bizim içimizdeki barış, bizim içimizdeki coşku, inanın sadece İstanbul'a, sadece Türkiye'ye değil, bütün dünyaya iyi geliyor” dedi.

'HEP BİRLİKTE, ‘TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE’ DEDİK'

23 Nisan 1920’ye giden Kurtuluş Savaşı sürecinden kısa bir özet sunan İmamoğlu, “Milletçe ne yaptık? Milletçe bir olduk. Gücümüzü, irademizi tek bir çatı altında birleştirdik. Tek bir çatı altında toplanabildiğimiz için neyi başardık? Ülkemizi işgalden kurtarıp, özgürlük ve bağımsızlığımızı hep birlikte elde ettik. Hep birlikte, ‘Tam bağımsız Türkiye’ dedik. Bu ülkenin bütün farklı seslerini ve renklerini tek bir çatı altında buluşturabildiğimiz için, gelişen ve güçlenen bir ülke olabildik. 23 Nisan, işgal altındaki bir ülkenin, ulusal egemenliğin gücüyle yeniden güçlü şekilde doğduğu bir gündür. 23 Nisan 1920’de biz; bir kişinin, bir grubun değil, sizlerin, milletin iradesini kabul ettik. Ne dedik? ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ dedik. Milletin iradesini, TBMM temsil eder dedik. O gün bu gündür bu ülkede ne oldu? ‘Millet ne derse, o olur’ dedik. Bu ülkede hiç kimse, millete rağmen, milleti hiçe sayarak yöneticilik yapamaz. Hiç kimse, milletten başka bir yerden emir alamaz” diye konuştu.

'MİLLET HADDİNİ BİLMEYENE NE YAPAR?'

Kendisini milletin üstünde görenlerin çıkabileceği uyarısında bulunan İmamoğlu, “Ama millet haddini bilmeyene ne yapar? Hak ettiği dersin verilmesini çok iyi bilir. Bunun için ‘mucize demokrasi’ her şeye yeter. Bir oy pusulası, bir mühür her şeye yeter. Bu ülkede vatandaştan daha değerli, daha imtiyazlı hiç kimse yoktur. Olmaz, olamaz. Bu ülkede vatandaş olmaktan daha üstün bir makam olmaz, olamaz; yoktur” ifadelerini kullandı. TBMM’nin kuruluş mayasında eşitlik, kardeşlik, özgürlük ve bağımsızlık kavramlarının bulunduğuna vurgu yapan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Demokrasimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkamazsak, çocuklarımıza da sahip çıkamayız. Bu ülkenin bütün çocuklarına, eşit imkan ve fırsatlar sunmayan hiç kimseye çocuklarımızın, siz pırlanta gençlerimizin hakkını yedirmeyeceğiz. Yılmadan mücadele edeceğiz. Mücadeleye hazır mıyız? Coşkuyla, akılla, bilimle çok çalışmaya, İstanbul'un çocukları, bu milletin evlatları, İstanbul'un gençleri; hazır mıyız? Sizleri asla adaletsizlikle baş başa bırakmayacağız. Bu ülkenin bütün çocuklarına; doğusuna-batısına, güneyine-kuzeyine Kars'a, Ardahan'a, Edirne'ye, Çanakkale'ye, Adana'ya, Gaziantep'e, Sinop'a, Samsun'a, Sivas'a, Erzurum'a, Artvin'e, Trabzon'a, her yere, bütün milletin evlatlarına, hep beraber sahip çıkacağız.”

'DÜNYADAKİ EN DEĞERLİ İLKE: YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ'

“Yurtta barış, dünyada barış… Bu ilke var ya bu ilke, dünyada en değerli ilke. Bu ilkeyi Mustafa Kemal Atatürk söyledi. İşte onun izinden gideceğiz. Ve ne diyeceğiz biliyor musunuz? Savaşlar son bulsun. Dünyanın hiçbir yerinde mazlum insanlar ezilmesin. Çocuklar ölmesin. Gençler ölmesin. Kadınlar ölmesin. Yurtta barış, dünyada barış için hep birlikte, çok çalışacağız. Bütün dünya çocukları barışa kavuşsun diye, hep birlikte Cumhuriyet için, dünyada barış için, Türkiye'miz için mücadele edeceğiz. Şehirlerin ve ülkelerin gelişme düzeyleri, çocuklara verilen değerle ölçülür. Biz, İstanbul'u çocuklarımızın saygı gördüğü, ihtiyaçlarının özenle karşılandığı bir şehir yapmak için çok çalışıyoruz. Çocuklara saygı duymak, onların kendilerini ifade etmelerine imkan tanımakla başlar. Ben, çocuklara çok saygı duyuyorum. Onların sahip olduğu bütün haklara çok saygı duyuyorum. Her bir çocuğun kendine özel bir kişiliği olduğunu kabul ediyorum.”