İmamoğlu'na taşlı saldırı davası: Adli kontrol kararı kaldırıldı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Erzurum mitinginde yapılan taşlı saldırıyla ilgili açılan davada 28 sanık hakkındaki adli kontrol kararı kaldırıldı. Dava 25 Aralık tarihine ertelendi.

Abone ol

Emrullah Bayrak

ERZURUM - Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erzurum'da düzenlenen miting sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na taşla saldıranlar, hakim karşısına çıktı. Erzurum 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada, 28 sanık hakkındaki adli kontrol kararı kaldırıldı. İmamoğlu'nun avukatları, sanıkların "kasten adam öldürmeye teşebbüs" ettiklerini savunarak dosyanın "yetkisizlik kararı" verilerek ağır ceza mahkemesine gönderilmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep etti. Duruşma 25 Aralık'a ertelendi.

7 Mayıs'ta gerçekleşen olaya ilişkin 28 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasına İmamoğlu'nun avukatı Mustafa Aşık, Murat Ongun'un avukatı Kazım Yiğit Akalın ile avukat Serkan Günel de katıldı. Taşlı saldırının örgütlü bir şekilde gerçekleşmediği görüşüne yer verilen iddianameyi eleştiren müşteki avukatları, şu görüşleri dile getirdi:

"Burada yaşanan bir linç girişimidir. Menemen ve Sivas olaylarının benzeridir. Emniyet görevlilerinin burada olmamasını kabulü mümkün değildir. Sanıkların münferit olarak olay mahaline geldiklerinin iddianamede yazması utanç vericidir. Bugün linç girişimine uğrayan İBB Başkanı değil de Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydı yargılama bu suçlama ile mi yapılırdı? Yoksa sanıklar tutuklu olarak bir ağır ceza mahkemesinde 'öldürmeye teşebbüs' suçundan mı yargılanırdı? Fotoğraflar, miting öncesi atılan tweetler ortada, yaralananların durumu, atılan taşların büyüklüğü bu davanın 'kasten adam öldürmeye teşebbüs' olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu kitleyi yönlendirenlerin, organizasyonu yapanları ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bu nedenle 'görevsizlik kararı' verilerek dosyanın Erzurum Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep ediyoruz."

DURUŞMADA MHP TARTIŞMASI

Duruşmada sanıklara herhangi bir partiye, derneğe veya ocağa üye olup olmadıkları da soruldu. Bir sanığın daha önce MHP üyeliğinin bulunduğunu söylemesi üzerine Erzurum Barosu'ndan atanan avukat Esra Yılmaz itiraz etti.

Duruşmada parti isminin kullanılmasının veya sorulmasının doğru olmadığını belirten Yılmaz, insanların herhangi bir partiye üye olabileceğini ifade ederek olayları bir yerlere bağlanmaya çalışılmasını eleştirdi. Mahkeme, sanıklara herhangi bir yere üyeliklerinin olup olmadığını sormaya devam etti.

'BENİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNE ATTILAR'

Olaylara karıştığı gerekçesiyle sözleşmesi iptal edilen uzman çavuş Muhammet Akif Keleş de mitingde zafer işareti yapıldığını, HDP bayrağı açıldığını ileri sürdü. Bu sırada 'şehitlerin aklına geldiğini' anlatan Keleş, şöyle devam etti: "Sinirlendim. Bozuk paraları yere fırlattım. Kimseyi hedef almadım. Asker olduğum için 'FETÖ'cü' dediler, 'ajan' dediler. 'Olayı sen başlattın' dediler. Beni Türkiye'nin önüne attılar. Bunları söyleyenler hakkında suç duyurusunda bulunduk. 'FETÖ' ile hiçbir iltisakım yoktur. Pişmanım, işimi kaybettim. Eşim kanser hastası. Maddi manevi zararım oldu. Hiçbir yere üyeliğim yoktur."

Keleş'in avukatı da şunları söyledi: "Müvekkilim, dosyanın en mağdur kişisidir. Olayla ilgili bir günah keçisi arandı ve bu müvekkilim ilan edildi. Hükümete yakın gazeteler, 'FETÖ'cü' ilan ettiler. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bir devlet adamının vakarına yakışmayacak şekilde müvekkilime yönelik açıklama yaptı. Sözleşmesi feshedildi, meslekten atıldı. Yaptığımız suç duyuruları, 'soruşturmaya yer yok' denerek kapatıldı."

'CEBİMDEKİ AKİDE ŞEKERİNİ ATTIM'

Mahkemede sanıkların tek tek ifadeleri alındı. İddianamedeki beyanatlarını tekrarlayan sanıkların bazıları taş ve çakmak değil 'kozalak' attıklarını söyledi. Sosyal medya veya başka bir yerlerin yönlendirilmesiyle alana gelmediklerini savunan sanıkların kimi de miting alanında 'Öcalan posteri' açıldığını iddia etti.

Sanıklardan biri ise "Cebimde akide şekeri vardı, onları attım" dedi. Ayrıca olaydan duydukları pişmanlıklarını da ifade eden sanıklar, polisin gerekli önlemi aldığını ileri sürdü.

'OLAYLAR ORGANİZEDİR'

Davada müşteki sıfatıyla yer alan dönemin CHP Erzurum İl Başkanı Suat Dülger ise olayların organize bir şekilde yapıldığını söyledi. Türk bayrağı dışında alanda CHP'nin dahil hiçbir bayrağın olmadığını dile getiren Dülger, kendisinin alandan sadece Ekrem İmamoğlu'nu karşılamak için ayrıldığını ifade etti.

Sanıkların kozalak, şeker attığını söylediğini hatırlatan Dülger, şöyle devam etti: "Sanki herkes gül atmış. Asıl hadise İmamoğlu ve benim de içinde bulunduğum otobüsün Havuzbaşına gelmesiyle başladı. Kaldırım taşları atılmaya başlandı, otobüsün camları kırılmaya çalışıldı. Emniyet'in burada büyük bir güvenlik zaafı vardır. Bu arkadaşlar İstiklal Marşı okuduğunu söylüyor. Oysa İstiklal Marşı'nı okuyan biziz. Bu arkadaşlar hangi amaçla İstiklal Marşı'nı okumuştur? Sanıklar bu alanın miting alanı olmadığını söylüyor. Bunu nereden biliyorlar? Miting değil, halk toplanacaktı, esnaf ziyareti yapılacaktı. Daha önce Sayın Meral Akşener orada miting yaptı. Madem orası miting alanı değil, bu nasıl oluyor? Biz otobüsle alandan ayrıldıktan sonra olayları yapan gurup, gece ikiye kadar sokakta gösteriler yaptı. Bu organize değil de nedir? Bazı CHP'lilerin işyerleri taşlandı. Şikayetçiyim. Kamu davasına katılmak istiyorum."