İMC TV'den, 'geri dönün' çağrısı
KHK ile kapatılmasına karar verilen İMC TV’den açıklama: Hiçbir demokraside asla kabul edilmeyecek bu uygulamadan bir an önce geri dönülmesini bekliyoruz.
DUVAR - Hükümetin çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameyle kapatılmasına karar verilen İMC TV’den açıklama geldi. "Hükümet, kanalımız İMC TV’nin Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle kapatılmasına karar vermiştir" denilen açıklamada kanalın yayınının Hayatın Sesi, TV 10, Van TV, Jiyan TV, Azadi TV, Zarok TV durdurulacağı belirtildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Hükümetin kararının gerekçesinde, “milli güvenliği tehdit eden yapı, oluşum ve gruplar ile terör örgütlerine aidiyeti belirlenen kanallar” ifadesi kullanılıyor.
İMC TV olarak 5 buçuk yıldır yaptığımız yayın süresince temel/evrensel gazetecilik kurallarından hiçbir zaman kopmadan, objektif ve bağımsız bir habercilik yaptık. Bu yayıncılık pratiğimiz şu anda hükümetteki AKP için olduğu kadar CHP için, HDP için olduğu kadar MHP ve parlamentoda temsil edilemeyen diğer tüm siyasi partiler için geçerli olmuştur. Habercilik refleksimiz de Cizre’deki gelişmelerden Soma’daki felakete, Van’daki depremden Karadeniz’deki bir olaya, Meclis’teki tartışmalar kadar sokaklardaki hareketliliğe herhangi bir önyargı ve kaygı taşımadan her yer ve kesim için aynı duyarlılıkta ve dengede olmuştur.
İMC TV 5 buçuk yıldır Türkiye’de tüm toplumsal kesimleri ilgilendiren her türlü gelişmeyi profesyonel bir gazetecilik anlayışıyla yansıtmaya çalışmıştır. Son güne kadar da hak temelli yayıncılığımızı sürdürdük.
Dolayısıyla hükümetin kanalımızı kapatma gerekçesi olarak kullandığı ve tamamen hukuk dışı olan suçlamayı kesinlikle kabul etmiyor, yayınımıza yönelik kapatma kararını ifade ve basın özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbe olarak görüyoruz.
İMC TV ve diğer televizyon ve radyoların kapatılması giderek daha da antidemokratik ve otoriter bir yörüngeye giren hükümetin tek sesli bir medya ve toplum yaratma çabasının bir parçasıdır. Kanalımızın kapatılması sadece bizim ifade ve basın özgürlüğümüzün ihlali değil, milyonlarca vatandaşın haber alma hakkına yönelik de ciddi bir ihlaldir. Bu uygulama 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümetin bütün özgürlükleri kısıtlamaya dönük karar ve uygulamalarının bir başka parçasıdır.
Hükümet 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek herhangi bir darbenin yapacağı uygulamaları hayata geçirdiğini bir kez daha göstermiştir. Hiçbir demokraside asla kabul edilmeyecek bu uygulamadan bir an önce geri dönülmesini bekliyoruz.